Bakanlık Sur'a dair raporları UNESCO'ya göndermedi

Bakanlık Sur'a dair raporları UNESCO'ya göndermedi
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültürel Mirası ve Turizm Daire Başkanı Nevin Soylukaya, Sur'a dair alınan "Acele Kamulaştırma" kararını "Sur'un yeni sahiplerini belirlemeye dönük bir girişim olarak" tanımladı.

 

Sur'a dair hazırladıkları raporları usul gereği Kültür Bakanlığı'nın UNESCO Türkiye Komisyonu'na ilettiklerini belirten Soylukaya, ancak bakanlığın bu raporları UNESCO'ya ulaştırılmadığını söyledi.

Bakanlar Kurulu'nun aldığı "Acele kamulaştırma" kararına UNESCO'nun korumaya aldığı Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı Alan Yönetimi Başkanı olan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Kültürel Mirası ve Turizm Daire Başkanı Nevin Soylukaya'dan da tepki geldi.

'Açılan yaraya tuz döküldü'

Sur içini korumak, kültürel kimliğini ve binlerce yıldır oluşturulan hafızasını korumak adına yıkılan, tahrip edilen fiziki dokunun iyileştirilmesi ve evini terk etmek zorunda kalan halkın yeniden evlerine dönmesi konusunda çalışma yürütürken Sur içinin hemen hemen bütünü için kamulaştırma kararının alındığını söyleyen Soylukaya, bu kararla zaten açık olan yaraya tuz döküldüğünü ifade etti.

'Kamulaştırmayla Sur devletin eline geçiyor'

Soylukaya, yaklaşık 7 bin 742 parselin bulunduğu Sur içindeki 6 bin 912 parsel için kamulaştırma kararı alındığını, bunun da ilçenin yüzde 82'sini kapsadığına dikkat çekti. Bu parseller göz önünde bulundurulduğunda Surlarla çevrili olan tarihi Sur içinin tamamının devletin eline geçtiğini vurgulayan Soylukaya, "Binlerce yıllık tarihiyle yaşayan bir kentin tamamının mülkiyetinin devlete geçiyor olması büyük bir sorun" dedi.

'El konulanlar arasında Amida Höyük dahi var'

Soylukaya, alınan kararın Sur'un fiziki çehresi ile birlikte aynı zamanda kültürel doku ve demografik yapısının değişeceği anlamına geldiğini de söyledi. "Bunca ev, bunca sivil yapı, bunca anıtsal yapı hangi mantıkla kamulaştırılıyor! Bu Türkiye'de de dünyada da bir ilk. Kamulaştırılan parsellerin içinde tescilli yapılar, niteliksiz yapılar, hanlar, hamamlar, kiliseler, dünya mirasının bir parçası olan Anzela Parkı, yine dünya mirasında yer alan Amida Höyük dahi var" diyen Soylukaya, bu derece geniş bir alanın kamulaştırılmasının altında alanda her türlü çalışmayı yapabilme isteğinin yattığını vurguladı.

'Sur'un demografi yapısı değişecek'

Yürütülen bütün bu çalışmaların dışında tutulduklarını da belirten Soylukaya, kamulaştırma kararı ile Sur'un yeni sahiplerinin belirlenmek istendiğini söyledi. Soylukaya, kentin özgün kimliğine zarar verdiğini söylediği kararın Sur'daki demografik yapıyı da değiştireceğini ifade etti. Soylukaya, "Mülkiyet hakkı anadan babadan gelen bir haktır. Siz bu hakkı gasp ediyorsanız burada ciddi bir problem var demektir. Sur içi, hem kentsel site olması, hem de dünya miras alanı tampon bölgesi olması nedeniyle ulusal, uluslararası birçok yasa kapsamında koruma altındadır. Ve tarihi bir yapı olması nedeniyle burada bütünlüklü bir koruma gerekir. Mesele sadece fiziki dokunun korunması değildir. Hafıza; fiziki dokuyla birlikte, yaşayan kültürle birlikte korunarak yaşatılabilir. Ama burada vaat edilen fiziki dokunun korunacağıdır" diye konuştu.

'Sürecin buraya evirilmesi ciddi bir sorun'

Sur'da UNESCO'ya hazırlık sürecinde başlatılan iyileştirme programında birçok çalışma yürüttüğünü de anlatan Soylukaya, Sur'un geçmişten bugüne ticari bir yapısının olduğunu üzerinde de durdu. Soylukaya, bu konuda şunları söyledi: "Kuyumcular üretimini orada yapar, demirciler çarşısı üretimlerini belirlenen alanda yapar ve satar. Hasanpaşa Hanı restore edildi, Cemil Paşa Konağı restore edildi. Kent Müzesi yapılıp, kültür turizmine dahil edildi. Sülüklühan restore edilip kullanıma açıldı. UNESCO'yla birlikte üzerine bir şeyler koyarken, plan ve programlar yaptık. Olayın buraya evirilmesi ciddi sorun. Kültürün sürdürülmesi için girişimlerin son bulması demek aynı zamanda."

Sur raporu UNESCO'ya ulaştırılmadı!

Soylukaya, Sur'a dair sürece sessiz kalmakla eleştirilen UNESCO'nun çalışma sistemi hakkında da bilgi verdi.

UNESCO'nun Birleşmiş Milletlerin (BM) bir alt kurulu olması nedeniyle devletleri muhatap aldığını ve her türlü yazı ve raporların Kültür Bakanlığı üzerinden UNESCO'ya ulaştığını dile getiren Soylukaya, bundan ötürü Sur'a dair hazırladıkları raporları Kültür Bakanlığı'nın UNESCO Türkiye Komisyonu'na ilettiklerini ancak henüz bu raporlarının ulaştırılmadığını söyledi.

Soylukaya, yine sundukları raporlar konusunda Bakanlığın ne yaptığına dair bir geri dönüş alamadıklarını da paylaştı.

"Ancak UNESCO'nun izlemede olduğunu biliyoruz. Süreç böyle işler ilgili devletten bilgi, rapor isterler" diyen Soylukaya, her şeye rağmen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi olarak alınan karara karşı hukuki süreç başlatacaklarını ve sonuna kadar Sur'un takipçisi olacaklarının altını çizdi. (DİHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.