VİDEO - AK Partili Kürt gençler Demirtaş’ı beğeniyor
Ali Abbas Yılmaz - Özel
TİGRİS HABER - Kürt Çalışmaları Merkezi, Yaşama Dair Vakıf ve Rawest Araştırma ile birlikte yürüttüğü Kürt Gençler’2020: Benzerlikler, Farklar ve Değişimler araştırmasının raporunu yayımladı.
İngiltere Büyükelçiliği ve Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin desteğiyle yürütülen çalışma, Türkiye’de yaşayan 18-30 yaş grubundaki Kürt gençlerini daha yakından tanımayı amaçlıyor.
Araştırmanın ana teması, Kürt gençlerin Türkiyeli gençliğin geneli ile aralarında benzerlikler ve farklılıklar, Kürt gençlerin gelecek planları ve dünya görüşleri üzerine kuruluyor. Araştırmanın kapsamına ilişkin yapılan değerlendirmede, 8 ilde 18-30 yaş aralığındaki bin 473 kişiyle anket çalışması, 100 kişiyle de derinlemesine görüşmeler gerçekleştirildiği belirtildi. Araştırma kapsamında ayrıca çeşitli kategorilere mensup gençlerin dahil olduğu toplam 16 odak grup toplantısı yapıldı. Araştırmadan edinilen veriler; kültürel yapı, kimlik, göç, ana dil, ayrımcılık, sekülerleşme, siyasi eğilimler ve de-radikalizasyon gibi başlıklar altında tasnif edildi.
Çalışmalar 8 ilde yapıldı
Araştırma 4’ü Kürt illeri 4’ü de Türkiye’nin batısındaki iller olmak üzere toplam 8 ilde yürütülmüştür. Araştırma için Bölgeden Büyükşehir statüsündeki Diyarbakır, Mardin, Urfa ve Van şehirleri seçilirken, İkinci bölge olarak ise yakın göç illeri olan Adana, Mersin ve uzak göç illeri olarak da batıdaki iki büyük metropol olan İstanbul ve İzmir seçildi.
Rawest Araştırma Direktörü Reha Ruhavioğlu ile Kürt Çalışmaları Merkezi, Yaşama Dair Vakıf ve Rawest Araştırma’nın birlikte hazırladığı Kürt Gençler’2020 raporunu konuştuk.
Kürt gençleri araştırmasının kamuoyu tarafından büyük bir ilgi gördüğünü ifade eden Reha Ruhavioğlu, raporda öne çıkan başlıkları Tigris Haber’e değerlendirdi.
Ahmet Kaya Kürt gençlerini birleştiriyor
Kürtlerde genç nüfusun Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu ifade eden Ruhavioğlu, Kürtlerin homojen bir yapıda olmadığını belirterek şunları söyledi: “Türkiye hem genç nüfusu itibariyle Avrupa’nın dinamik ülkelerinden genç ülkelerinden bir tanesi ama Türkiye’de de yaş oranı ortalaması olarak genç olan nüfusun yüksek olduğu kitle Kürtler. Yani Kürtlerin içinde genç nüfus geri kalanından daha fazla. Şimdi bir yandan Türkiye’nin genel gençlik politikaları falan konuşulurken, genç Kürtlerin ıskalandığını görüyoruz. Kürt gençlerin Türkiye’nin geri kalanıyla bazı farkların olduğunu düşünüyorduk. Bizi araştırmaya sevk eden motivasyon bu. Bunun yanında şu da var; biz zaten Kürtlerin politik, yekpare, homojen bir grup olarak algılanıyor olmasının doğru olmadığını da düşünüyoruz. Yani Kürtler, Türkiye’de genelde hepsi birbirine benzeyen, homojen ve politik bir özne olarak kabul ediliyor, durum böyle değil. Yani Kürtlerin heterojen bir toplum olduğu, gençlerin de böyle olduğunu görüyorduk, bilimsel bir araştırmayla bir kez daha göstermek istedik. Bu araştırmada, Kürt gençlerin cinsiyete göre, bölgede ya da batıda yaşıyor olmalarına göre ve yakın oldukları partiye göre bazı konularda değiştiklerini görüyoruz. Yani genel olarak Kürt gençleri Türkiye’nin gençlerinden ayrılmakla birlikte kendi içlerinde de farklılaşıyorlar.
