Zana'nın mesajı Erdoğan'a

Zana'nın mesajı Erdoğan'a
Yemin metnini “Türk” yerine “Türkiye milleti” diye okumasıyla çok tartışıldı ama aslında Leyla Zana, milletvekili yemininin başında başka bir mesaj verdi.

 

 Cumhurbaşkanı’na dönerek, Kürtçe “Onurlu ve kalıcı bir barış umuduyla” diyen Zana bu sözlerle Erdoğan’a “Devletin başı olarak inisiyatif alın” çağrısı yaptı.

Leyla Zana, 1 Kasım seçimlerinin ardından yemin töreni için sessiz sedasız her zaman olduğu gibi tek başına Meclis’e geldi, Genel Kurul açılmadan dakikalar önce salondaki yerini aldı. Kâtip üye ismini anons etti, O da diğer milletvekilleri gibi Meclis kürsüsüne çıktı.

Yemin metnini sorunsuz okuyabilmek için okuma gözlüklerini takmıştı. Kafasını kaldırdı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oturduğu yukarıdaki locaya döndü ve Kürtçe konuştu.

“Bi hevîya aşîtî kî bi rûmet û mayînde - Onurlu ve kalıcı bir barış umuduyla”

Sonra yemin metnine döndü ve okumaya başladı. Buraya kadar tartışma çıkmama ihtimali yüksekti, zira Zana’nın ne dediğini salonda bir çok kişi anlamamıştı ama sözlerine tepki gösteren olmadı. Ta ki yemin metninin içeriğinde ufak ama anlamlı bir değişiklik yapana kadar.

Devletin varlığı ve bağımsızlığını, vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü diye başladı, metinde hangi ilkelerin üzerine yemin edildiğini vurgulayan bölümü eksiksiz okudu. Ancak o yeminin kimin önünde edildiğine ilişkin kelimelere gelindiğinde hiç tereddüt etmeden metni değiştirdi. “Büyük Türk milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim” yerine “Büyük Türkiye milleti önünde namusum ve şerefim üzerine ant içerim” dedi.

Neden Türk değil de Türkiye?

Aslında yukarıdaki sorunun yanıtı çok basit. Kürt cephesinde yıllardır tartışılan bir konu bu. Yeminin içeriği kadar sadece Türk milleti önünde edilmesi, “Kürtleri ve diğer halkları kapsamaması”. Zana da bu çıkışı planlı olarak yaptı ve aslında bu bir ilk de değildi. 2011 yılında 1991’deki yemin krizinden sonra Meclis’e ilk defa döndüğünde de yemin metnini aynı şekilde okumuştu. Fakat o gün tam o noktada dili sürçtü gibi anlaşılmış ve Meclis Başkanı Cemil Çiçek yemini tekrar etmesini istememişti.  Kendisine “Türkiye mi dediniz?” diye sorulduğunda “Demek ki bilinç altı, planlı değildi” yanıtını verdi. 

7 Haziran seçimlerinden sonra yemin ederken de yine aynısını yaptı. Yine Türkiye milleti dedi. Meclis Başkanvekili Deniz Baykal’dı, Baykal Meclis Başkanlığı’na adaydı ve Zana’yı yemini tekrar etmeye çağırmadı. 1 Kasım seçimleri sonrasında yani üçüncü defa kürsüye çıktığında bu defa dil sürçmesi olarak anlaşılamayacak kadar net bir vurguyla Türkiye dedi ama bu defa Baykal görmezden gelmedi, Zana’nın yemini geçersiz sayıldı.

Zana, şimdilik yeminini tekrarlamayı düşünmüyor. İsmini vermek istemeyen bazı HDP'li vekiller Leyla Zana'nın yemin metnini değiştirmesini doğru bulmadıklarını söyledi. Al Jazeera'ye konuşan bir HDP'li vekil, "Metnin değiştirilmesi gerektiğini düşüüyoruz ama bu hep birlikte hareket edilmesi gereken bir durum. Tek başına bu çıkış doğru olmadı." dedi.

Mesaj Cumhurbaşkanı’na

Leyla Zana’nın yemin törenindeki çıkışı yemininin geçersiz sayılması üzerinden tartışıldı oysa başında söylediği sözler, o sözleri net olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dönerek söylemesi apayrı ve büyük bir anlam taşıyor. Zana “Onurlu ve kalıcı bir barış umuduyla” sözleriyle Cumhurbaşkanı’na seslendi. Çünkü 2012 yılında olduğu gibi hala Erdoğan’ın çözümün adresi olabileceğini düşünüyor. Yakın çevresine, “Bu kadar genç ölürken sessiz kalamazdım. Çözümün adresi O’dur, devletin başı O, inisiyatif almalı” dediği biliniyor. Zana’nın verdiği bu mesajın ardından Cumhurbaşkanı ile yeniden görüşüp görüşmeyeceği de merak konusu. Edinilen bilgilere göre şimdilik böyle bir planı yok, yemin sonrasında da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Leyla Zana arasında bir temas kurulmadı.

Zana 2012 yılında Kürt sorununun çözümü için Erdoğan’ı işaret etmiş, “Bu işi Erdoğan çözer” demiş, o dönem Başbakan olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ile başbaşa görüşme yapmıştı. Bu görüşme sonrasında Leyla Zana parti içinde eleştirilerin hedefi haline gelmişti.

Bu görüşmeden sonra 2012 yılının son aylarında devlet yetkilileri ile Abdullah Öcalan arasında "çözüm süreci" kapsamında görüşmeler başlamıştı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.