Atlar, engelli çocukların umudu oldu
Down sendromu, otistik, zeka geriliği gibi hastalıklarda yan tedavi yöntemi olarak kullanılan atla terapi, hastalarda olumlu sonuçlar ortaya çıkarıyor.
Son yıllarda, engelli çocukların hayatlarını idame ettirmeleri için aldıkları tedavi yönteminden biri olan atla terapi, Diyarbakır’daki engelli çocukların da umudu oldu. Türkiye Jokey Kulübü bünyesindeki Diyarbakır Hipodromu’nda yapılan ve 20 Ekim 2015’te açılan Atla Terapi Merkezi sayesinde engelli çocuklar haftanın 3 günü burada atlara binerek terapi olma şansı yakalıyor. Terapiye gelen çocuklarda, hayvan korkularını yenmenin yanı sıra davranışlarında da olumlu yönde gelişmeler gözlemleniyor. Atla terapi seanslarının gelmesi için gün sayan öğrenciler, merkezdeki eğitmenler sayesinde gönüllerince eğleniyor.
“ATLA TERAPİ MERKEZİ ENGELLİ ÇOCUKLARA OLDUKÇA FAYDA SAĞLIYOR”
Konu ile ilgili İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Diyarbakır Hipodrom Müdürü Yılmaz Çelik, Atla Terapi Merkezi’nin 20 Ekim 2015’te hizmete açıldığını söyledi. Atla terapi Merkezi’nin ilk olarak İstanbul Veli Efendi Hipodromu’nda hizmet vermeye başladığını aktaran Çelik, Diyarbakır’da 120 bin civarında engelli vatandaşın bulunduğunu, bunun tüm toplumun ortak sorunu olduğunu ifade etti. Bu konuda çözümler üretmek için toplumun tüm kesimine görev düştüğünü kaydeden Çelik, "Bizde TJK olarak engelli vatandaşlarımıza faydalı olabileceğine inandığımız bu merkezi faaliyete almış bulunmaktayız. Atla Terapi Merkezi’nde engelli çocukların kas perdesini normalize etmek, denge reaksiyonlarını geliştirmek, baş ve gövde kontrolü sağlamak, koordinasyon, sosyal yaşam, arkadaşlık ve paylaşım duygularını geliştirmeyi hedefliyoruz” dedi.
Atla terapinin engelli çocuklar üzerinde olumlu etkiler sunduğuna dikkat çeken Çelik, şöyle konuştu:
“Atla terapi, fiziksel Kazanımlar, öğrenme kazanımları, sosyal kazanımlar, psikolojik kazanımlar oluşturuyor. Diyarbakır Hipodromu Atla Terapi Merkezi’nin engelli çocuklar adına fayda sağlayabildiği, onların topluma kazandırarak sosyalleştirdiği bireyler haline getirmek amacıyla kurulmuş olan ve bölgede benzeri bulunmayan bu tesis bölgedeki engelli çocuklara ve ailelerine son derece fayda sağlamaktadır.”
HİPODROMDA AKTİVİTELER SÜRECEK
Diyarbakır Hipodromu’nda yakın zamanda gerçekleştirmeyi planladıkları bazı sosyal sorumluluk projelerinden de bahseden Çelik, şu ifadeleri kullandı:
“Yetişkinlere yönelik serbest binicilik aktiviteleri Mayıs ayının başında başlayacak. Yine Sur ilçesinde yaşayan terör mağduru çocukların yaşamış oldukları tramvayı gidermek amacıyla atla terapi yöntemi ile normalleşme sürecine katkıda bulunmak üzere Sur İlçe Kaymakamlığı’yla ortaklaşa yaptığımız proje de Mayıs ayının başında başlayacak. Sosyal bir kulüp olan Türkiye Jokey Kulübü olarak, topluma daha fazla fayda sağlamak, kaynaklarımızı ve elimizdeki imkanları toplum yararına daha fazla sunmak gayesi ile çalışmaktayız. Hipodromlarımız yarışlar dışında birer sosyal etkinlik tesisleri olup, piknik alanlarıyla, hipoterapi merkeziyle, pony club ve binicilik aktiviteleri ile doğa ile içi içe soluk alınabilen mekanlar vaziyetindedir.”
“TARAPİ İLAÇLI TEDAVİNİN YERİNİ ALAN BİR YÖNTEM DEĞİL”
Diyarbakır Hipodromu Atla Terapi Merkezi eğitmeni Ejder Alçay da, haftanın üç günü, Pazartesi, Perşembe ve Cumartesi günleri engelli çocuklara yönelik atla terapi yaptıklarını söyledi. Alçay, “Zeka geriliğine uğramış otizimli, Down sendromlu, sinirsel rahatsızlıkları olan 4-15 yaş arasındaki çocuklarımızı burada atlarla birlikte terapiye alıyoruz. Terapi ilaçla tedavinin yerini alan bir yöntem değildir. Bu yardımcı bir tedavi olarak yaptığımız eğitim. Burada çocuklar, terapide tedavide olduklarının bile farkında değiller, bunu bir oyun olarak görüyorlar” diye konuştu.
“ÖZEL GEREKSİNİMLERİ OLAN BİREYLERİN BU TÜR EĞİTİMLERE İHTİYACI VAR”
Engelli öğrencilerini Atla Terapi Merkezi’ne getiren Kayapınar Vehbi Koç İlkokulu özel eğitim öğretmeni Yakup Soğukçeşme ise özel gereksinimleri olan bireylerin bu tür eğitimlere ihtiyacının olduğunu ifade etti. Soğukçeşme, şöyle dedi:
“Duygusal yönden çocuklarımız tam bir sevgiyi aslında toplumdan alamadıklarından dolayı atlarla bu ilişkiyi daha rahat kuruyorlar ve bunun sonucunda da duygusal bağlar oluşuyor. Bu da onların, yaptığımız eğitimlerde bize fayda sağlıyor. En azından atla iletişimi sağladıktan sonra çocuklarla iletişimin daha rahat olduğunu gördük. Hippoterapiyi yaptıktan sonra çocuklarda bir sakinlik söz dinleme, sıra alma durumları gelişti. Çünkü burada sıraya geçerek atlara biniyorlar. Bu şekilde bekleme davranışını sağlıyorlar, aynı zamanda ruhsal olarak dinginlik sağlıyorlar.”
"ENGELLİ ÇOCUKLAR HAYVAN FOBİSİNDEN DE KURTULUYOR"
Hippoterapinin sadece ata binmek olmadığını vurgulayan Soğukçeşme, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Atla aynı ortamda bulunmak, onu sevmek, onu okşamak bu çocuklara bir rahatlık veriyor. Ayrıca öz güven de sağlıyor çünkü çocuk ben bazı şeyleri başarabilirim diyor. Çocuklar atlarla bir araya geldiler. Onları okşadılar, aslında hayvanların zararlı olmadığını onların faydalı olduğunu da gördüler. Hayvan fobisini de bu şekilde attılar. Atlarla yakaladıkları duygusal bağdan sonra davranışlarında istendik yönde ilerleme gördük. Genelde Down sendromlu bireyler daha duygusal olduğu için atlarla daha kolay iletişim kurabiliyorlar. Otizmli çocuklarda da çok fazla faydasını görüyoruz. Kas iskelet sistemi ile ilgili sıkıntısı olan bireyler ata bindikleri zaman, kas ve iskelet sisteminde düzelme ve iskelet sistemindeki aksaklıkların giderildiğini de gördük."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.