Örneğin müzik dinlerken; Ahmet Kaya’yı, Sezen Aksu’yu, Müslüm Gürses’i, dinlemek Türkiye’nin diğer gençleriyle benzeştiriyor onları ama Mem Ararat’ı, Şivan Perver’i, Aynur’u, Şakiro’yu dinlemek Kürt gençlerini iki türlü ayırıyor. Birincisi Türkiye’deki diğer gençlerden ayırıyor. İkincisi, kendi anne babalarından da ayırıyor, çünkü kendi anne babaları Mem Ararat’ı, Şakiro’yu ve Aynur’u falan pek dinlemezler. Yeni kuşak Kürt sanatçıları dinliyor bu gençler, bunun gibi ayrışan tarafları var.”
Kürt gençler Batıda ayrımcılığa maruz kalıyor
Rapora ilişkin Kürt gençleriyle ilgili en önemli çıktının gençlerin Batıda maruz kaldıkları ayrımcılık olduğunu dile getiren Ruhavioğlu, şunları ifade etti: “Kürt gençlerin çok yüksek bir düzeyde ayrımcılık yaşıyor olmaları, yani Türkiye’de ayrımcılığa uğrayan gençlerin oranı % 10 olur genelde, ama bu oran Kürt gençlerin ise %70 üstü. Gençlerin yüzde 72’si, ben seyrek ya da sık bir şekilde ayrımcılığa maruz kaldım diyor. Bu durum daha çok göç etmiş gençlerde kendini gösteriyor. Göç ve ayrımcılık Kürt gençlerin hayatını çok daha derinden etkiliyor. Yani işlerini etkiliyor, sevgili edinme biçimlerini etkiliyor, sosyalleşme ortamını etkiliyor neredeyse her şeylerini etkiliyor. Ama Türkiye’nin diğer gençlerinde böyle değil. Yani Kırşehir’den İzmir’e göç etmiş bir genç için göç bu kadar belirleyen bir şey değil. En azından bu kadar ayrımcılık yaşamıyor. Kültürel olarak İzmirlileşiyor olabilir, ama bu kadar ayrımcılık yaşamıyor. Onun Kırşehirliliği bu kadar göz önünde değildir. Diyarbakırlının Kürtlüğü göz önündedir ve sürekli kendisine hatırlatılıyor. Bu olumsuz bir tecrübedir Kürt gençleri açısından.
Birde şunu söyleyebiliriz. Gençler az önce söylediğim sebeplerden memnun değiller hayatlarından yani göç ediyor ayrımcılığa maruz kalıyor ya da bölgede bir belediyeye kayyum atanıyor. İş bulamıyor, iş bulamamasının sebebi Türkiye’nin genel şartlarının yanında bir de Kürt olmasının ayrımcılığı var. Mesela Türkiye’de bazı sektörlere Kürtler giremez. Ya da devletin mülakat sistemi getirmesi, Kürt gençlerin devlet kademelerine girmesini zorlaştıran ya da gençlerin böyle düşünmeye sevk eden bir şey. Dolayısıyla sadece bireysel anlamda devletin istihdam etmesiyle ilgili de bir ayrımcılık yaşadıklarını söylüyorlar. O yüzden mutluluk seviyeleri düşük. Ama bütün bunlara rağmen kültürel olarak Türkiye’de yaşıyor gençler, Türkiyeli hissediyorlar kendilerini. Yani aynı şartlar size sağlanırsa, hangi şehirde yaşamak istersiniz gibi soru sormuşuz mesela; Diyarbakır ve Van’ı toplarsak %40. Bunun dışındaki şehirler İstanbul, İzmir gibi şehirler, Erbil % 5 bile değil, yani düşük. Bu şunu gösteriyor; Kürt gençleri, Diyarbakır’da, Van’da hayat kurmayacaksa, Türkiye’nin Batısında bir gelecek kurmayı kendilerine daha uygun görüyorlar. Dolayısıyla Kürt gençleri ideoloji olarak, siyasi olarak kendilerini Türkiyeli hissettiklerini söyleyebiliriz. Türkiyelileşmekten söz etmiyorum. Kültürel olarak Türkiyeli hissetmelerinin başka bir nedeni bence, Kürt gençlerinde zenofobi, ötekine tolerans yüksek. Suriyeliye uzaklık, Türkiye’deki gençlere oransal olarak biraz altında olsa da orda da yüksek. İşte Arap kimliğine uzaklık, eşcinsel kimliğe uzaklık. Yani Türkiye’nin genel kimliğine benziyor. Bir de Kürt gençlerini diğerlerinden ayıran önemli bir fark şu olabilir, dört büyük takımdan birisi Amedspor. Kürt gençleri arasında Amedspor önemli bir taraftar kitlesine sahip. Toplamda % 12’lik bir oran. Elbette ki Türkiye’deki diğer illere benzeşmeyen bir şey.”
