Yüksekdağ: Kentleri yıkmanın hayalini kuruyor

Yüksekdağ: Kentleri yıkmanın hayalini kuruyor
Yüksekdağ: Bir ülkenin cumhurbaşkanı kentleri yıkmanın hayalini kuruyor

 

Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 'Ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz' açıklamasına karşı 'Bizim baş verdiğimiz doğrudur ama tarih de biliyor ki hiç baş eğmedik, eğmeyiz' dedi. Yüksekdağ, 'acele kamulaştırma' kararıyla alınan gasp kararlarına da sert tepki göstererek, 'Bir ülkenin cumhurbaşkanı kentleri yıkmanın hayalini kuruyor. Sur için kurduğunuz hayal çok yakın zamanda sizin kabusunuza dönüşecek' dedi.

Halkların Demokratik Partisi Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP'nin kendisine biat etmeyenlere karşı baskı politikasını sürdürdüğünü belirten Yüksekdağ, "Temmuz ayından bu yana Türkiye’nin 7 kentinde uygulanan ablukalar kesintisiz bir biçimde sürüyor. Temmuz’dan bu yana tam anlamıyla kamu yıkımı gerçekleştirildi. 700 sivil, halka karşı ilan edilen bu kırım ortamında katledildi. Ama siyasi iktidar hiçbir şey olmamış gibi bizlere kendi rejimini dayatmaya devam ediyor. Yıkımla, kıyımla sıkıyönetimle sorun çözülmüyor, çözülemiyor. Nusaybin’de yetkinin validen alınarak, askere devredilmesi darbedir. Bugün Türkiye’nin yarısı darbe anlayışıyla yönetiliyor” dedi.

"Acele kamulaştırma" kararlarına tepki gösteren Yüksekdağ, şöyle devam etti: “El koyma kararları biat etmeyeni, kentiyle birlikte yakıp yıkma ve yok etme siyasetidir. Bunun tek anlamı budur. O ilçelerde yaşayan halkın tek suçu AKP saray rejimine boyun eğmemekti. Bu suçun bedelini ödetiyorlar aylardır. Halka ‘siz misiniz bize biat etmeyenler. O zaman evini yakıp yıkmakla sınırlı kalmayız, topraklarınıza el koyarız’ söyledikleri budur. El koyma kararlarının hizmet ettiği Sarayın çıkarlarıdır. Sur’da metre başı karakol dikmek için bir operasyon yürütüyorlar. AKP’nin sermayedarları Sur için kuyruğa girmiş durumda. Yakıp yıktıkları kentlerden rant devşirmek derdindeler. Kürt halkına huzur getirmedikleri gibi daha fazla ölüm ve savaş getiriyorlar. Tarihte kimler geldi kimler geçti. Kaç diktatör kaç padişah, kaç kral geldi geçti. Ama halklar dimdik ayakta. Onların derdi Sur’un ruhudur. Oradan bir direniş ruhu var. O ruhu yok etmek istiyorlar. Bu ruha karşı Cumhurbaşkanı diyor ki ‘yıllardır Sur’u yıkmayı hayal ediyordum’ diyor. Bir ülkenin cumhurbaşkanı kentleri yıkmanın hayalini kuruyor. Sur için kurduğunuz hayal çok yakın zamanda sizin kabusunuza dönüşecek.”

Acele kamulaştırma için itiraz hakkının gasbedilmek istenmesine değinen Yüksekdağ, “Aldıkları el koyma kararlarını, mahkemeye götürme, buna itiraz etme hakkını bile gasbedecek bir yasa çıkarıyorlar. Bu karar onaylandığında önlerine çıkan her yeri istedikleri gibi gasp edecekler, yargıya gitme hakkını gasp edecekler. Bugün Sur için alınan karar yarın Ankara’nın herhangi bir mahallesi için devreye konulacak. İşte bunun için torba torba yasalarla karşımıza çıkıp gasbettikleri hakları o çuvallara doldurup, karanlığa gömmek istiyorlar” dedi.

