“Anıtları ve Kitabeleri ile Diyarbakır Tarihi” kitabının yeni baskısı tanıtıldı
Tigris Haber - Nadire İçkale'nin rahatsızlığından dolayı katılamadığı bu etkinlikte aile üyelerinden; Dr. Halil, kızı ressam Nimet Beysanoğlu, yazar Canan Tan, DİTAV’ın Diyarbakır şubesinin kurucularından ve yöneticiliğini de yapmış olan akademisyen Prof. Dr. Halil Değertekin ve yazar Şeyhmuz Diken, Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya birer konuşma yaptılar.
Prof. Dr. Halil Değertekin: Şevket Bey ayrı bir devrin, ayrı bir ekolün temsilcisiydi. Cumhuriyet dönemi dediğimiz; 1920’lerle 1940’lar arasında yaşamış, bizim sessiz kuşak dediğimiz bir dönemden gelen birisi. O kuşağın dört temsilcisi var. Şevket Beyle birlikte; Adil Tekin, Esma Ocak, Hayati Avşar da o kuşaktan. Bu dört kuşak temsilcisi, bize o deneyimi eski ve yeniyi bağdaştırarak yaşatan, ileten ve aktaran bir nesil oldular. Sonra 1940’la 60 arası olan bizim nesil geldi. Özel bir dönemdi. Sonra diğer kuşaklar takip etti. Bizim kuşağın Osmanlıyla, eski kültürle, eski tarihle, eski bilgiyle bağlaşmasını bu dört kişi yaptı. Bunların her birinin çok büyük değeri var. Adil Tekin zamanında çektiği o siyah beyaz fotoğraflarla geride inanılmaz bir eser bıraktı. Bugün yapılan çalışmaların temelinde bu resimler var. Hayati Avşar ağbimiz, inanılmaz bir bilgi hazinesiydi. Ayaklı kütüphane gibiydi. Yazmadı ama birileri onu yazdı. Oradan da bize önemli bilgiler kaldı. Esma Hanım Diyarbakır kültürünün tanıtılmasında, yaşatılmasında gerçekten büyük görevler yaptı. Şevket İhsanoğlu ise; mesleği olmamasına rağmen, amatörce bir çabayla, Diyarbakır hakkında bir kısmı eski Türkçeyle de yazılan bilgileri derledi, toparladı ve yazdı. Bizlere bıraktı. Eski Yunanca da güzel bir söz vardır; ‘Hayat kısa sanat uzundur’ derler. Gerçekten insan hayatı seksen yüz senedir. Bu süre bir yerde bitiyor. Ama sanatsal yaratımının ömrü sonsuzdur. Dört kişinin bize bırakmış olduğu bu çalışmalardan gelecek kuşaklar da yararlanacaklardır. Şevket Beyin 40’a 50’ye varan yayını, vakıf çalışmaları, müzik, folklor, Diyarbakır tarihi üzerine yaptığı çalışmaları; değerli bir kaynak ve büyük hazine değerindedir. Bizler de sonraki kuşaklara, bir şey bırakacak olursak görevimizi yapmış olacağız. Bu nedenle Şevket Beyin yaptıkları çok özeldir. Yaptıkları eserler yaşayacaktır. Diyarbakır’a hizmet eden kişilere de saygılarımı sunuyor. Rahmet diliyorum.
Nimet Beysanoğlu: Şevket Beyin kızı olmanın bir ayrıcalık olduğunu ve çok özel bir duygu olduğunu, bunun şerefini yaşadığını söyleyerek; kitabın basımında, tanıtımında emeği geçen herkese çok teşekkür etti.
Şeyhmuz Diken: DİTAV (Diyarbakır Tanıtma Yardımlaşma Vakfı) adına önce Nimet Hanıma çok teşekkür ederek yaptığı konuşmasında; “Şevket ağabeyin kitabı daha önce basılmıştı, baskılarının tekrarı söz konusu değildi. Kısmen DİTAV basmıştı. Sonra Diyarbakır Büyük Şehir Belediyesi bastı. Nimet Hanımla iki yıllık zaman dilimi içerisinde yaptığımız görüşmeler ve diyaloglar sonucu çok özveride bulundular. Aile adına vekâlet vererek kitapların yeniden basım hakkını; DİTAV’ın Diyarbakır şubesine bıraktılar. Bizde; Anıtları ve Kitabeleri İle Diyarbakır Tarihi’nin üç cildini bastık. Şevket ağabeyin diğer kitapları için de, vakıf projesi yaptık. Önümüzdeki aylar ya da yıllarda olanak oldukça ve sponsorlar buldukça bunu mutlaka gerçekleştireceğiz. Yayın Ağacı Kitabevine, DİTAV’a ve bugün burada bulunan Canan Hanıma, Orhan ağabeye, Nimet hanıma ve bu etkinliğe katılan bütün dostlara teşekkür ediyorum.
Mehmet Kaya: Hepimizin görevi belli bir misyonu geleceğe taşımaktır. Bu anlamda Yayın Ağacına, DİTAV’a ve Diyarbakırlı ağabeylerimize, ablalarımıza teşekkür ediyoruz. Bu tür etkinlikler tabiki hem kentin hem de kültürünün yaşaması anlamında çok önemli. Bu kentin iş insanları olarak hem ticaretini geliştireceğiz hem de kültürünü yaşatacağız. Ticaret Odasına da seçilirken bize kentin kültürünü yaşatmayla ilgili görev anlamında; gerek sponsorluk, gerek işbirlikleri anlamında olsun her türlü katkıyı vermeye hazırız.
Şevket Beyin kardeşi Orhan Beysanoğlunun eşi olan yazar Canan Tan; Herhalde burada en yabancı olan benim. Diyarbakır’da doğmadım. Gelin olarak geldim Diyarbakır’a. Bir yıl hüngür hüngür ağladım. Orhan Beyle iki yıl pazarlık yapmıştık fakat on yılı geçti. İki çocuğum burada doğdu. Gittim bir yıl da orada ağladım. Diyarbakır iki yılıma mal oldu. Ama Diyarbakır benim âşık olduğum şehirdir. Diyarbakırlılar benim kardeşimdir. Her yerde onun arkasındayım. Böyle bir etkinlik olduğu zaman koşa koşa geliyorum. Şevket Baysan tam bir Diyarbakır sevdalısıdır. Ortak yönümüz orda başlıyor ama kısmet olup da kendisini tanıyamadım. Bir de kitaplarını Dicle Üniversitesine bağışlamış bir yazar olarak beni etkilemiştir. Bundan sonra da Diyarbakır’la ilgili bir etkinlik olduğunda elim yağda balda kanda olsa da sizlerle beraberim. Bir kardeşiniz veya bir gelininiz olarak.
Mümin Ağcakaya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.