VİDEO - Erbakan: Masa da kasa da aynı kapıya çıkıyor

Salih Yeşil-Mahsum Rençber

TİGRİS HABER - Seçimlere kısa bir süre kala "Anadolu Buluşmaları" düzenleyen Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Şanlıurfa programının ardından Diyarbakır'a geldi. Kentteki bir otelde basın toplantısı düzenleyen Erbakan'ın hedefinde hem hükümet hem de Altılı Masa vardı. Konuşmasının tamamını hükümetin ekonomi politikalarının eleştirisine ayıran Erbakan, muhalefetin de politikalarının iktidardan faklı olmadığını görüşünü yer verdi.

Asgari ücretin 8 bin 500 TL yapılmasını yeterli bulunmayan Erbakan, bu ücretin halkı hayal kırıklığına uğrattığını ifade etti. Aralık ayı itibariyle 4 kişilik ailenin açlık sınırının 9 bin 59 TL olduğunu, asgari ücretin ocak ayında çalışanların eline geçeceğini, bu ayda enflasyon nedeniyle açlık sınırının ise 10 bin TL'ye yaklaşacağını işaret eden Erbakan, "Asgari ücret gene açlık ücreti olmaya yine devam edecek. Bunun manası 8 milyon asgari ücretli ailesiyle birlikte 25-30 milyon insan açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilecek demektir." ifadelerini kullandı.

Ailede tek ikinci bir çalışanın bulunmaması durumunda, alınan asgari ücretin her öğün bir çay ve simide denk geldiği hesaplaması yapan Erbakan, asgari ücret tespit edilmeden partisinin asgari ücretin en az 14 bin TL seviyesinde olması önerisinde bulunduğunu hatırlatarak, "Bunu söylerken, enflasyon, Türkiye'nin büyümesinden alınan pay, bizi kıskanan Avrupa ülkelerindeki asgari ücret artış trendini hesaba kattık. Bu üç faktör hesaba katıldığında asgari ücretin 14 bin TL seviyesine çıkması gerekirdi."diye konuştu.

'Halkın yüzde 45'i açlık sınırının altında'

Emekli maaşlarının 3 bin 500 TL olduğunu bunun açlık sınırıyla karşılaştıran Erbakan, "Açlık ücreti değil, adeta bir sefalet ücreti noktasındadır. Milyonlarca emekli, 8 milyon asgari ücretli, bu hesaba göre Türkiye'de halkın yüzde 45'i açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmiş durumdadır." diye ekledi.

Türkiye'deki ekonomik göstergeleri Avrupa ülkeleriyle kıyaslayan ve Türkiye'nin son sıralarda olduğu verileri paylaşan Erbakan, Türkiye'nin ekonomisinin kötü olmasına "borç, faiz, zam ve vergi ekonomisinin neden olduğunu" söyleyerek, "İşçiye, esnafa, memura, emekliye, çiftçiye, köylüye, KOBİ'ye bir şey kalmıyor, çünkü paralar canavarlara gidiyor" dedi.

'Pahalılığın nedeni 3 harfli marketler değil 3 haneli enflasyondur'

Hükümet kamuda yapılan israflara da değinen Erbakan, iktidar temsilcilerinin hiçbir olumsuzluktan bir sorumluluk kabul etmediğini ifade ederek, "Diyorlar ki 'Hayat pahalılığının sebebi 3 harfli marketlerdir, market zincirleridir. 5 tane zincir markete soruşturma açıldı. 2.7 milyon lira ceza kesiliyor. O soruşturmanın devamı bir soruşturma daha yapıldı. O da bu hafta sonuçlandı. 870 milyon bir ceza daha kesildi. 3.6 milyon lira bunlara ceza kesiyorlar. Neden, çünkü fahiş fiyat uygulamasından dolayı. Peki, 3 harfli marketler günah keçisi yapıldı da bizzat sayın Cumhurbaşkanını alış-veriş yaptığı, tavsiye ettiği Tarım Kredi Kooperatifleri verilerine ne diyeceğiz? Tarım Kredi Kooperatifleri Marketlerinde geçen yıldan bu yıla zam yapılmayan tek ürün 25 kuruşluk naylon poşet. Bunun dışındaki ürünlere ortalama yüzde 263 zam geldi. Devletin işlediği ve ucuz olacak diye, müjde olarak duyurduğu Tarım Kredi Kooperatifleri Marketlerinde son bir senede yüzde 263 zam geldi. Şimdi burada sorulması gereken soru: 3 harfli marketlere yaptığınız gibi Tarım Kredi Kooperatifleri Marketlerine de ceza kesecek misiniz? En büyük artışı Tarım Kredi Kooperatifleri yapmış. Bu hayat pahalılığının en büyük sebebi 3 harfli marketler değil, 3 haneli enflasyondur." diye konuştu.

'Faiz sebep enflasyon sonucun gerçekle ilgisi yok'

Enflasyonun, izlenen ekonomi politikalarından kaynaklandığına işaret eden Erbakan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Faiz sebep enflasyon sonuç" tezine dikkati çekerek, "Geldiğimiz noktada 'Faiz sebep enflasyon neticedir' teorisinin gerçekle bir ilgisi olmadığı ortaya çıktı. Neden, çünkü faiz indirimleri başladığı yüzde 19 olan enflasyon bugün yüzde 85'e geldi. Faizi düşürmüşsün, enflasyon daha çok katlanmış." diye ekledi.

'Masa da kasa da aynı kapıya çıkıyor'

Çözümün üretim yapmak, faiz, borç gibi uygulamalara son vermekle mümkün olduğunu dile getiren Erbakan, Altılı Masa'nın da ekonomi politikaları, dış politika konularında hükümetten farklı olmadığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Masa da kasa da aynı kapıya çıkıyor. Masa başındakilerin de kasa başındakilerin de temel meselelerde uygulamalarına baktığımızda herhangi bir farklarının olmadığını görüyoruz. Nerden çıkarıyorsun bunu? İşte iktidar Kasım ayında yüzde 10 faizle 1 milyar 500 milyon dolar borç aldı. 1 Aralık'ta da yüze 9 faizle 2 milyar dolar daha borç aldı. Japonya yüzde 0.2 ile borçlanıyor. Biz yüzde 10'la borçlanıyoruz. Ama dünya rekoru İstanbul Büyükşehir Belediyesinde. Yüzde 10.75'le dolarla borçlandı. Dolayısıyla borç ve faiz ekonomisi bakımından uygulamada birbirinizden herhangi bir farkınız yok."

'HDP'nin kapatılmaması gerekir'

Açıklamalarının ardından, soruları yanıtlayan Erbakan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) hakkına açılan kapatma davasına ilişkin bir soruya, "Biz HDP'nin kapatılmaması gerektiğini daha önce söyledik. Partileri, halkın kapatması gerekir. Suçun şahsiliği esastır. Herhangi bir partinin içinde bir suç işleyen, teröre destek olan ya da terör eyleminde bulunan insan varsa o insanların şahsının cezalandırılması lazım. Gerekiyorsa onlara siyasi yasak verilmesi, ama bütün bir camianın, bütün bir teşkilatın, bütün bir topluluğun, partinin suçlanmasını ifade ettik. Suçun şahsiliği esastır, parti kapatmak uygun değildir. Bu noktada bir çare de değildir. Her kapatmadan sonra daha da güçlü hale gelmiş. Bu baskıyı yaptığınız zaman tam tersine ters tepiyor. HDP'nin siyasi alanda, sahada yenilmesi lazım." yanıtını verdi.