VİDEO - Amed Emek ve Demokrasi Platformundan deprem değerlendirmesi
Mahsum Kara
TİGRİS HABER - Amed Emek ve Demokrasi Platformu, deprem sonrası ile ilgili ortak bir değerlendirme yaptı. Dicle kıyısındaki çadırkent’in kurulmasına uyarılara rağmen devam edildiği belirtilen açıklamada, “Daha önce belediyenin hafriyat alanı olmasından kaynaklı asbest riski taşıyan bu alandan vazgeçilmelidir” denildi.
Amed Emek ve Demokrasi Platformu, deprem süreci ve yeni oluşturulan çadır kente ilişkin Eğitim Sen 1 No’lu Şube’de basın açıklaması yaptı. Platform adına basın açıklamasını Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan Okudu.
Ortak açıklamada, yapılan çalışmalarla ilgili özet bilgi paylaşıldı, şöyle denildi;
“Depremin yaşandığı an itibariyle, yaklaşık 1 saat sonra bileşenlerimizle Kent Koruma ve Dayanışma Platformu bünyesinde oluşturulan kriz masasında yer aldık. Arama kurtarma, sağlık hizmetleri,akut ihtiyaçlar, toplanma alanlarının belirlenmesi,acil uyarıların yapılması gibi birçok alanda koordinasyon ve saha faaliyeti yürüttük. Amed’in sivil toplum geleneği aslında daha önce birçok olağanüstü durumda gücünü göstermiştir. Bu geleneğe dayanışma ruhu ve depremden nispeten az etkilenmemiz de eklenince süreç, diğer deprem bölgelerine göre daha az sancılı geçirilmiştir.”
“Yaşanan ilk şok evresinde bu diyalog yakalanmış, temin ettiğimiz malzeme ve koordinasyon gücümüz, sorunların çözümüne olumlu olarak yansımıştır” denilen açıklamada, iktidarın yardım TIR’larına el koyduğu da belirtilerek, sürece dair şu ifadeler yer aldı;
“Hükümet yetkililerinin kente gelmesi ile birlikte sürecin dışında bırakılmamıza ve engellenmemize dönük bir pratik sergilenmiştir. İktidarın yardım TIR’larına el konulması, kayyum atamaları gibi uygulamalarla kaosun uzamasına ve yaşanan acıların katmerleşmesine sebep olduğu açıktır. Her türlü engellemeye rağmen özgücümüz ve halkımızın dayanışma ruhuyla çalışmalarımız devam etmektedir.”
‘Dayanışmayı gerektiren döneme giriyoruz’
“Kentimiz için enkaz çalışmasının sona gelmesiyle akut dönem bitmiştir. Önümüzde daha fazla dayanışmayı, birlikteliği ve planlamayı gerektirecek, daha uzun bir süreç olacaktır.” Şeklinde devam eden açıklamada, şu görüşlere yer verildi;
“Sadece Amed’de yaşayan yüz bin kişi ve çevre illerden alacağı göç göz önünde bulundurulduğunda çok daha fazla bir nüfus için barınma, psikososyal destek, toplumsal yaşama entegrasyon gibi birçok alanda çalışmanın yürütülmesi gerekmektedir.Ekolojik bütünlükten uzaklaşmanın deprem gibi doğal bir olayı nasıl felakete dönüştürdüğünün bilinciyle, çalışmalar yürütülürken ekolojik bakış açısı göz önüne alınmalıdır. Bu çalışmalarla yeni tahribatların önüne geçilmesi gerekmektedir.”
Yeni düzenlenen kalıcı çadır kentte de sivil toplumun fikrine danışılmadığı belirtilen açıklamada, Çadırkentin yerleştirileceği arazinin daha önce belediyenin hafriyat alanı olmasından kaynaklı asbest riski taşıdığı ifade edildi. Önceki yıllarda Dicle Barajı kapağının kopması sonucu bu alanın su altında kaldığı, dolgu alanı olan bu alanın ciddi sel riski taşıdığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi;
‘Bu çadırkentler insan haklarını ihlal ediyor’
“Ayrıca Hewsel vadisinde bulunan bu alanın rüzgâr koridoru olmasından dolayı çetin ve sert mevsim koşullarından dolayı çadırda ısınma problemi olabilir, kullanılacak sobalardan dolayı yangın riski taşımaktadır. Bu Çadırkentin kalıcı olmasından dolayı yaz aylarının sivrisineklerden dolayı sıtma ve bulaşıcı hastalık riskleri göz önünde bulundurulmalıdır. Açıktır ki, UNESCO Dünya mirası olan Hevsel Bahçeleri bu yerleşimden zarar görecektir. Şehrin sivil toplum örgütleri ile beraber çalışmayı reddeden anlayış, çadır kentleri tarikat vakıflarına açmıştır. Korucuların içerisinde uzun namlulu silahlar ile gezdiği, tarikatların cirit attığı, öte yandan su kanalına dikkat edilmeyen, elektrik kabloları çocuk güvenliğine uymayacak şekilde düzenlenmiş çadırkentler, insan haklarını ihlal etmektedir. Düzeltilmesinin yolu bir an önce şehrin sivil toplum örgütleri ile istişareden geçmektedir.”
Çadırkentler için uzman görüşü alınmalıdır
Fahiş fiyatlar konusuna da değinilen ortak açıklamanın son bölümünde şu değerlendirmeler yapıldı;
“Şehrimizde dayanışma kültürünün yerleşik olması, fırsatçıların daha fazla dikkat çekmesine neden olmaktadır. Kimi ev sahiplerinin kiraları yükselttiği, bazı nakliye şirketlerinin fahiş fiyatlar istediği görülmektedir. Bu kentin tarihi dayanışma ruhuna, kimliğine, ahlaki değerlerine uygun davranmayarak bu fırsatçılığa düşenleri bir an önce bu yanlıştan vazgeçmeye davet ediyor, bu eksikliğe düşenleri teşhir edeceğimizi belirtiyor ve dayanışmayı yükseltmeye çağırıyoruz.
Amed Emek ve Demokrasi Platformu olarak, depremde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Sivil toplum örgütlerinin uyarılarını dinlemeyen yönetimler ve usulsüzlüklere göz yumanlar bu kayıpların sebepleridir. Şehrimizdeki müsebbipleri ortaya çıkarılmalıdır. Kalıcı çadırkent yerleşiminden vazgeçilmeli, bu konudaki uzmanların görüşleri dikkate alınmalıdır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.