Kürt gençlerinde en önemli dini kanaat önderi Said Nursi
Kürt gençlerin giderek sekülerleştiğini belirten Ruhavioğlu şunları söyledi: “Kürt gençlerin sekülerleşme hızı Türkiye’nin geri kalanından biraz daha yüksek. Mesela gençlerin 5 yıl öncesine göre dindarlıkların azaldığını söylüyorlar. Bir dini inancı taşıyan, yani dindar olan ya da dini kanaat önderlerine hala dönüp bakanlar arasında hala ilginç olabilir bu. Kürt gençlerinde dini kanaat örneğimizde belirgin bir şekilde Said Nursi öne çıkıyor. Mesela diğer söyleyeceğim isimler daha politik bir tutumla ilişkili olabilir. Yani gençler diyebilir ki alternatif bir dini okuma tercih ediyorlarsa, buluyorlar, ama Said Nursi akımlaşmış gibi görünüyor Kürt gençleri içinde. Yani diyelim ki apolitik ve dindarlığı düşük olsa bile dini kanaat önderi sizce kimdir dediğimizde Said Nursi diyor. Bu biraz nurculuğun yaygın olmasından da ötürü Said Nursi’nin Kürt bir nurcu olmasından da kaynaklanıyor. Diğerleri ise çok daha geride hemen arkasında değil. Malcolm X, Ali Şeraiti, Mustafa İslamoğlu gibi isimler geliyor ve çok düşük bir seviyede de olsa İhsan Eliaçık gibi, Nihat Hatipoğlu, Nurettin Yıldız gibi farklı kulvarlarda da olsalar çok düşük seviyede söyleniyorlar. Ama esas olan Türkiye’de herhangi bir dine inanmayanların oranı gençler arasında % 10 civarındadır. Kürt gençler arasında ateist, agnostik, deist gibi bir inanca mensup olmayanların, kendini böyle görenlerin oranı yüzde 17,3. HDP’lilerde bu oran daha yüksek. AK Partililerde ise neredeyse yok, yüzde 1’in altında. Ama her 4 HDP’li gençten birinin kimlikleri bunlar. Bu şu anlama geliyor; dini inanç siyasal ideoloji ile ilişkili bir şey. Kürt siyaseti daha sol ve seküler bir hattan gittiği için, daha sol ve seküler hisseden gençler o kulvara daha yakın duruyor. Bölgede yaşayanlarda bu oran yüzde 11 iken, Batıda yaşayanlarda yüzde 27. Kadınlarda bu oran yüzde 15 iken, erkeklerde yaklaşık yüzde 20. Bölgede dini inançtan, dinden uzaklığı da etkileyen şey söylediğim gibi cinsiyet, göç, hangi siyasal partiye yakın olmaları vs. Öte yandan Şunu da vurgulamak lazım. Yani HDP’li gençlerin daha seküler ya da daha hızlı sekülerleştiği bu araştırmanın bir tane bulgusudur. Ama HDP’li gençler dinsizler, gibi bir algıda yanlıştır. Çünkü bir dine inananların oranı HDP içinde hala inanmayanların 3 katı. Örneğin HDP’nin içinde sık sık namaz kılanların oranı hiç namaz kılmayanlardan fazla. İşte %27’si sık namaz kılarken, hiç kılmayanların oranı %23. %50’si de arada kılıyorum diyor. Yani arada kılıyorsa namazla niyazda çok ciddi bir problemi yoktur. Üşengeçliktir, falandır, filandır. Dolayısıyla HDP’li gençlerin tamamen işte dinsiz vs olduğu tamamen seküler olduğu görüşü de bir yanılgıdır. HDP’li gençlerin hala üçte ikisi bir şekilde namazla ilişkili, dörtte üçü de bir dini inanca mensup.”
