VİDEO - Diyarbakır Baro seçimleri: Başkanlık için 3 aday yarışıyor
Mahsum Kara - Mahsum Rençber
TİGRİS HABER - Diyarbakır Barosu, 48’inci Olağan Genel Kurulu’nu Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Sezai Karakoç Kültür Kongre Merkezi’nde gerçekleşti. Genel Kurula Diyarbakır Barosu’na kayıtlı avukatlar katıldı.
Kongrede Diyarbakır Baro Başkanlığı için Nahit Eren, Muhlis Oğurgül ve Cengiz Baysal birer söz aldı. Yapılan divan seçiminin ardından açılış konuşmasını yapan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, "Kurulduğu günden bu yana, insan hakları ve hukuk mücadelesinin meşalesini elinden düşürmeme çabası içinde olan Diyarbakır Barosu, her dönem sosyal, siyasal ve toplumsal gelişmelere bağlı olarak yaşanan hukuka aykırılıklara karşı durmuş, Avukatlık Kanunun barolara görev olarak tanımladığı “insan haklarını koruma” ve “hukukun üstünlüğünü savunma” sorumluluğuyla insan hakları ihlallerine karşı sorumluluğunun gereğini her zaman yerine getirmiştir.
Bu nedenledir ki Diyarbakır Barosu “mücadeleci baro” tanımlamasını fazlasıyla hak etmiş, bu tanımlamayı bir nişan olarak göğsünde taşımaktadır. Bu mücadele geleneği Baromuza ulusal ve uluslararası hukuk camiasında ve toplum nezdinde büyük bir saygınlık kazandırmıştır." dedi.
Her dönem hedef tutulduk
Diyarbakır Barosu'nun her dönem soruşturma, kovuşturma, tehdit, gözaltı ve tutuklamaların hedefi olduğunu hatırlatan Eren, "Ödediğimiz en büyük bedel ise dört ayaklı minarenin önünde kentimizin tarihi mirasını korumak isterken; savaşa, çatışmaya hayır derken katledilen ebedi Baro Başkanımız Tahir Elçi’nin öldürülmesi, aramızdan alınmasıdır!
Bu genel kurulu da ebedi başkanımız Tahir Elçi’nin mücadelesi ve mirasının gölgesinde olmanın onuruyla ama faillerinin ve arkasındaki odakların hala hak ettikleri cezaları alamamış olmanın da öfkesiyle gerçekleştiriyoruz.
Baro Başkanımıza yönelik bu suikasttan sonra soruşturma ilk andan itibaren özensiz, isteksiz ve etkisiz bir şekilde yürütüldü. Deliler toplanmadığı gibi taleplerimiz de sürekli reddedildi. Baromuzun Londra’daki Adli Mimarlık kuruluşundan hazırlatıp dosyaya sunduğu rapor neticesinde 4,5 yıldan sonra üç polis hakkında dava açılabildi.
ancak davanın açıldığı Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, daha ilk duruşmada kovuşturma aşamasının da soruşturma aşamasından farksız olmayacağını bizlere göstermiştir. Israrlı taleplerimiz neticesinde soruşturma aşamasında yaşanan hukuka aykırılıklar; özellikle yalan tanıklıklara zorlama, delillerin kaybettirilmiş olması gibi hususlar tek tek açığa çıkmıştır." dedi.
Demokratik bir toplumun ve hukuk üstünlüğü şarttır
Tahir Elçi başta olmak üzere hayatını kaybeden tüm avukatları anan Eren, "Avukatın ve baroların güçlü duruşuna en çok ihtiyaç duyulan zamanlardan geçiyoruz. Avukat, bireylerin hak ve adalet sorununu mesleğinin temel sorunu olarak ele alır. Toplumdaki özgürlük ve demokrasi sorununu da kendi özgürlüğünden ayrı düşünmez. Avukatın mesleğini icra edebilmesi için adil ve demokratik bir toplum ve hukukun üstünlüğü şarttır. Ve avukatlar esasen bunun mücadelesini verirler. Bir toplumda adil yargılama hakkından ve bireylerin hukuk güvenliğinden söz edilebilmesi için bireylerin kolayca avukata ulaşabilmesi, avukatın tam bir bağımsızlık ve özgürlük içinde ve etkili şekilde mesleğini icra edebilmesi elzemdir. Avukatlar, hak arama özgürlüğünün, savunma hakkının ve hukuk devletinin en temel güvencesi olmuştur. Bununla beraber avukatların meslek örgütü olan baroların da güçlü duruşu, tarafsız ve bağımsız yargının ve hukuk güveliğinin teminatıdır. Türkiye’de son yıllarda yaşanan gelişmeler, hukuk güvenliği ve yargı bağımsızlığının önemini herkese göstermiştir. Hukukun evrensel kuralı olan “adil yargılanma hakkı” gibi ilkeler Türkiye’de maalesef ciddi hasarlar almıştır" dedi.
