Barışıyor muyuz?
HABER:Şeyhmus DİKEN
Süre içinde yaklaşık 150 insan katledildi. Toplum nezdinde "Bugün acaba kaç kişi öldü / öldürüldü" sorusunun rutinleştiği bugün liderlerden gelen açıklamalar toplumda heyecan yarattı.
HDP Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ile Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş adeta söz birlik etmişcesine "Bu koşullarda seçim yapmanın çok zorlaştığını" hatta "imkansız olduğunu" dile getirdiler.
Üçüncü isim olarak KCK Yürütme Konseyi Üyesi ve Kongre Gel Eski Başkanı Zübeyir Aydar ise; "İmralının kapısı açılırsa karşılıksız bırakmayız" dedi.
Çatışmalı Süreç yaşayan dünyanın değişik ülkelerinde de şiddetin tırmanış gösterdiği durumlarda bile "taraflar"ın aslında "çözüm" için görüşüyor oldukları bir gerçek!
Bu sebeple akla ister istemez şu soru işareti geldi.
Barışıyor muyuz?
Yeniden adına "Çözüm ve barış sürreci" denen süreç gündemleşiyor mu?
Öyle ise eğer; Demirtaş ve Kurtulmuş'un 1 Kasım seçimleri öncesinde "Genel Seçimlerin yapılamayacak" olma ihtimali olduğunu tartışmaya açmaları üzerinden "Normalleşme" için olanak yaratılmasını gündeme taşımaları anlam kazanıyor.
Ve tabi; Zübeyir Aydar'ın Nisan başından bu yana beş aydır görüşme kanalları tıkanan Abdullah Öcalanla tekrar görüşmelerin başlaması talebi üzerinden "İmralı kapısının açılması" talebinin kendileri açısından "karşılık" bulacağını dillendirmesi de önem arz ediyor.
Önümüzdeki sıcak saatler anlamlı...
Tekrar Halkların Demokratik Partisi Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'a dönersek "yarın bu saatler bakalım ne olacak" (bugün) sorusunu alenen sorması siyaseten günlerin değil artık saatlerin bile çok değerli olduğunun göstergesi.
Umuyor ve diliyoruz ki; sadece kamuoyunun önündeki lider şahsiyetler üzerinden gündem ve süreç okuması yaparak "niyet" dillendirmesinin an itibariyle "yaraya tuz basmak" kabilinden kıymeti harbiyesi olur...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.