‘27 Mart Dünya Tiyatro Günü’ Mordem Sanatta kutlandı

‘Tiyatro Hayatın Kervanıdır’

Mümin AĞCAKAYA

TİGRİS HABER - Sahne sanatları aracılığıyla kültürel zenginlikleri gelecek kuşaklara aktarmak ve geliştirmek amacıyla 1961 yılında kurulan Dünya Tiyatrolar Günü 1962 yılından bu yana 27 Mart’ta kutlanmaktadır. Diyarbakır’da da Mordem Sanat’ta Dünya Tiyatro Günü’nde çocuklar için ‘HİPHUP’UN GÜCÜ’ sahnelendi. Yetişkinler için ‘Masî Jî Kuçıkan Natirsin’ adlı oyun sahnelendi. Dünya Tiyatrolar Günü dolayısıyla bir açıklama yapıldı. Sanatçı Evin Turhan’ın Kürtçe, sanatçı Sumru Yılmaz’ın Türkçe okuduğu açıklamada;

Tiyatro her anlamıyla hayattır

“Medeniyetin ve insanlığın tohumlarının atıldığı Mezopotamya’da, mitoloji, din, kültür ve felsefenin yanı sıra kahramanlık ve aşk destanları da doğmuştur. Şehir olarak tiyatro ilk kez bu bölgede doğmuştur. Bu bölge kültür ve sanatın her alanına kaynak ve ana olmuştur.”

Jean Coctea'dan (1962) günümüze kadar Dünya Tiyatrolar Günü bildirilerine bakarsanız, sözlerinin ve mesajlarının "kardeşlik, eşitlik, barış ve özgürlük" gibi birçok noktada toplandığını görürsünüz.

Dünyayı tiyatroyla anlatıyoruz

Tiyatro her anlamıyla hayattır, çok düşünceli bir hayatın kervanıdır diyebiliriz. Bu hayatta insanlar tiyatroyu her yönüyle görüyor, bu tiyatroda olayları ve isimleri görüyoruz, bu olay ve isimlerde hareketi görüyoruz, bu harekette "kelimeler, sessizlik, ritimler ve hayatın renklerini" görüyoruz.

Tiyatromuzun dili ilahi bir dildir. Tiyatro hayat kadar geniştir, tecrübemiz ise hayal gücü kadar geniştir. Tiyatro yaşamın ve insanlığın bir parçası haline geldi. İnsanlığı tiyatro aracılığıyla gösteriyoruz. Çünkü insanlık sloganından daha onurlu bir şey yoktur. Kendinizle, tiyatroyla, insanlıkla, seyirciyle en güzel barış budur. Dünyayı tiyatroyla anlatıyor, tiyatroyu da yaşamla yorumluyoruz.

‘Ritim, trajedi ve beden bizim temel metnimiz’

Ritim, trajedi ve beden bizim temel metnimiz, insanlığın tarihini kelimelerle ifade ediyoruz! Bedenlerle yazılan tiyatroyu biz sunuyoruz, âşıkların hasretinin nesliyiz, hayatı tiyatronun ritmi haline getiriyoruz. Anıtlarımızdaki katedraller biziz, sanatımızdaki deneyciler biziz.

Tiyatro ve eserlerimiz “aşkın, sözün, düşüncenin” fotoğrafları gibi ruhumuzda canlıdır. Hayallerimiz ve projelerimizle yaşıyoruz. Zerdüşt'ün derin ve uzak rüyasına doğru yoldayız. Yaşam hediyemiz tüm yönleriyle, renkleriyle, donanımıyla tiyatrodur. Hayat sahnesinde tiyatrodaki rolümüze devam ediyoruz.

Her oyunda önemli olan sondur, çünkü hayatımızın son oyununda önemli olan özgürlük ve barıştır” dendi.