VİDEO - İşsizlik yüksek, vatandaş perişan
Ali Abbas Yılmaz / Özel
TİGRİS HABER - Diyarbakır’da istihdama yönelik yatırımların yapılmadığına dikkat çekilirken, işsizlik tablosunu en iyi kahvehanelerin doluluk oranının gösterdiğini ifade ettiler.
İşsizler yanlış işlere bulaşabiliyorlar
Ev hanımı Ayşe Bozyan, işsizlerin toplumda kendilerini yük olarak gördüklerini belirtirken, işsizliğin toplumsal sorunları arttırdığına şu sözlerle dikkat çekti: “Kolay para kazanma yollarına gidebiliyorlar, yanlış işlere bulaşabiliyorlar. Hem aileleri hem de kendileri çok olumsuz şekilde etkileniyorlar ve doğal olarak toplum da etkileniyor.”
Vatandaş TÜİK’e inanmıyor
57 yaşındaki emekli vatandaş Şaban Yüksel, memlekettin en temel sorunu olan işsizlik hakkında şunları ifade etti: “Diyarbakır’da işsizlik sorunu bayağı var. Eskiden beri işsizlik sorunu vardı. Çünkü iş sahası yok, fabrika yok, bir şey yok. Çalışan yerler kahvelerdir, restoranlardır, lokantalardır, inşaattır. Fabrika olmayınca zor yani. Ekonomi iflas, sıfır. Enflasyon yüzde bilmem kaç. TÜİK’in verdiği işsizlik düştü falan, hepsi yalan. TÜİK kendi kafasına göre düşürüyor.”
İnsanların yüzüne bir bakın, bir tane gülen, işi yerinde olan adam var mı?
İnsanların geçinemediğini ve mutsuz olduğunu belirten Mehmet Sefat Duran ise şunları söyledi: “Yalandır, işsizlik nerede düşmüş. Gidin insanlara kahvelerde bakın. İnsanların yüzüne bir bakın, bir tane gülen, işi yerinde olan adam var mı? Ben ne diyeyim, Allaha havale etmişiz. Kendi damatları, sosyeteler hep lüks içinde yaşıyorlar. Biz daha burada en temel ihtiyaçtayız, karnımızı doyurmanın peşindeyiz.”
43 yıllık boyacı Abdülkudüs Yüksel: “TÜİK, işsizlik düştü demiş, nerede düştü? Hepimiz işsiziz. Şimdi bir daireyi boyuyorum 300 TL’ye. 3 aydır fırça vurmamışım, iş yok ne yapayım, mecbur boyuyorum.”
Emekli vatandaş Nesih Atlı, işsizlikten tarım politikalarına şu değerlendirmelerde bulundu: “İşsizlik başını almış gitmiş. Bazıları yalan atıyor diyor ki, işsizlik düşmüş, enflasyon düşmüş ama biz bir somun ekmek alamıyoruz. Demek ki, yalandır. İşsizlik düşmüş olsaydı kahveler dolu olmazdı.”
‘İşsiz insan kendini yük görüyor’
Ev hanımı Ayşe Bozyan, “Şuan küçük çocuklarım olduğu için iş aramıyorum. Ama tabii ki çevremde ve özellikle ailemde iş sorunu yaşayan çok insan var. İnsanların işsiz kişiyi kabul etmesi biraz zor oluyor. Kişi kendini yük olarak görüyor. Bunlar da herkes için sorun yaratabiliyor. Kolay para kazanma yollarına gidebiliyorlar, yanlış işlere bulaşabiliyorlar. Hem aileleri hem de kendileri çok olumsuz şekilde etkileniyorlar ve doğal olarak toplum da etkileniyor, ne yazık ki.”
‘Fabrikalar olacak ki üretim alanı olsun’
Elektrik ve bobinaj işçisi cebindeki 2 TL bozuk parayı göstererek, “Alın size işsizlik. Tek kelime ile durum kötü. Piyasa durmuş, batmış. İstikrar olacak, yatırım olacak, istihdam alanı olacak. Fabrikalar olacak ki üretim alanı olsun. Bundan yıllar önce öyleydi ama şimdi öyle değil” diye konuştu.