Kürt gençleri radikalleşmeden uzaklaşıyor, sivil siyasete yaklaşıyor
Kürt gençlerin radikalleşmeye yaklaşımı üzerine de Ruhavioğlu şu bulguları aktardı: “Radikalleşme meselesi, gençlerin değiştiği bir alan. Yani gençler bugün radikalleşmeden uzaklaşıyorlar. Bunun temel birkaç sebebi var, bir kere radikalleşmeyi kendileri şöyle tanımlıyor: Şiddet kullanmak ve illegal olmak. Bu iki tanımla tanımladığımızda radikalleşmeden uzak duruyorlar. Bunun çeşitli sebepleri var biri, 2015’e kadar hatırlarsanız Rojava,’da YPG’nin yükselişi vardı. Yine Suriye genelinde İslami silahlı örgütlerin yükselişi vardı. Şiddetin yükseliyor olması, görünüyor olması bir cazibe merkezi haline getiriyor. Ve gençler oraya ilgi gösteriyorlar. Sadece son seküler Kürt gençleri değil, İslamcı olan Kürt gençleri de öyle. Onlarda o dönem İŞİD gibi örgütlere ilgi gösteriyorlardı. Bugün şiddet görünür değil, şiddet görünür olmayınca cazibesi zayıflıyor. İkinci Türkiye Kürdistan’ında şiddet büyük ölçüde durdurdu. Gençlerin akabileceği bir şey şiddet Rojava’da başka bir formatta devam ediyor olabilir. Yine Suriye’de İslami örgütlerin çoğu koalisyon operasyonlarıyla zayıfladılar. Bütün bunlar görünmezliği siyasi örgütlerin askeri olarak genişletilmiş olmaları, diğeri de gençler bu arada HDP gibi siyasal organizasyonun yükseldiğini gördüler. Selahattin Demirtaş bir popüler figüre dönüştü. Yani Selahattin Demirtaş’ın Kürt gençler için özellikle söyleyeyim ben, bir star olduğunu söylersek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Dolayısıyla bu kadar popüler figür, aynı zamanda sivil siyasette Kürtlerin taleplerinin taşıyıcısı olabilmesi, şiddetinde ortaya çıkardığı olumsuz sonuçlar, şehir ortasında şiddeti görmüş olmaları. Yani bu şiddetin doğurduğu sonucu görmüş olmaları, bunun bir kayıp olması ve öbür taraftan sivil siyasetin yükseliyor olmasını birlikte düşünüldüğünde az önce söylediğim faktörlerle birlikte gençler radikalleşmekten daha sivil, taleplerin taşıyıcısı olarak bir kere sivil siyasetin önceliklerini söyleyebiliriz. Yarının şartları değişir ne olur bilemeyiz ama bugün gençlerin radikalleşmekten uzaklaşmaları, ama bununla beraber yaşadıkları ayrım sebebiyle Türk kimliğiyle çok barışık olmadıkları, Kürt kolektif taleplerinin de talepkarı olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Yani bu radikalleşmekten uzaklaşmak Kürtlükle ilgili talepleri bırakacakları anlamına gelmiyor. Bilakis gençler bugün taleplerin daha güçlü bir şekilde dillendiricisi ve isteyenleri ama bunun silahlı mücadele yöntemlerindense sivil siyasetle yürümesini bugün önceliyorlar. Bazıları şartlar böyle olduğu için, bazıları gerçekten bu yönde dönüştüğü için, bunun teferruatına giremeyeceğim. Ama Kürt gençler büyük bir oran şiddettense, radikalleşmektense sivil siyaset yöntemlerini benimsiyor diyebilirim.”
