VİDEO - Kadınlar şiddet sarmalında yaşamak istemiyor

Özel Haber/ Mümin Ağcakaya

TİGRİS HABER - 25 Kasım; ‘Kelebekler’ olarak anılan ve Dominik Cumhuriyetinde diktatörlüğe karşı verdikleri mücadele sonucunda yakalanan Mirabel Kardeşlerin (Patria, Minevra ve Maria) tecavüz edildikten sonra öldürüldüğü gün. Bu gün daha sonra BM kararıyla “ Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” ilan ediliyor. Aynı zamanda “Kelebeklerin” çığlığı bütün kadınları çığlığı olarak kabul görüyor.

Dünyanın dört bir yanında kadınların savaşsız, şiddetsiz, özgür ve adil bir dünya için seslerini yükseltiyorlar. Kadınların erkekler tarafından cinslerinden dolayı maruz kaldıkları fiziksel, ekonomik, sosyal ve psikolojik şiddet biçimlerine karşı farkındalık oluşturmak için seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bu yüzden kadın dayanışması yaşatır diyorlar.

Diyarbakır’da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele Günü” dolayısıyla DAKAHDER Mordem Sanat Merkezinde “Olsun Esmeray’ tiyatro oyunu sahnelendi.

DAKAHDER (Dayanışmanın Kadın Hali Derneği) Başkanı olan avukat Aslı Pasinli gazetemize bu yılki kutlama programlarını açıkladı;

“20 Kasımdan 25 Kasıma kadar her yıl etkinlikler düzenlediğimiz bir programımız var. Bu yıl 20 Kasımda programın startını verdik. Diyarbakır’daki ekolojik köyde etkinliğimize öldürülen her bir kadının isminin verildiği simgesel 21 fidan dikerek başladık. Adıyaman’da yaklaşık 5 ay boyunca sahada afetzedelere yönelik yaptığımız çalışmaları anlattığımız bir basın toplantısı gerçekleştirdik..Bu akşam Mordem Sanatta Esmeray’ın “Olsun” adlı oyunuyla bir araya geldik. Yarın Adıyaman’da sanat atölyesi gerçekleştireceğiz. Bir sonraki gün de Wejege Amed’de Eren Keskin’le bir söyleşimiz olacak. Son günde Aslı Aparla bir karikatür atölyesi yapacağız.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü bütün dünyada anılan kutlanan bir gün. Kadınların mücadelesi bütün dünyada aynı paralelde ilerlediği bir dönemde Türkiye’de muhafazakârlaşmanın getirdiği kadın kazanımlarına ilişkin bir saldırı döneminden geçiyoruz. Medeni Kanunun değişikliği, Anayasanın değişikliği gibi gündemler var önümüzde. Bu gündemler Türkiye’deki bütün kadınların hayatını değiştirecek düzeyde önemli.

Dolayısıyla kadınlar olarak hayatımızda başörtülü veya başörtüsüz, evli ya da bekâr gibi ayrımları istemiyoruz. Kendi kazanımlarımıza sahip çıktığımız, eşit bir düzende yaşayacağımız bir dünyanın hayalini kuruyoruz. Sesimizi burası üzerinden daha da yükseltmeye çalışıyoruz” dedi.