‘Hepimiz perişanız’
Kredilerle borçlu bir şekilde ayakta kalmaya çalıştıklarını belirten Sacide Güral, şöyle konuştu: “İşsizlik kötü, hayat durmuş. İnsanlar perişan, hepimiz perişanız. Çalışmıyorum, perişan bir vaziyetteyiz ve kredi çekiyoruz.”
‘Ekonomi iflas, sıfır’
57 yaşındaki emekli vatandaş Şaban Yüksel, memlekettin en temel sorunu olan işsizlik hakkında şunları ifade etti: “Emekli maaşı ile geçim zor. Emekli maaşı, kira, elektrik, su, doğalgaz ve bitti geriye bir şey kalmıyor. Ailede çalışan başka kimse de yok. Diyarbakır’da işsizlik sorunu bayağı var. Eskiden beri işsizlik sorunu vardı. Çünkü iş sahası yok, fabrika yok, bir şey yok. Çalışan yerler kahvelerdir, restoranlardır, lokantalardır, inşaattır. Fabrika olmayınca zor yani. Sadece Diyarbakır değil Türkiye genelinde işsizlik zor. Bir Diyarbakır olsa kurtarır. Ekonomi iflas, sıfır. Enflasyon yüzde bilmem kaç. TÜİK’in verdiği işsizlik düştü falan, hepsi yalan. TÜİK kendi kafasına göre düşürüyor. İşsizlik yüzde yüz, enflasyon yüzde 200 ama TÜİK’e göre başka. TÜİK bir pazara gitsin bakalım nasıldır? Bugün 1 liraya aldığın şeyi yarın 2 liraya alamıyorsun. İşte 3 tane bardak aldım 57 TL para verdim. İki gün sonra kırılacak hepsi.”
‘Onlar lüks içimde yaşıyor, biz karnımızı doyurmanın peşindeyiz’
İnsanların geçinemediğini ve mutsuz olduğunu belirten Mehmet Sefat Duran, şunları söyledi: “3 aydır insanlar kuyrukta. Verdikleri paranın bir kıymeti de yok. Kafalarına göre para basıyorlar. Şimdi 10 milyar olsa ne yazar, geçen senenin 2 milyarı. Ben çalışıyorum ama işyerimiz 4 aydır kapalıdır. 4 aydır bin 100 TL para verdiler. Bir de 550 TL bir para verdiler ve Cumhuriyet tarihinin en büyük destek paketi diyorlar. Hani, veriyorsa da kendi adamına, yandaşına veriyor. Bize bir şey veren yok. Bir şey de istemiyoruz zaten. Yalandır, işsizlik nerede düşmüş. Gidin insanlara kahvelerde bakın. İnsanların yüzüne bir bakın, bir tane gülen, işi yerinde olan adam var mı? Ben ne diyeyim, Allaha havale etmişiz. Kendi damatları, sosyeteler hep lüks içinde yaşıyorlar. Biz daha burada en temel ihtiyaçtayız, karnımızı doyurmanın peşindeyiz.”
‘3 aylık korona süreci zor geçti’
Korona günlerinde normalleşme öncesi evde kalan genç işçi Muhammet Seyit Atlı’nın, işsizlik hakkındaki görüşleri ise şöyle: “Türkiye’de de Diyarbakır’da da işsizlik vardır. İşsizlik düşmüş müdür, bence olabilir çünkü insanalar iş beğenmiyor. Onlar da kendilerine göre haklı olabilir. Geçen seneye oranla işsizlik yarı yarıya düşmüş olabilir. TÜİK’in açıklamalarına bakılırsa öyle olması gerekir. Ama bu virüsten dolayı da çıkarmalar olmuşsa işsizlik artmış da olabilir. 3 aylık korona süreci zor geçti. Hem maddi hem manevi yönden zordu. Tabii biz de esnaflar da etkilendi, süreç zor geçti. Ama gidişat iyiye gidiyor diye düşünüyorum. O konuda Cumhurbaşkanımızın güzel planları vardır diye düşünüyorum.”
