ÇİFTÇİ HÜSRANA UĞRADI
Bakan Çelik, Anadolu kırmızı şark ekmeklik buğdayın taban fiyatını 940 TL olarak açıklarken, günlerdir taban fiyatın belirlenmesini bekleyen çiftçiler hayal kırıklığına uğradılar.
Bu yıl bölgede hububat rekoltesinin yüksek olması çiftçinin yüzünü güldürürken, taban fiyat açıklamasından sonra bölge çiftçisinin sevinci kursağında kaldı.
Bu fiyat tefecinin işine yaradı
Bölgenin en büyük çiftçilerinden olan ve Doğuçanakçı köyünde hububat üretimi yapan Cihan Özbay, “Hasat yapalı haftalar olmuştu ama hala buğdayın fiyatını bilmiyorduk. Fiyat geç de olsa açıklandı ama maalesef bizi hayal kırıklığına uğrattı. Böyle bir fiyat açıklayacaklarına hiç açıklamasaydılar daha iyiydi. Bu seneki taban fiyat geçen yılın fiyatının sadece 30 kuruş fazlasıdır. Bu fiyat tefecinin işine yaradı. Taban fiyatın bu şekilde açıklanması çiftçiyi çok üzdü. 30 kuruşluk zam mı olur, bu resmen un fabrikalarının ekmeğine yağ sürmektir. Tarım Bakanının açıkladığı fiyat çiftçinin değil fabrikatörün işine yaradı” diye konuştu.
Çiftçinin hakkı verilmedi!
Buğday taban fiyatının düşük olarak belirlenmesinden kaynaklı buğdayını satmadığını ve borçlarını ödeme konusunda ne yapacağını bilmediğini belirten İlhan Özbay, “Çiftçinin hakkı verilmedi, çiftçilik öldürüldü. Çiftçilerin bir yıllık emeğinin karşılığı bu muydu? Sabahın beşinde kalkmışız akşama kadar güneşin altında koşturuyoruz, emeğimizin karşılığı bu muydu? Ne yazık ki, çiftçileri mağdur ettiler. Türkiye’yi ayakta tutan kırsal kesimde emek veren, ter döken çiftçidir ama maalesef bugün çiftçi mağdur edildi. Çiftçi hak ettiği değeri görmüyor, çiftçi önemsenmiyor” şeklinde konuştu.
Üretici çiftçi kazanmıyor!
Açıklanan taban fiyatın çiftçinin beklentisini karşılamadığını ifade eden Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Demir, “Bugün için buğday çiftçinin elindedir değeri yok ama yarın nasıl ki, tefecinin, tüccarın eline geçti işte o zaman buğday değerli olacak. Maalesef ülkemizde üretici çiftçi kazanmıyor. Emek veren, dert çeken çiftçinin yüzü bu sene olduğu gibi on yılda bir hasat zamanı gülüyor ama sağolsun yetkililerimiz çiftçinin hevesini kursağında bırakıyor. Emeği veren çiftçi ama kazanan aracı oluyor” diyerek çiftçinin yaşadığı mağduriyeti dile getirdi.
Bölgedeki çiftçinin belirlenen buğday taban fiyatlarına yönelik düşüncelerini öğrenmek için Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Demir ve bölgedeki çiftçilerle konuştuk.