‘AK Partili gençler Selahattin Demirtaş’ı beğeniyorlar’
Kürt gençlerin AK Partiden uzaklaştığını CHP’ye ise yaklaştığını belirten Ruhavioğlu, Kürt gençler arasında Selahattin Demirtaş’a ilginin yükselmekte olduğuna vurgu yaparak şunları söyledi: “Kürt gençleri içinde gidişat AK Partinin aleyhine, HDP ve CHP’nin ise lehine gidiyor. AK Partiye oy vermiş her 5 gençten birisi AK Partiye oy vermeyeceğini söylüyor. Bunlar henüz HDP’ye ya da CHP’ye oy verecekler desek de yanlış olur, çünkü çoğunlukla boykot ya da kararsızda duruyorlar. Bu gençlerin çoğu oy kullanmam diyor. Bu veri Kasım 2019 içindir ve belki aradan geçen süreçte nitel görüşmelerimizde de gördük ki, bu gençlerin çok azı HDP’ye kaymakla birlikte aslında DEVA Ve Gelecek partileri de bu gençlerin ilgisini çekiyor. Buna karşın HDP’li gençlerin yüzde 97’si hala HDP’li. Yani HDP pek bir oy kaybetmiyor ama AK Parti için bunu söyleyemiyoruz. Gidişat AK Partinin aleyhine, çünkü daha önce AK Partiye oy vermiş 5 gençten biri oy vermeyeceğini söylerken, AK Partili her 4 gençten birinin ikinci partisi de HDP. HDP ve özellikle de Selahattin Demirtaş, AK Partili gençlerin radarına girebiliyor. Öbür taraftan ise AK Parti ya da Tayyip Erdoğan HDP’li gençlerin radarına girmiyor. Bilakis daha fazla uzaklaşıyorlar. AK Partili gençler Selahattin Demirtaş’ı beğeniyorlar ama bunu ifade etmekten çekiniyorlar. Hem AK Partiye bir vefa borcu hem AK Partinin onlara sağladığı güvenlikli alan sebebiyle hem de 7 Haziran’dan bu yana Selahattin Demirtaş hakkında yürütülen kriminal propagandadan kaynaklı. Ama buradan şu öngörüde bulunabiliriz. Tayyip Erdoğan sonrası AK Partili Kürt gençlerin Selahattin Demirtaş’a ya da onun gibi bir profile daha fazla ilgi göstereceklerini ve aradaki bariyeri daha fazla, kaldırabileceklerini söyleyebiliriz. Öbür taraftan da HDP’li gençlerin ikinci partisi CHP olmuş durumda. CHP’nin bölgemizde ve Kürtler içinde olumsuz bir geçmişi var ve AK Parti ikinci parti iken CHP uzak bir partiydi. Ama son 5 yıldır yaşadıklarımız, AK Partinin Kürt meselesini çözmekte eski asayiş ve güvenlik politikasına dönmüş olması. Bunda Kürtlerin yaşadığı mağduriyet. Öbür yanda ise 2018’den bu yana CHP’nin Kürtlerle diyalog kurmaya çabalayan görüntüsü. Muharrem İnce ile başlayan ve 2019 seçimlerinde pik yapan; Kürdü incitmeme, gönlünü alma politikası ve HDP’nin de CHP’ye olan desteğiyle birleşince, Kürt gençleri tarihsel CHP hafızasındansa kendi görüp şahit oldukları CHP’yi değerlendirmeyi ve ona öyle bir pozisyon biçmeyi tercih ediyorlar. Yani annelerinin, babalarının onlara anlattığı CHP’yi değil de kendi gördükleri CHP’yi konumlandırmayı seçtiler. Böyle olunca da Kürt gençleri için AK Parti uzaklaşırken, CHP Yakınlaşıyor. Yalnız halihazırda bu yakınlık kalıcı bir şeye dair bir görüntü de vermiyor. Bu gençler HDP’nin baraj sorunu, mecliste olamama durumu vb. etkenlerden dolayı HDP’nin olmadığı bir yerde CHP’yi destekleyeceklerine dair güçlü bir mesaj veriyorlar. Ekrem İmamoğlu bu gençlerin ilgisini çekiyor. Bunun yanında AK Partili gençlerden ise İmamoğlu’na pek bir ilgi göremiyoruz.”