İşsizliğin düştüğü doğru da olabilir yanlış da
İşsizliğin düşüp düşmediği konusunda kararsız kalan bir öğrenci ise şunları ifade etti: “İşsizlik bayağı düştü, doğru da olabilir, yanlış da olabilir.”
‘İşsizlik bence hiç düşmemiş’
İşsizliğin düştüğüne inanmadığını belirten vatandaşlardan Seyfettin Eker, “Türkiye’nin hali bellidir, ne desek de boştur. Şuan çalışmıyorum, boşum. İşsizlik bence hiç düşmemiş, bellidir zaten” diye konuştu.
‘Zenginler yiyor, fakirler eziliyor’
43 yıldır inşaatlarda boyacılık yapan bir işçi Abdülkudüs Yüksel, işsizlik hakkında şunları söyledi: “Şimdi 66 yaşındayım ama emekli değilim. Müteahhitlerin yanında çalıştım, prim yatırmadılar emekli olamadım. Şimdi iş yok güç yok. 9 nüfusuz ve onları evlendiremem, para yok. TÜİK, işsizlik düştü demiş, nerede düştü? Hepimiz işsiziz. Şimdi bir daireyi boyuyorum 300 TL’ye. 3 aydır fırça vurmamışım, iş yok ne yapayım, mecbur boyuyorum. Çocuklarım 2 ay iş için gezdiler, geri geldiler. İş yok, işsizlik çoktur. Nasıl işsizlik yoktur, ne yapacağız, böyle sürüneceğiz. Zenginler yiyor, fakirler eziliyor.”
‘Zengin fakir arasında uçurum var’
Emekli vatandaş Nesih Atlı, işsizlikten tarım politikalarına şu değerlendirmelerde bulundu:“İşsizlik başını almış gitmiş. Bazıları yalan atıyor diyor ki, işsizlik düşmüş, enflasyon düşmüş ama biz bir somun ekmek alamıyoruz. Demek ki, yalandır. İşsizlik düşmüş olsaydı kahveler dolu olmazdı. Her bir kahvede 100 genç boştur. Diyarbakır’da bir çorap fabrikası olsaydı o gençler kahvede oturup bedava çayiçmezdi. Her birimizin 4-5 çocuğu vardır, okumuşlar ama hiç biri de iş sahibi değildir. Diyarbakır’da kim iş yapıyor, kim çalışıyor, kim ekmek getiriyor? TÜİK yalan atıyor, Diyarbakır nüfusu 2 milyon olmuş kaç kişi çalışıyor? Torpili olan adamı olan İŞKUR’da asgari ücrete birkaç ay çalışıyor. Ben bir emekliyim ve akşama kadar bir kahvede oturup çay içsem 40-50 TL çay parası veririm. Gelirim zaten bir emekli maaşıdır. Türkiye’de çok zengin insanlar da vardır. Zenginlerle aramızda uçurum vardır ama bir şekilde birbirine yakınlaşması, yaklaşması lazım. Biri var 5 bin TL alıyor, ben bin 600 TL alıyorum. Bu adaletsizlik değil mi? Diyarbakır’da işsizlik artmış. Köylü, fakir fukara buğdayı kaça satıyor, gübreyi kaça alıyor. Gübre buğdayın üstündedir. Köylüye mazotun ucuz olması lazım. Bir vatandaşa mazot 5 TL ise çiftçiye 2.5 TL olsa Moğaolistan’da buğday ithal olmaz. Kendi yağımızda kavrulsak daha iyidir. Ülkenin kalkınması için de iyidir. Vatandaşımıza mazotu pahalı veriyoruz, biraz destekleme veriyoruz, o güzel tarlalarımız hepsi boşta kalıyor. Ülkenin parası ile dışarıdan mal alıyoruz, bu ülkenin bir zararı değil mi? Açığımız çıkıyor, ülke böyle yükselmez ki. Vatandaş fakirleşir. Allah sonumuzu hayretsin.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.