‘30 kuruşluk zam mı olur’
Bölgedeki büyük çiftçilerden biri olan Cihan Özbay, 940 TL olarak açıklanan buğday taban fiyatına ilişkin olarak şunları söyledi: “Buğdayın taban fiyatı açıklansın diye çok bekledik. Hasat yapalı haftalar olmuştu ama hala buğdayın fiyatını bilmiyorduk. Fiyat geç de olsa açıklandı ama maalesef bizi hayal kırıklığına uğrattı. Böyle bir fiyat açıklayacaklarına hiç açıklamasaydılar daha iyiydi. Bu seneki taban fiyat geçen yılın fiyatının sadece 30 kuruş fazlasıdır. Bu fiyat tefecinin işine yaradı. Taban fiyatın bu şekilde açıklanması çiftçiyi çok üzdü. 30 kuruşluk zam mı olur, bu resmen un fabrikalarının ekmeğine yağ sürmektir. Tarım Bakanının açıkladığı fiyat çiftçinin değil fabrikatörün işine yaradı. Taban fiyat açıklanmadan önce buğday ithalatında vergileri de kaldırdı. Aslında çiftçi, gümrük vergisinin düşürülmesinden anlamalıydı böyle bir taban fiyatın belirleneceğini. Ama umut dünyası işte ne yaparsınız, bir yıl emek vermişsiniz ve emeğinizin karşılığını almak istiyorsunuz.”
‘Buğdaya yapılan zam çiftçiyi hayal kırıklığına uğratmıştır’
Açıklanan taban fiyatının çiftçiyi hayal kırıklığına uğrattığını belirten Özbay, “Açıklanan taban fiyat ton başına 940 TL, bu fiyat aslında geçen yılın fiyatından da düşük bir fiyattır. Geçen yıldan bu yana enflasyon oranını ekleyin o zaman geçen yılın 910 TL’sinin çok daha gerisine düşecektir. Buna bir de mazot, gübre, ilaç zamlarını ekleyin, çiftçinin kendi geçimi için temel tüketim maddelerine gelen %40 -50 zam oranlarını ekleyin ve çiftçinin ürününe yapılan 30 kuruşluk zammın ne derece komik kaldığına karar verin. Buğdaya yapılan zam çiftçiyi hayal kırıklığına uğratmıştır. Şuan saman fiyatları dahi buğday fiyatından daha iyidir. Saman buğdaydan daha değerli oldu, olacak şey değil.” diye tepki gösterdi.
Beklentiniz ne yöndeydi, nasıl bir fiyat bekliyordunuz?
‘Mazota da gübreye de ilaca da zam geldi’
Üretim maliyetinin yıldan yıla arttığını ve taban fiyata gelen zam oranının maliyetlerin altında kaldığını belirten Özbay, “ Yumuşak buğdayın fiyatını ton başına en az 1000 TL olarak bekliyorduk. Sert buğdayın fiyatını ise 1150 – 1200 civarında bekliyorduk. Ama maalesef açıklanan fiyatla çiftçi şok olmuştur. Geçen yıl biz güzün attığımız gübrenin tonunu 1100TL’den alıyorduk bu sene ise gübrenin tonu 1560 TL olmuş. Baharda tarlaya attığımız yazlık gübrenin tonunu 730 TL’ye almıştık, bu sene ise 980 TL’ye aldık. Mazotun litresini geçen sene 3.600 TL’ye alıyordum bu sene ise 4.400TL’ye alıyoruz. Yine ilacın litre fiyatı geçen yıl 95 TL idi bu sen ise 145 TL’den aldık. Yani, mazota da gübreye de ilaca da zam geldi. Üretim maliyetimiz arttı ama çiftçinin ürününe yıldan yıla gelen zam sadece 30 kuruş. Bizim bildiklerimizi Tarım Bakanı Sayın Çelik bilmiyor mu? Bilmiyor olamaz ama bunu bile bile çiftçinin ürününe verdiği zam 30 kuruş. Bizim evimizde 40 nüfus geçiniyor. Ben, bu 40 kişinin rızkını üstleniyorum, buğdaya fiyat verenler bunu neden düşünmüyorlar” dedi.
Fiyat açıklandı, ürününüz harmanda bekliyor, buğdaya rağbet var mı, arayan soran fiyat veren var mı?
‘Buğdaya alıcı yok!’