Ak Parti’den rahatsız gençlerde boykot oranı yüksek
AK Parti’den rahatsız olan gençlerin boykota yöneldiğine işaret eden Ruhavioğlu, şöyle konuştu. “HDP’li gençlerin bu araştırmayı yaptığımız dönemde (2019 Kasım-Aralık) Kürt gençlerin yüzde 15’inin kararsız, yüzde 10’unun ise boykot edeceklerini söylüyor. Toplamda yüzde 25’lik oran ise aslında Türkiye’nin geneline benzer bir durum. Araştırmamızda ortaya çıkan durum şu; AK Partililerin boykot oranı bir tık daha ileri çıkmış. Daha önce AK Partiye oy vermiş her 5 gençten birinin AK Partiye oy vermeyeceğini söylemesi bunu teyit ediyor. Ayrıca nitel görüşmelerimizde de görünen şu; AK Partili gençlerde Tayyip Erdoğan’ın karizması pek azalmasa da artmıyor. Ama öbür taraftan Kürt gençlerde İmamoğlu ve Demirtaş ve Babacan’ın trendinin yükseldiğini görüyoruz. Babacan, göründüğü ölçüde bir ilgi görüyor ama İmamoğlu Kürt gençleri arasında belirgin bir yükseliş trendine sahip. Fakat AK Partiye oy verme noktasında kararsız olan gençlerin gideceği ilk adresin HDP, DEVA ve Gelecek Partileri olmayacağını da söyleyebiliriz. Çünkü karasızların bir kısmı karar aşamasında yine partilerine dönüyor. Önümüzdeki süreç biraz şöyle olacak: Örneğin Demirtaş hapisten çıkarsa Kürt siyasetine muhtemelen bir hareket gelir. Bu da Demirtaş’ı yeniden bir cazibe merkezine dönüştürür, görünürlüğünü arttırır. Bu ise AK Partiden rahatsız Kürt gençlerinde HDP’ye geçişi sağlar. Bunun olmadığı bir senaryoda da AK Parti daha çok bürokrasi üzerinden gittiği ve HDP de devletin engellemesinden kaynaklı sahaya çıkamadığı için sahada yeni partilerin hareketliliği ile DEVA öne çıkabilir. Bu durumda AK Partiden rahatsız gençlerin DEVA ve biraz da Gelecek gibi partilerle ilişkilenmeleri artar.”
‘İzmir’de yaşayan Kürt gençleri Diyarbakır’dakinden daha mutsuz’
Kürt gençlerinde işsizlik ve vasıfsız işlerde çalışma oranının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde olduğunu ifade eden Ruhavioğlu, şunları söyledi: “Kürt gençlerde istihdamda olanların oranı Türkiye geneline göre düşük. Türkiye’de her 2 gençten biri çalışıyorken, Kürt gençler arasında ancak 3 kişiden biri çalışıyor. Bu yüzde 35’in yüzde 25’i ise vasıfsız işlerde çalışıyor. Türkiye’de vasıflı işlerde çalışan Kürt gençlerinin oranı yüzde 10. Bunlar ise inşaat işçiliği ve garsonluk yapıyorlar. Pandemi şartlarında bu işkollarında çalışanların işsiz olması ise bir başka gerçek. Yani, şuan vasıfsız işlerde çalışan Kürt gençlerinin durumu çok kötü, çünkü işsizler. Bu gençler şimdi işsiz kaldıklarından dolayı memleketlerine dönmüş durumdalar. Bu durum ise çok belirleyici şekilde o gençlerin mutluluğunu etkiliyor. Gençler bugün bireysel düzlemde işsizlik, ekonomi, okul bitirme, gelecek kaygısı gibi sorunlarla muzdaripler. Kollektif ölçekte ise bu gençlerde Kürt olmanın getirdiği bazı sorunlar var. Ayrımcılık yaşıyorlar, anadilleri kayboluyor. Özellikle Batıdaki Kürt gençleri anadillerini koruyamıyorlar. Kürtlerin en önemli sorunları nedir dediğimizde Bölgedeki gençler 1/3 oranında anadil derken, Batıya göç etmiş gençlerde ise bu oran yüzde 50’den fazla. Çünkü Diyarbakır’da dilinizi kaybettiğinizde Kürtlüğünüz kaybolmuyor ama İstanbul’da, İzmir’de dilinizi kaybettiğinizde Kürtlüğünüzü kaybedeceğinize dair güçlü bir korku yaşıyorsunuz. Özetlersek; Kürt