Yönetenler kızgın! Halk daha kızgın!
Herkes kızgındı, burnundan soluyordu!
Cumhurbaşkanının şekeri tavan yapmış durumdaydı;
‘Bizimde sabrımızın bir sınırı var’ diyerek kızgınlığını dile getiriyordu.
Başbakan, İçişleri bakanı aynı şekilde, aynı kızgınlıkla kamuoyuna mesaj veriyorlardı, gerilimin üstüne gerilimler katıyorlardı.
Aynı şekilde HDP’li siyasilerde kızgındı, DBP’li belediyelerin başkanları kızgındı.
Sürekli demeçler veriyorlardı siyasi içeriği yüksek dozda.
Kafamız/ kafalarımız karışıktı, tedirgindi milletimiz 6-7 Ekimin etkisiyle.
Neyse ki, ‘1 Kasım Dünya kobanê günü’ yürüyüşü sakin ve sükûnet içinde sona erdi de, rahatlama oldu.
Bizde rahatladık ya;
Şimdi soralım dedik o kızgınlık yaratan yönetici kesimlerine;
İyi de afranız/tafranız kime?
Karşılıklı racon kesmeler mahalleye/mahalleliye zarar veriyor.
Kabadayının raconu yakmasın mahalleyi.
Otursun büyükler, çağırsın bu kendi aralarında racon kesen kabadayıları biraz nasihat versin, hatta desinler ki;
‘Adam gibi kendi aranızda anlaşın, ne yapacaksanız artık, biz bilmeyiz. Aranızdaki sorunları bir an önce halledip el sıkışın, mahalle halkı sizden bıktı, bıkıyor, bıkacak... Bu kavganız devam ederse eğer. Ona göre.’
Hatta ‘kendi aranızda kestiğiniz raconlarla da olmuyorsa, daha aklıselim adamlar araya girsin, onların keseceği racona rıza gösterin’ denilsin bu kabadayılara.
Çünkü iki mahallenin de huzuru kaçtı.
Mahallelerin halkları kabadayıların raconu yüzünden birbirlerine düşme ihtimalinden korkar hale geldi. İki mahallenin sakinleri de rahatsızlıklarını artık çok açık bir dille ifade etmeye başladı.
Bugün, yarın, ha oldu, ha olacakla olmadığını gördü mahalleli, şimdi; ‘Acaba ne oluyor, işin içinde nasıl bir çapanoğlu var’ diye de düşünmeye başladı azizim.
Sürekli kavgayı görenler, verilen sonsuz huzur vaadine kanmıyor.
Çağ, uzay çağı, ölüyü diriltiyorlar artık.
Kimse kandırılmayı içine sindirmiyor/sindiremiyor.
O nedenle; bence herkes işini yapsın.
Devletin tepesi de, örgütün tepesi de, siyasetçi de, belediye başkanları da, yerel yöneticiler de işlerini, görevlerini layıkıyla, hakkıyla yapsınlar.
En başta da belediye başkanları görevlerini yapmaya başlasın, siyaset üzerinden hizmet üreterek varlıklarını korumaya devam etmesinler. Yatırımla anılacak hizmet üretmeye başlasınlar da varlık nedenlerinin ne olduğunu hep birlikte görelim.
Vallahi halk kızgın!
Benden söylemesi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.