Çiftçilerin elindeki ürünlerin değersiz olduğunu ifade eden Özbay, “Yok, buğdaya alıcı yok! Taban fiyat açıklanmadan önce gelen giden iyi kötü fiyat veren vardı ama ne zaman ki, fiyat açıklandı, buğdaya ilgi bıçak gibi kesildi. Kimse gelmiyor, herkes beklemede. Ne tüccar geliyor ne tefeci ne de fabrikalar, buğdayı soran yok. Fiyat açıklanmadan önce buğdayı satmıştık ama fiyat açıklanınca alıcı buğdayı almaktan vazgeçti. Buğdayın alıcısı yok, buğday çiftçinin elinde kaldı. Biz TMO’dan randevu aldık, buğdayımızı götürdüğümüzde TMO’nun buğdayımıza vereceği fiyat 940 TL’nin de altında olacaktır. Şuan fiyatlar düşük, piyasa belirsiz. Ne zamanki buğday çiftçinin elinden yok pahasına çıkar ve tüccarın, tefecinin eline geçer ondan sonra buğday fiyatları yükselir. Çiftçinin, üreticinin elinde hiçbir şeyin değeri yok” diye sitem etti.
Bölgede verim iyi görünüyor, hasattan memnunsunuz?
‘Çiftçi ürününü satamazsa borçlarını nasıl ödeyecek?’
Borçlarının ödenme zamanı geldiğinin altını çizen Özbay, “Evet, bu sene hasatta çiftçi sevindi. En azından bölgedeki çiftçinin yüzü güldü ancak Türkiye genelinde durum böyle değil. Türkiye genelinde geçen yıla göre buğdayın veriminde ciddi düşüşler var. Ankara’da, Sivas’ta, Yozgat’ta verim düşük. Hükümet eğer çiftçiyi düşünseydi, çiftçinin borç ödeme tarihinin en geç Eylül’ün 1’i olduğunu bilirdi. Peki, çiftçi ürününü satamazsa borçlarını nasıl ödeyecek? Biz Ziraat bankasından 1.100 bin TL kredi kullanmışız. Traktörü kredi ile almışız, ekipmanları kredi ile almışız. Borç ödeme günümüz yaklaşıyor, buğdayımızı satamazsak borcumuzu nasıl ödeyeceğiz. Borcumuzu ödeyemediğimizde bankaya karşı sicilimiz bozulacak. Tarlalarımızı sulamak için sondaj yaptırmışız, kuyu vurmuşuz ve masrafımız 300 bin TL’dir. Bunların hepsi masraftır, ürün maliyetimiz artıyor ama ürünümüzün fiyatı daha da gerilere gidiyor” diye konuştu.
Bu yılki verim nasıldı?
‘Fiyat açıklandı, buğdayın alıcısı kalmadı’
Buğdayda fiyat açıklanmasından sonra piyasada bir durgunluk olduğunu belirten İlhan Özbay, ise şöyle konuştu: “ Bu yıl kuruda 400 kilo, suluda ise 700 kiloya kadar verim aldık. Bu seneki verimden çok memnunuz ama bu seneki taban fiyattan hiç memnun değiliz. Fiyat açıklandı, buğdayın alıcısı kalmadı. Fiyat açıklanmadan önce günde dört beş kişi gelir buğdaya fiyat verirdi ama şimdi yok, ne gelen var ne giden. Tarım Bakanı açıkladığı bu fiyatla çiftçileri fabrikatörlere değiştiğini gösterdi. Çiftçinin hakkı verilmedi, çiftçilik öldürüldü. Çiftçilerin bir yıllık emeğinin karşılığı bu muydu? Sabahın beşinde kalkmışız akşama kadar güneşin altında koşturuyoruz, emeğimizin karşılığı bu muydu? Ne yazık ki, çiftçileri mağdur ettiler. Türkiye’yi ayakta tutan kırsal kesimde emek veren, ter döken çiftçidir ama maalesef bugün çiftçi mağdur edildi. Çiftçi hak ettiği değeri görmüyor, çiftçi önemsenmiyor.”
