VİDEO - Tanrıkulu, AK Parti sıralarına hukuk dersi verdi

Melikcan SAPAN

TİGRİS HABER - Adalet Akademisi Kanun Teklifi’nin Anayasa Mahkemesi tarafından verilen iptal kararlarının ardından aceleyle getirildiğini, hukuki kaygılar taşımadığını, iptal gerekçelerinin incelenmeden aynı şekilde yasalaştırılmak istendiğini belirten Tanrıkulu, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin derdinin hukuk devleti, bağımsız ve tarafsız yargı olmadığını biliyoruz. Adalet Akademisi'yle ilgili olarak kanun tasarısını Anayasa Mahkemesi'nin baskısıyla, Anayasa Mahkemesi’nin gerekçelerini karşılamadan getirmeye çalışıyorsunuz. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarına mahkemeleriniz uymuyor. İptal kararlarının gerekçelerini okumadan aynı yasaları getiriyorsunuz” dedi.

Adalet ve Kalkınma Partisi’nin TBMM’ye getirdiği kanun tekliflerinin birçoğunun Anayasaya ve hukuka aykırılık gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğini ve aynı yasalarda hiçbir değişiklik yapılmadan tekrar parlamentoya sunulmasını eleştiren Tanrıkulu, “Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarına mahkemeleriniz uymuyor. İptal kararlarının gerekçelerini okumadan aynı yasaları getiriyorsunuz” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

“Önce Bakan Yardımcısı sonra İstanbul Başsavcısı yaptınız”

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına getirilen Akın Gürlek’in, önceki dönemlerde Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi olduğu dönemde Adalet Bakan Yardımcısı olarak atandığını hatırlatan Tanrıkulu, “Adalet Bakan Yardımcısı siyasi bir görev değil mi? Siyasi bir görev yapan kişi hakim ve savcılığa geri dönebilir mi? Milletvekili adayı olmayı bırakın; aday adayı bile olan hakim ve savcı tekrar göreve dönemiyor. Bakan Yardımcısı nasıl bir daha göreve dönüyor?” sözleriyle yargı bağımsızlığına dair eleştirilerini dile getirdi.

“15’te 15 hukuka aykırılık veren hakim başsavcı oldu”

TBMM Başkanvekili DEM Partili Sırrı Süreyya Önder ve Selahattin Demirtaş’ın yargılamalarının, 26. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 2 ay içerisinde en yüksek cezayla sonuçlandırıldığına dikkat çeken Tanrıkulu, “26. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğu dönemde, şu an Parlamentoda DEM Parti’den Meclis Başkanvekili olan Sırrı Süreyya Önder’e 2 ayda en yüksek cezayı verdi, istinaf anında onayladı. Bu karar Anayasa Mahkemesi’ne gitti ve 15’te 15, hukuka aykırılık gerekçesiyle hükmü iptal etti. Şimdi 15’te 15 ihlal tespitine neden olmuş kararı veren hakim orada başsavcı olarak 4 aydır ahkam kesiyor” ifadelerini kullandı.

“Yetki kuralı”

Geçtiğimiz günlerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan hakkında başlattığı soruşturmanın Ceza Muhakemesi Kanunu’na yetki kuralı bakımından aykırılığını belirten Tanrıkulu, Adalet Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Cüneyt Yüksel’e dönerek İstanbul Hukuk Fakültesi’nde akademisyenlik kariyerini hatırlattı ve şu ifadeleri kullandı:

“Yetki kuralı, ceza muhakemesi hukukunda öğrenciye sorulan ilk soru değil midir? Yetkisiz yerde soruşturma başlatır diyen öğrenci; esaslı hatadan sınıfta kalmaz mı? Bu adam şimdi başsavcı.”

“Bunların hesabı sorulur”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na jet hızıyla açılan davaların UYAP üzerinden İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilmesinin tesadüf olmadığını iddia eden Tanrıkulu, “Bu başsavcı, en son Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı yaparken; İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde değil miydi? Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’yla ilgili olarak dava anında açıldı, anında kamuoyuna duyuruldu, ilan edildi ve bugün dosyanın nereye düştüğünü öğreniyoruz? 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne. Onun mahkemesine, onun kalemine düşmüş. Her şeyi toplumun gözünün içine soka soka yapıyorsunuz; bunun hesabı sorulur” ifadeleriyle iktidar sıralarına tepkisini dile getirdi.