Zeydan: Hukuki baskılar devam ediyor
TİGRİS HABER -Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan’ın, 4 Ekim 2015 tarihinde Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, yasaklı bölgeye girdiği, canlı kalkan eylemine katıldığı ve askeri operasyonları engellediği iddiasıyla yeniden yargılandığı dava, 11 Şubat’ta Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
Yasaklı bölgeye girip girmediğinin tespiti için yapılan keşif sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda, Zeydan'ın bölgeden 13 kilometre 600 metre uzakta olduğu tespiti yer aldı. Olayın yaşandığı Yüksekova’da bulunan Kamışlı Karakol Komutanlığı’nda görevli üst düzey askeri personel de verdikleri ifadelerinde, Zeydan’ın yasaklı bölge içinde bulunmadığını doğruladı. Ancak hem bilirkişi raporu hem de askeri personelin ifadelerine rağmen savcı, Zeydan’ın ‘örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmekten’ cezalandırılması yönünde mütalaa verdi.
Karar çıkması beklenen duruşma öncesinde Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Abdullah Zeydan, Gazete Duvar’ın sorularını yanıtladı.
‘MAHKEMEDEN BERAAT KARARI BEKLİYORUZ’
“Aslında bu bilirkişi raporu ve askeri yetkililerin tanık beyanlarına dayanarak mahkemenin beraat kararı vermesi gerekiyor. Çünkü savcının iddialarını çürüten, ortadan kaldıran somut deliller dosyaya girdi. Hem asker beyanları hem bilirkişi beyanı hiçbir zaman benim yasaklı bölgeye gidemediğimi ve operasyonları engellemediğimi teyit ettiler. Dolayısıyla biz 11 Şubat'ta gerçekleşecek mahkemeden bir beraat kararı bekliyoruz. Fakat hükümetin son dönemlerde yargıya müdahale pratiklerini de bildiğimiz için sonucun ne olacağını bilemiyoruz. Temennimiz böylesi barış ihtimalinin olduğu ve konuşulduğu günlerde, artık yargı kullanılarak halkın iradesinin gasp edilme girişimlerinden vazgeçilmesi. Çünkü bu kimseye kazandırmaz. Türkiye halklarının hepsine birden kaybettirir. Çünkü bu demokrasiye, adalete ve halkın iradesine karşı bir darbe oluyor.”
‘KUL HAKKI YEMEMELERİNİ BEKLİYORUZ’
“Tereddütlerimiz var açıkçası. Mahkemenin, yargılandığımız ilk günden itibaren siyasi saiklerle hareket ettiğini teyit eden AİHM kararı da var. Yani bu pratikleri aklımızda soru işaretleri yaratıyor. Bizler bugüne kadar iç hukuku, adaleti göz önünde bulundurmayan mahkeme heyetinin, en azından bundan sonra biraz hukuka ve adalete bağlı kalmasını bekliyoruz. Yani bundan sonra artık yargının, Türkiye'yi AİHM’de mahkum edecek kararlara imza atmamalarını diliyoruz. Biraz da olsa artık kul hakkı yememelerini bekliyoruz. Çünkü bu mahkeme kararlarını gerekçe gösterip halkın iradesini gasp ediyorlar. Burada mesele, artık Abdullah Zeydan ve Neslihan Şedal meselesi değil. Burada yaşayan 1 milyon 200 bin insanın hakkı var. O seçimlerde gidip kendi iradesini sahiplenen insanlar var. Artık bu hak yemekten vazgeçmelerini bekliyoruz.”
Kaynak:Duvar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.