‘Borcumu ödeyemezsem cezaya gireceğim ve kredi kullanamayacağım’
Buğdayını satamadığı için borçlarını nasıl ödeyeceğini bilediğini belirten İlhan Özbay, “DEDAŞ, 3 kilometre ötede durup ceza kesiyor. Daha trafoyu okumadan bize fatura kesiyor. İster elektrik kullanalım isterse de kullanmayalım, DEDAŞ, faturayı kesiyor ve borcumuzu ödemediğimizde ise bankadaki hesabımıza bloke koyuyor. Ağustos ayında DEDAŞ’ın borcunu ödemem gerekiyor, buğday satılmazsa ne yapacağım. Cumhurbaşkanımızı izliyoruz, birçok kurum ve kuruluşla toplantılar yapıyor, üreticinin korunacağını söylüyor ama maalesef çiftçinin hiçbir derdiyle ilgilenen yok. Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a kadar yaya yürüdü ama çiftçinin hiçbir derdini dile getirmedi. Ama Allah var, Mehdi Eker’in zamanında çiftçinin durumu iyiydi. Mehdi Eker, çiftçinin halinden anlıyordu, çünkü işi biliyordu. Şimdiki bakanımızın çiftçilikle bir alakası yok ama Mehdi Eker, çiftçinin her derdini biliyordu. Temmuz ayında traktörümün 40 bin TL borcu var ve buğdayımı hala satamadım, borcumu nasıl ödeyeyim? Borcumu ödeyemezsem cezaya gireceğim ve kredi kullanamayacağım” şeklinde konuştu.
‘Mazotun, gübrenin, ilacın fiyatını düşürsünler’
Çiftçinin buğdayını ucuza alanların tohumu çiftçiye pahallıya sattığına değinen İlhan Özbay, “6 bin dönüm arazi ekmişiz ve bugün elimizde bin ton ürün var. Daha dün 1200 TL olan buğday bugün geldi 850 TL’ye. Biz bu ürünü elde etmek için ne kadar masraf etmişiz ne kadar emek harcamışız bunu bilen yok. Şimdi çiftçinin elinden buğdayı ucuza alıyorlar ama yarın aynı buğdayı tohum diye çiftçiye pahallı pahallı satıyorlar. Yetkililer taban fiyat belirlenirken çiftçiyi düşünmüyorlar ama yarın ekim zamanı ise sertifikalı tohum ekin diyorlar. Bizim buğdayımızın değerini düşük belirleyenler sıra sertifikalı tohuma gelince fiyatı yükseltiyorlar. Çiftçinin elindeki buğdayın değerini düşük belirliyorlar, o zaman bari üretim maliyetlerini düşürsünler. Mazotun, gübrenin, ilacın fiyatını düşürsünler. Çiftçinin elindeki ürüne düşük fiyat veriyorlarsa, bunların da fiyatını indirsinler” dedi.
‘Fiyat açıklandığından bu yana hiçbir tüccar gelmiyor’
Çiftçinin elinde buğdayın para etmediğini ve piyasadaki belirsizlikten dolayı ürünün çiftçinin elinde kaldığını ifade eden Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Demir, “Taban fiyat açıklandı ama maalesef beklediğimiz gibi olmadı. Çiftçilerimiz mağdur oldu, buğday çiftçinin elinde kaldı. Fiyat açıklandığından bu yana hiçbir tüccar gelmiyor, çiftçi ne yapacağını, ürününü nasıl satacağını bilmiyor. Çiftçi kara kara düşünüyor. Çiftçinin ürününü almak için tüccar gelmiyor, çiftçi TMO’ya götürse nakliye masrafı verecek. TMO, çiftçinin buğdayına ne değer biçecek, kesintiler vs… çiftçinin elinde ne kalacak.” Şeklinde konuştu.
