Diyarbakır’ın birçok alanı baz istasyonları ile doldu
TİGRİS HABER- Kayyum yönetimindeki Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi (DBB) ile mobil sanal ağ operatör şirketleri arasında imzalanan "Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Elektronik Haberleşme Sitemleri Yer Kullanım Hakkı Sözleşmesi” ile kentte baz istasyonu yapılmayan alan kalmadı. Kentte çok sayıda bulunan baz istasyonları, mahalle aralarında, binaların, okulların, hastanelerin yakınında olmak üzere kamusal alanların merkezinde bulunuyor.
Üç kat daha fazla arttı
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, İsrail’de yapılan bir araştırma sonucunda kanser vakalarının baz istasyonlarının yoğun olduğu bölgelerde üç kat daha fazla arttığı bilgisini paylaşarak, istasyonların insan sağlığı üzerindeki etkilerine dikkat çekti.
Manyetik dalgalara maruz kalıyoruz
Türkiye’de yaklaşık 50 bin baz istasyonu olduğunu aktaran Güldiken, “Türkiye’nin yüz ölçümü ve bu 50 bin baz istasyonunun kurulum yerleri düşünüldüğünde, her birimizin yanı başında bir baz istasyonu var. Baz istasyonların yaydığı elektromanyetik ışınlar, manyetik dalgalara maruz kalıyoruz” dedi.
Cami minarelerine yerleştiriliyor
Güldiken, baz istasyonlarının mobil telefonculuğun artmasıyla birlikte daha hızlı ve daha çok iletişimin sağlanması için geliştirilmiş bir teknoloji olduğunu, çekim gücü sorununun çözümü için şehir merkezlerinde, cami minarelerine, binaların dış cephelerine, parklarda ve kavşaklara yerleştirildiğini söyledi.
Birçok etkisi var
Baz istasyonlarının insan sağlığı üzerinde birçok etki bıraktığına belirten Güldiken, “Psikolojik, duygusal ve fiziksel etkileri var. Psikolojik olarak stresi tetikliyor ve bu durum tedirgin olma haline neden oluyor. Fiziksel olarak da özelikle kulak çınlaması vakalarını arttırdığı biliniyor” şeklinde konuştu.
İnsanlar radyasyona maruz kalıyor
Baz istasyonlarının yerleşim yerlerinden en az 10 metre uzak olması gerektiğini ve toplumun ortak yaşam alanı olan yerlere yerleştirilmemesi gerektiğinin altını çizen Güldiken, “Kavşaklara yerleştirmek de doğru değil. Oralarda bir kaç dakikada 100’lerce araç geçiyor ya da ışıklarda bekleyen arabalar var. Buralarda bekleyen insanlar, radyasyona maruz kalıyor. Bazı yerlerde de baz istasyonlarının binaların kenarına yerleştirildiğini görüyoruz. Evet, o bina sakinlerinden izin alınarak yapılıyor ama ne kadar izin alınarak da yapılsa o sitedeki herkesi etkiliyor. 10 metre mesafesi var ama biz ne yaparsak yapalım, yine de bu elektromanyetik alana maruz kalıyoruz” dedi.
Bütün ekosistemi etkiliyor
Gültiken, baz istasyonun özellikle çocuklar üzerindeki olumsuz etkiler bıraktığını ifade ederek, “Çocuklar gelişme çağında olduğu için en çok onları etkiliyor. Çocuklar özerinde yapılan araştırmalarda; özellikle öğrenim bozukluğunu tetiklediği, öğrenme bozukluğu ile hiperaktivite bozukluklularının artığını söyleyebiliriz. Disleksi (kişinin okuma ve yazma ile ilgili fonksiyonlarının olumsuz yönde etkilenmesi) hastalığının son yıllarda artmasında da bütün bu baz istasyonlarının, teknolojik cihazların etkisi var. Yani netice itibari ile bütün ekosistemi etkiliyor diyebiliriz” diye belirtti. (MA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.