 

'SUR'DA YAPILMAK İSTENEN MARAŞ VE SİVAS'TA DA YAPILIYOR'

 

Yüksekdağ, şu ifadeleri kullandı: “Bugün Sur’da halkın yaşam alanını gasbetmeye çalışanlar Maraş ve Sivas’ta da aynı şeyi yapmak istiyor. Maraş’ta mültecilere kamp yapma adı altında Alevi yurttaşlarımızın yaşadığı yere el koydular. Orada bir kamp inşasına başladılar. Maraş katliamını yaşamış halk, haklı olarak çetelerin yaşam bulabileceği o kampın yapılmasını istemiyor. Bölgenin demografik yapısıyla oynanmasını istemiyor. Ama siyasi iktidarın umurunda değil, kamp adı altında oraya paramiliter güçlerin yerleşmesini sağlıyor. Halkın kültürüyle oynama politikasına karşı her alanda birlikte direnmeliyiz. Maraş’taki direniş ile Amasya’da HES’e karşı direnen halkımızın direnişi, Sur’da tarihine el koyması için direnen halkımızın direnişi hepsi birdir. Her yerde bu saldırılara karşı direnen halklarımız birleşmelidir. Ancak bu birliği sağlayabilirsek Sarayın zulmüne karşı bir halk duruşu sergileyebiliriz.”

 

'TEHDİT EDENLER SİZ İNSANLIKTAN ÇIKMIŞSINIZ'

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “vatandaşlıktan çıkarma” tehditlerine de yanıt veren Yüksekdağ, “Siz insanlıktan çıkmışsınız. Bu tehdidin bizim gözümüzde beş paralık değeri yoktur. Sizleri biat etmeyenleri vatandaşlıktan çıkararak, kendi vatandaşınızı yaratmak istiyorsunuz. Susturup teslim aldıklarınız, korkuttuklarınızı bir araya getirerek kendi vatandaşlarınızı yaratmak istiyorsunuz. Biz sarayın vatandaşı olmadık olmayacağız. Biz ortak vatanın vatandaşıyız. Bu vatanı da size yem ettirmeyeceğiz, parçalayıp böldürtmeyeceğiz” dedi.

 

'MÜLTECİ SORUNU SAVAŞI DURDURARAK  ÇÖZÜLÜR'

 

Konuşmasında mülteci krizine de değinen Yüksekdağ, “Mülteci sorununu çözmenin en temel yolu Suriye’de savaşı durdurmaktır. Savaş naraları atmaktan, Suriye’de DAİŞ’i desteklemekten vazgeçin mültecilere karşı en insani görevi yapmış olursunuz. Bu görevi yapmıyorsanız bu dramın en büyük sorumlusu sizlersiniz” dedi.

 

'ADI KONULMAMIŞ BİR EKONOMİK KRİZ VAR'

 

Yüksekdağ, AKP’nin savaş politikalarıyla en büyük zararı ekonomik alanında verdiğine dikkat çekerek, “Bu ülkenin milli gelirinde büyük kara delikler oluşturdular. Türkiye’nin milli geliri 80 milyar dolar düştü. Milli gelirdeki kayıp 120 milyar dolar. Savaşı şiddeti devreye koyarak, bu kadar parayı halkın cebinden çaldılar. Adı konulmamış bir kriz yaşanıyor. Bu krizin üzerindeki perde kalkarsa tüm suçları ortaya çıkacak. Bu perde savaş ve politik saldırganlıktır. Bu perdeyi kaldırırsak eğer işte onların bütün suçları halka karşı açtıkları savaşın bütün sorumluluğu ortaya çıkacak. Bu savaş perdesini kaldıralım ve bunların suçlarını ortaya çıkaralım. Bizler yaşamımızı korumak için bu perdeyi yırtıp atmak zorundayız” dedi.

 

Yüksekdağ, şiddet ve sömürü düzenin yıkımın en ağır bedelini kadın ve çocukların yaşadığına işaret etti.