‘Maalesef ülkemizde üretici çiftçi kazanmıyor’
İklim koşullarından kaynaklı çiftçinin 10 yılda bir bayram ettiğini vurgulayan Demir, “Bugün için buğday çiftçinin elindedir değeri yok ama yarın nasıl ki, tefecinin, tüccarın eline geçti işte o zaman buğday değerli olacak. Maalesef ülkemizde üretici çiftçi kazanmıyor. Emek veren, dert çeken çiftçinin yüzü bu sene olduğu gibi on yılda bir hasat zamanı gülüyor ama sağolsun yetkililerimiz çiftçinin hevesini kursağında bırakıyor. Emeği veren çiftçi ama kazanan aracı oluyor. Bu hububatta da böyle, sebze meyvede de böyle, üreten kazanamıyor, aracı parayı götürüyor. Cumhurbaşkanı açıklamıştı, aracıları bitirecekti ama bugün hala çiftçi ağlıyor, aracı gülüyor, bu mudur adalet? Çiftçinin on yılda bir bayramı olur. Her sene verim bu seneki gibi olmaz. Bu sene verim iyi ama fiyat kötü. Yalnız bu seneki verim yüksekliği genel bir durum değil ki. Bölge dışında buğdaydaki verim çok düşüktür. Bölgedeki çiftçi bu seneki düşük taban fiyatına rağmen verim iyi diye iyi kötü idare dere, peki, Anadolu’daki çiftçi ne yapacak? Geçen yıla göre verim iki katı yüksektir. Geçen yıl verim düşüktü, çiftçinin hali perişandı ama bu yıl da hasat iyi ama fiyatta iş yok. Çiftçinin hevesi kursağında kalmıştır” dedi.
Fiyat açıklandı pazarlık bozuldu
Taban fiyat açıklamasının çiftçi için yarar yerine zarar getirdiğini belirten Demir, “İki ay evvel yumuşak buğday 1200 TL idi. Şimdi ise fiyat açıklandı ve tam bir fiyasko. 2 bin TL’ye sertifikalı tohum alıyoruz, bir yıl bekliyoruz buğdayımızı bin TL’ye satıyoruz. İyi de böyle bir durumda çiftçinin kazancı nerede? Bir yıl hiçbir emek vermeyen aracı geliyor, çiftçinin elinden ürünü ucuza alıyor ve çiftçiden daha fazla kar ediyor, bu nasıl adalet? Çiftçinin sahibi yok, gelen vuruyor giden vuruyor. Ben, buğdayımı fiyat açıklanmadan 2 saat önce 970 TL’den satmıştım. Alıcı ile pazarlığımı yapmıştım ama nasıl ki fiyat açıklandı alıcı bir daha telefonumu açmadı. Yani, kesinleşen bir pazarlık, fiyat açıklanmasından sonra suya düştü” diye konuştu.
Bölgede verim iyi ama ülke genelinde verimin düşük olduğu söyleniyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
‘Bölgede verim yüksek ama geçen yıla göre üretim maliyetleri de çok yüksektir’
Bölgedeki verimin ülke genelinde yaşanmadığını, Türkiye genelinde ciddi verim kayıplarının yaşandığını belirten Demir, “Özellikle İç Anadolu’da verim çok düşüktür. Geçmiş yıllara göre ciddi bir verim kaybı olduğunu görüyoruz. Yine, Doğu Anadolu’da da verim çok düşüktür, kimi yerlere biçerdöver giremiyor. Türkiye genelinde verim düşük oluca ve fiyat da düşük olarak belirlenince insan ister istemez tedirgin oluyor. Evet, bölgede verim yüksek ama geçen yıla göre üretim maliyetleri de çok yüksektir. Çiftçi bu yıl belini doğrultabilirdi ama maalesef buna izin verilmedi. Çiftçimiz böyle bir muameleyi hak etmiyordu!” ifadesini kullandı.
Ali Abbas Yılmaz / Özel
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.