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren'in açılış konuşmasının ardından Diyarbakır Barosu'nun faaliyetlerini anlatan bir sinevizyon gösterildi.
Tüm hak alanlarında etkin bir çalışma yürüteceğiz
Ortaya koydukları çalışmaya ile bütün meslektaşlarına ulaşmaya çalıştıklarını ifade eden Baro Başkan adayı Muhlis Oğurgül, "Hukuk fakültesinin her geçen gün artması meslektaşlarımız olumsuz etkileniyor. Kadınlara yönelik şiddetle her geçen gün yargı mercekleri tarafında ikincisi plana atılıyor. Her zaman söylediğimiz gibi İstanbul sözleşme yaşatır. Çocukların yaşam, eğitim ve barınma hakkından yoksun bırakılmaktadır. Mülteciler her yerde ırkçılıkla karşılaşmıştı. Avukatlık mesleği işlevsiz hale getirilmekte. Kürt meselesi iktidarlar tarafından çözümsüz bırakılmakta. Onurlu bir barış için biz hazırız. Baro bu konuda elini taşının altına koymalıdır. Baroların toplum ile ilişkileri kesilmeye çalışılmakta. Ekonomik kriz ekonomik şiddette dönüşmüştür. Meslektaşlarımız ağır ekonomik sorunlarla karşılaşmaktadır. Tüm bu meseleler temelde bir hal ihlalidir. Ve baroların bundan dolayı sorumluğu vardır. Ben ve arkadaşlarım bu sorumluluğu almak için buradayız. Tüm bu sorunların çözmek için elimizden geldiğinde çalışacağımızı bilmenizi isterim. Herkesin emeği ve kıymeti bilinecek. Genç avukat arkadaşlarımızın bağları baro ile güçlendirilerektir. Bütün hak alanlarında etkin bir çalışma yürüteceğiz. Baromuzu birlikte yürütmeye talibiz" dedi.
Bir dönem daha sorumluluk almak istiyorum
Diyarbakır Baro başkanlığına yeniden aday olan Baro Başkanı Nahit Eren ise şunları kaydetti: "Diyarbakır Barosu'nun büyük sorumlulukları var. Hepimizin farklı kaygıları var. Ben hiç bir şekilde Tahir Elçi hatırasına ihanet etmedim. Ahmet Davutoğlu'nu Tahir Elçi'nin koltuğuna oturmadım. Diyarbakır Barosu'nun bütün zorluklara karşı gelecek bir gücü vardır. Bir buçuk yıl içinde o kadar çok soruşturma aldık ama hiç bir şekilde yolumuzdan vazgeçmedik. Diyarbakır başkanı olduğum zaman zorlanacağı mı biliyordum. Ve öylede oldu benim için çok yoğun geçti. Bu göreve yeniden talip oldum. Bir döneminiz bile dolmadığı için aday oldum. Diyarbakır barosunda büyük sorumluluklar almak zorundasınız." dedi.
Ezberleri bozmak için adayım
Baro başkan adaylarından Cengiz Baysal, "Tekrar eden ezberleri bozmak için buradayım ve aday oldum. Sizin söyleyemediklerinizi söylemek için geldim. Durum her geçen gün daha kötüye gidiyor. Bu yıl 7 meslektaşımız hayatına son verdi. Avukatlara yönelen şiddet maalesef basına bile yansımıyor. Barolar ne iktidarın nede iktidarın yanındadır. Barolar Sadece adaletin yanındadır. Barolar bütün çalışmalarda aktiflik bir şekilde yer almalıdır" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.