DBP'den sürece ilişkin önemli açıklamalar
Yüksek Çözüm sürecine yönelik taleplerini, "Koruculuk lağvedilsin, anadilde eğitimin koşulları acilen yaratılsın, cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklar serbest bırakılsın ve Öcalan'a müzakere yapabileceği koşullar sağlansın" şeklinde dile getirdi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Emine Ayna ile Kamuran Yüksek, iki günlük PM ve dün Belediye Eş Başkanları ile yapılan toplantıların sonuçlarını DBP genel merkezinde yaptıkları basın toplantısı ile açıkladı. Açıklamayı yapan Yüksek, DBP'nin 11 Temmuz'da yeni bir misyon çerçevesinde kurulduğunu ve bu doğrultuda çalışmalarına başladıklarını söyledi. DBP olarak PM ve Belediye Eş Başkanlarıyla ilk kapsamlı toplantılarını yaptıklarını belirten ve "kamuoyunun ve toplumun partimizden beklentileri var" diyen Yüksek, toplantı sonuçlarını da 1 Eylül gibi önemli bir tarihte paylaşmayı anlamlı bulduklarını söyledi. Barışın her zamankinden daha fazla ihtiyaç haline geldiğine vurgu yapan Yüksek, yaşanan çatışma ve savaşları da, "Ortadoğu'da mezhepsel, etnik ve siyasal çatışmalar yaşanıyor. Bunların temel kaynağı milliyetçiliktir. Egemen güçlerin yaratmış olduğu sistemler sonucunda yüzyıllar boyunca halklar acı çekti. Ancak artık halklar adalete ve özgürlüğe kavuşmak istiyor. Yaşanan mücadeleler de bunun göstergesidir. Bununla birlikte mevcut sistemlerle yürünmeyecek durumu da gelinmiştir" sözleriyle değerlendirdi.
Çözüm için Kürtlerin beklentilerini ve taleplerini sıraladı
Sürecin ilerleyebilmesi için tüm güçlerin üzerine düşeni yapması gerektiğine işaret eden Yüksek, özellikle Türkiye hükümetine önemli sorumlulukların düştüğünü söyledi. Çözümün gelişmemesi için herhangi bir neden bulunmadığını belirten Yüksek, "Kürtler hazırdır. Demokratik çözümün de hangi ilke ve koşullarca geliştirileceği bizim tarafımızdan ortaya konmuştur" dedi. Yüksek, koşulları tekrar hatırlatma gereği duyduklarını vurgulayarak şunları söyledi:
"Savaş koşullarının ortadan kaldırılmasının en temel ayaklarından biri koruculuk sistemin lağvedilerek, toplum üzerindeki tehdidin bertaraf edilmesidir. Yine barış sürecinin olmazsa olmaz koşullarından bir tanesi ana dilde eğitim konusudur. Sadece Kürtler için değil, tüm halkların kendi dillerinde eğitim alması ve bunun anayasal zemine taşınması gerekmektedir. Cezaevlerinde, Kürt sorunun demokratik çözümü için mücadele yürüten binlerce siyasi tutsak bulunmaktadır. Tutsakların bir an önce serbest bırakılması cezaevlerinin boşaltılması gerekmektedir. Müzakere sürecinin eşit koşullarda sağlanabilmesi açısından Sayın Abdullah Öcalan'ın müzakereyi sürdürebilecek imkanlarının yaratılması, rahat ve sistemli katkı sunabileceği koşullarının oluşturulması gerekmektedir. Tüm bu belirttiğimiz hussular çerçevesinde Türkiye'de barışın hakim olmasını diliyoruz."
'Kadrolarımız toplumsal dönüşüme öncülük edecektir'
Yüksek ayrıca partilerinin sürece ilişkin izleyeceği politikayı da şu şekilde özetledi: "Çözüm sürecinin derinleşmesinde, barışa ulaşılmasında, partimize düşen sorumluluğun toplumsal mücadeleyi yükseltmek olduğunu biliyoruz ve demokrasinin daha fazla gelişmesi açısından çaba içerisinde olacağız. Yeni kurulan partimiz seferberlik ruhu içerisinde örgütlenme çalışmalarını yürütmektedir. Her ilde akademiler açarak, özgürlükçü anlayışın inşa edilmesini hedefleyeceğiz. Buna öncülük edecek kadroların yetiştirilmesi temel hedefimiz olacak. Kadrolarımız toplumsal dönüşüme öncülük edecektir. Toplumun eğitimini de kendimize hedef etmiş bulunuyoruz."
Ekim sonunda halkçı belediye konferansı
Belediye eş başkanları ile aldıkları bir günlük toplantının da sonuçlarını paylaşan Yüksek, partilerine bağlı 105 belediyelerinin olduğunu hatırlatarak önlerine koydukları hedeflerini yarısını gerçekleştiremedikleri için topluma özeleştiri verdiklerini söyledi. Yeni dönemle birlikte önümüzdeki 5 yılın değerlendirmesini de yaptıklarını kaydeden Yüksek, "nasıl halkçı belediye olunur" noktasında tartışmalar yürüttüklerini, tartışmaların Eylül ayı sonuna kadar devam edeceğini Ekim ayı sonunda ise büyük bir konferansla tartışmalarını tamamlayacaklarını söyledi. Yürütecekleri çalışmalarla dünyaya model olacaklarını dile getiren Yüksek, üstten bir belediye başkanının yöneteceği, sadece bir kesime hizmet eden bir belediyecilik anlayışı içerisinde olmadıklarını vurguladı.
'Eş başkanlık sisteminden geri dönmeyeceğiz'
Toplantıda eş başkanlık sistemine ilişkin de tartışmalar yürüttüklerini belirten Yüksek, "Eş başkanlık sistemi üzerinden geliştirilen her hizmet çabası valiliklerden geri geliyor. Bu durum çözüm süreci noktasında risk teşkil edecek öneme sahiptir. Belediyelerimizde eş başkanlık sisteminden geri dönme gibi bir durum da söz konusu değildir. Uygulamaya devam edeceğiz ama biz bunu kriz noktasına taşımak istemiyoruz. Demokratik yöntemlerle çözüme kavuşturulmasını istiyoruz" diye konuştu.
Ekonomi komisyonu kuruldu
Ayrıca ilk defa bir ekonomi komisyonu kurduklarını, Kürt sorununun yakıcılığından dolayı şimdiye kadar önceliklerinin genelde farklı olduğunu, bu hassassiyetlerinin devam etmekle birlikte ekonomi alanını da önemsediklerini belirten Yüksek, kapitalist sistemin yaratmış olduğu ekonomik sonuçları ortadan kaldırmak için yeni bir sistem oluşturacaklarını söyledi. Tekelciliğe ve kapitalizme karşı mücadele edeceklerini vurgulayan Yüksek, toplumun kendi kendine yeteceği ekonomik modeller geliştireceklerini, ekonomi çalışma sürecini de ilk defa başlatmış bulunduklarını duyurdu. Yüksek, son olarak ifade ettikleri noktalar üzerinden yoğun bir çalışma sürecine girdiklerini sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.