Yüksekdağ: Cizre'nin sesi, Silopi'nin gözü, Sur'un yüreği olalım

Diyarbakır'da bulunan HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Bağlar'da öldürülen Şerdıl Cengiz ve Şiyar Salman'ın ailesine taziye ziyaretinde bulundu. Lice Dercimt Yas Evi'ne yapılan ziyarette Yüksekdağ ve Yüksek'e HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, HDP'li vekiller ve çok sayıda yurttaş da eşlik etti.

Aileye başsağlığı dileyen Yüksek, "İki gencimiz de devletin silahıyla katledildi. Nasıl Tahir Elçi'nin katili devletse, bu iki gencimizin de katili devlettir. Halka savaş açanlar halkın iradesini kırmak istiyor. Daha dün Davutoğlu diyor; 'Ev ev, mahalle mahalle temizleyeceğiz.' Bu katliam politikasıdır. Artık bunu da saklamıyor" dedi.

Kürt halkının her alanda direndiğine işaret eden Yüksek, "Kürt halkı kendi toprakları üzerinde hakkını istiyor. Artık Kürdistan'da özgürce yaşamak istiyor. Gözümüz kimsenin toprağında yok. Bu topraklar bizim toprağımızdır. Adı da Kürdistan'dır. Tank, top ve silahla halkımızın iradesini kırmak istiyorlar. Ey AKP ey Davutoğlu ey Erdoğan sizin önünüzde diz çökmeyeceğiz. Direnmeye devam edeceğiz. Faşizm anlayışı bu topraklardan gidene dek mücadele etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise zor günlerden geçildiğine işaret ederek, bu zor günlere direnişin görkemleştiğine vurgu yaptı. Yüksekdağ, "Gençlerimiz, şehitlerimiz başta olmak üzere herkes bu direnişin mirasçılarıdır. Bizim askerimiz, tankımız, silahımız yok. En büyük gücümüz halkımız ve direnişimizdir. Işık olmanın gücüne inanmaktır gücümüz. Günlerdir, aylardır, önce dağı taşı bombalayanlar bugün evimizi, yurdumuzu, mahallemizi viran etmek için savaşa yemin etmiş bir iktidar var karşımızda. 30 yıl boyunca diz çöktüremeyenler şimdi halkı böyle katlederek sorunu çözmeye çalışıyorlar. Bugün Kürt halkı özyönetim iradesini ve diktatöre karşı özsavunmasını ortaya koyuyor. Bu da meşrudur" ifadesinde bulundu.

'Bu aşağılık zulme karşı direneceğiz'

Kürt halkının, anayurdunu Kürt halkına zehir etmeye çalışanlara direndiğini ifade eden Yüksekdağ, bölgede devlet terörü yaşandığını söyleyerek, "Bu teröre karşı savunmak haktır. Kimse bizi bunun için yargılayamaz. Artık onların viran olmuş yasalarını tanımıyoruz. Ezilen insanların savunmalarına haklarına dayanıyoruz biz. Bizi bu toplumsal ahlak ve direniş ayakta tutuyor. Tutunmaya devam edeceğiz. 'Temizleyeceğiz' diyorlar. Sizler eğer ev ev, mahalle mahalle kıyımdan geçirmek isterseniz. Bu aşağılık zulme karşı direneceğiz. Bizi teslim almanıza izin vermeyeceğiz. Bu zulme pabuç bırakmayacağız. Kürt halkının direnişi onur direnişidir. Bu topraklardan güneş yükselmezse zalimlerin karanlığı hakim olur bu topraklarda. Bu güneşe, aydınlığa sahip çıkmayanlar boğulacaklar. Biz bu karanlık içinde ışık olmayı biliriz. O gençlerimizin davalarını bayraklarını asla yere düşürmeyeceğiz" diye konuştu.

'Halk var olduğu sürece o tarihi yıkamayacaksınız'

Silopi, Şırnak, Cizre'de tankların evleri vurduğunu söyleyen Yüksekdağ, tankların arkasına saklanıp Kürt kadınlarına ve gençlerine savaş açıldığını ifade ederek, "Tankların arkasına saklanarak gidiyorsanız bitmişsiniz. Ama bu halk yeni başladı. Küllerinden doğan bu halk yeniden inşa etmesini bilir. Evlerimizi okullarımızı, iş yerlerimizi camilerimizi yakıp, yıkıyorlar. Tarihin sahibi halklardır. Halk var olduğu sürece o tarihi yıkamayacaksınız" dedi.

'Direnen insanların adımı, yüreği, cesareti olalım'

Ülkede yaşayan tüm halkları direnişe çağıran Yüksekdağ, "El ele omuz omuza direnelim. Cizre'nin sesi Silopi'nin gözü, Sur'un yüreği olalım. Direnen insanların adımı, yüreği, cesareti olalım. Bütün Türkiye Nusaybin Derik, Gever'in vicdanı olsun. Şimdi bütün Türkiye kazanmaya kenetlenmeli. Ve özyönetim direnişini sergileyenlerin, demokrasinin yanında yer almalı" dedi.

Yapılan konuşmaların ardından taziyeden ayrılan Yüksekdağ, ve beraberindekiler, geçtiğimiz yıl Kobanê'de yaşamını yitiren YPJ savaşçısı Bircan Doğan'ın (Kıyan Berxwedan) Sur'a bağlı Çarıklı Mahallesi'nde bulunan ailesinin evine gitti.(DİHA)