 

'KARAMAN'DAKİ SKANDAL ERKEK KAVGASIYLA ÖRTÜLMEK İSTENİYOR'

 

Yüksekdağ, Karaman’da yaşanan cinsel istismar skandalı ve sonrasında yaşananlara da değindi. Yüksekdağ, konuyla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı: “Tecavüzcüleri koruma hamlelerini karşımızı çıkardılar. Kavga gürültü içerisinde yaşanan esas gerçeği unutturmaya çalışıyorlar. İktidarın ve saraydaki zatın kullandığı dili görüyorsunuz. İnsani bir sorunu çözmek için çalışmaları gerekirken, yarattıkları kavga içerisinde olayın özünü bütün Türkiye’ye toplumuna unutturmaya çalışıyorlar. Ne oldu o zar zor kurulan meclis araştırma komisyonu, çalıştı. Derhal Meclis bünyesinde kurulan komisyon çalışmaya başlamalıdır ve komisyonun çalışmasını geciktirerek, suçun üstünü örtmeye çalışarak kurtulamazsınız. Hepimiz bütün siyasi partilere çocuklara ve kadınlara karşı sorumludur. Çocukların yaşadığı sorunu bir erkek kavgası ile örtmelerine izin vermeyeceğiz. Bütün kendisine insanım diyenleri de bu suçun takipçisi olmaya çağırıyorum.”

 

'TUTUKLANANLAR HALKA DAYANIŞMA ELİNİ UZATANLAR'

 

DBP yerel yönetimler ve KJA’ya dönük operasyonlara tepki gösteren Yüksekdağ, operasyonlarda kuşatma altındaki halka dayanışma elini uzatanların hedef seçildiğine dikkat çekti. Yüksekdağ, “2009 yılında hazırlanan iddianamelere dayanarak, o iddianameleri yeniden ısıtıp karşımıza çıkartarak, yeni bir siyasi soykırım başlattılar. O paralelciler var ya; 10 bin Kürt siyasetçiyi hapsedenler gittiler, siz de gideceksiniz” dedi.

 

Cezaevlerindeki tutukluların açlık grevi direnişinin 39’uncu gününe girdiğini söyleyen Yüksekdağ, cezaevlerinde insanlık dışı müdahalelere karşı direnen “özgürlük tutsakları”nın yanında olduklarını belirterek, kendilerine selam gönderdi.

 

'BU VATANI SİZE YEM ETMEYECEĞİZ'

 

AKP'nin grup toplantısında AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun yeniden gündeme getirdiği milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin girişimler hakkında da konuşan Yüksekdağ, “Biz milletvekili dokunulmazlığını senden mi aldık? Sen mi verdin? Bize bu dokunulmazlığı halklarımızın mücadelesi verdi. Sen oylarla seçildiysen bizler de o halkın oylarıyla seçildik. Dertleri HDP. İntikam almak. Ama bunu başaramayacaklar. HDP grubuna milletvekillerine her baktıklarında ödleri patlıyor. Biz onların yüzüne tutulmuş bir aynayız. Bütün saldırılara rağmen biz Meclis'te, sokakta sizin baktığınız her yerde varız. AKP saray kolonileri kurarak kendi vatandaşlarınızı yaratmaya çalışıyorsunuz. Biz sarayın vatandaşı olmadık olmayacağız. Ortak vatanın vatandaşlarıyız. Size karşı mücadele edeceğiz bu vatanı da size yem etmeyeceğiz, parçalatıp böldürmeyeceğiz" dedi.

 

Yüksekdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ya baş eğeceksiniz, ya baş vereceksiniz” tehdidine karşı “Bizim baş verdiğimiz doğrudur ama tarih de biliyor ki hiç baş eğmedik, eğmeyiz” yanıtını verdi.

 

'TRİBÜNLER TESLİM OLMAYACAK'

 

Yüksekdağ, Beşiktaş stadının açılışının AKP , saray devlet protokolüne dönüştürüldüğünü söyleyerek, "3 büyük 4 büyüklerin değil saray taraftarı olmak zorundasınız. Saray taraftarı olmayan stada giremiyor. Onlar boş statlarda eğlenebilirler. Bizler onların bu aymazlığı karşısında her yerde demokrasiden yana taraf olarak tutumuzu ortaya koyacağız. Stadın gerçek açılışında Gezi ruhu ve faşizme karşı tutum alan Beşiktaş taraflarını selamlıyorum. Gaza, suya inat tribün faşizme teslim olmayacak" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.