gençler ekonomik zorluklarla daha çok karşılaşıyorlar. Göç, hayatlarını çok belirgin bir şekilde etkiliyor. Ne eğitimde ne de istihdamda olan işsiz gençlerin oranı Türkiye ortalamasından daha yüksek. Ayrımcılığı çok belirgin bir şekilde yaşıyorlar. Ama her şeye rağmen öte yandan Türkiye’ye kültürel olarak aidiyetleri de devam ediyor. Bunun yanında siyasal olarak problemler yaşıyorlar. Kaygı ve hayallerinde farklılaşıyorlar. Gelecek için daha karamsarlar. Yaşam memnuniyetleri çok düşük. İzmir’de yaşayan Kürt gençleri Diyarbakır’dakinden daha mutsuz, çünkü orada ayrımcılığa maruz kalıyorlar. Kürt sorununun çözümü konusunda gençler karamsarlar ama talepkarlar. Çatışma halinin sona ermeyeceğini düşünen yüzde 50’lik bir kitle var. AK Partili gençlerde bu oran yüzde 25, HDPli gençlerde ise 2/3. Çözüm süreci olmalı mı dediğinizde ise yüzde 80 evet diyor. Çünkü çözüm sürecinin getirdiği olumlu atmosferden çok memnunlar ve onun yıkılmış olması hayatlarını çok belirgin bir şekilde etkilemiş. Çözüm sürecinde İzmir’de Kürt olmak büyük ölçüde olumsuz bir imaj olmaktan çıkmıştı ama süreç tekrar çatışmaya dönünce, cin şişeden çıkmış, Kürtlük bilinci yükselmiş, Kürtçeye ilgi artmış, memlekete özlem artmış. İşler geriye döndüğünde de bunlardan vazgeçemiyorsunuz. Böyle olunca da arkadaşlık ortamında, sevgililik ortamında çatışmalar yaşanmaya başlıyor. Gençler bu yüzden biraz Kürt ortamlarına, Kürt habitatına çekilmişler. Kürt gençlerin İstanbul’da, İzmir’de sosyalleşebilecekleri, sevgili, eş bulabilecekleri Kürt ortamları yeterince geniş. O yüzden de ayrımcılık sebebiyle uzaklaşma biraz daha kolaylaşabiliyor. Kürt kimliğinden uzaklaşmıyorlar, baskın bir şekilde bu kimlik gelişiyor ama hem Batıya entegre olma hem de Türkiye ile kültürel bağ kurma meselesi de zayıflamıyor.”
Kürt gençler ekonomik kaygılarla yurtdışına gidiyor
Kürt gençlerde yurtdışına göç eğilimine değinen Ruhavioğlu şunları söyledi: “90’larda yurtdışına göç etme motivasyonu daha çok siyasiydi. Bugün ise daha çok ekonomik nedenlerle göç oluyor. Gençler genelde şöyle düşünüyorlar; gideyim, dil öğreneyim, kariyer yapayım, biraz para biriktireyim ve sonra ülkeye döneyim, halkımın iyiliği için çalışayım. Gençler toplumsal bir sorumluluk taşıyorlar ama önce kendi iaşelerini çıkarmak için de bir gündeme sahipler.”
Kürt gençleri Twitter’dan gündemi takip ediyor
Kürt gençlerinin sosyal medya kullanımında Türkiye geneline göre farklılaştığı noktalara değinen Ruhavioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sosyal medya kullanımında Kürt gençleri ayıran bir oldu var o da şu: Twitter kullanımı Türkiye genli yüzde 30 iken, Kürt gençlerinde bu oran yüzde 43. Neden böyle, çünkü Twitter alternatif haber edinme platformu ve daha siyasi bir mecra. Kampanyalar orada yürür, siyasi gündem orada akar. Instagram, facebook böyle değildir. Ana akım medya Kürt gençlerin istediği gibi haberler yapmıyor ve onlar da Twitter’dan haber ediniyorlar. Twitter’ın daha politik bir mecra olması nedeniyle Kürt gençleri tarafından daha çok ilgi görüyor. Tarihi diziler, töre, aşiret, vatanseverlik gibi dizilere ilgi Kürt gençlerde daha düşük. Çünkü onlara gönderdiği mesaj ve onları temsil etme biçimi onları rahatsız ediyor.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.