Van Gölü havzasının kuş cenneti: Bitlis

Van Gölü havzası, Bitlis ve Van illeri arasındaki 20 bin hektarlık 12 sulak alanda, Türkiye'deki 465 kuş türünden 300'üne ev sahipliği yapıyor. 

BİTLİS - Van Gölü havzası, Bitlis ve Van illeri arasındaki 20 bin hektarlık 12 sulak alanda, Türkiye'deki 465 kuş türünden 300'üne ev sahipliği yaparken, Bitlis, doğal güzelliklerinin yanı sıra bünyesinde barındırdığı kuş türleriyle de dikkati çekiyor.

Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özdemir Adızel, Van Gölü havzasının kuş bilimi açısından en etkili ve yoğun alanlardan biri olduğunu söyledi. Nemrut Krater Gölü ve Bitlis çevresinin, bin 500 metrenin üzerindeki gölleri ve doğal güzelliğin yanı sıra, kuş potansiyeliyle de önemli bir alan olduğunu ifade eden Adızel, şöyle konuştu:

"Bitlis sınırlarında yaklaşık 12 önemli sulak alan var. Bu sulak alanların toplamı yaklaşık 20 bin hektar civarında. Bunların içinde dünyaca tanınan çok önemli alanlar var. Bunlardan biri Kavuştuk Yarımadası'dır. Burası dünyada nesli bitmek üzere olan toy kuşlarının kuluçkaya yattığı önemli bir alandır. Kavuştuk Yarımadası'nın batısında Arin Gölü bulunuyor. Bu göl özellikle kış aylarında yaban kazlarının ve ötücü kuğuların mekanıdır. Diğer mevsimlerde ise yaban ördeklerinin ve 200'e yakın kuş türünün barındığı bir alandır. Alanda yaşayan birçok kuş türü var. Bunlardan biri de dik kuyruk türüdür. Dik kuyruk da dünyada nesli tükenmek üzere olan türlerden biri. Bu tür, kışı Burdur'da geçirdikten sonra yazın bütün Anadolu'ya yayılır."

Havzada 300'den fazla kuş türünün bulunduğunu ancak bugüne kadar 223 tür gözlemleyebildiklerini belirten Adızel, sadece Bitlis'in Adilcevaz ilçesindeki Arin Gölü'nde 200 kuş türü bulunduğunu bildirdi.

Adızel, çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan bölgedeki sulak alanların korunması gerektiğine değinerek, öncelikle korumaya alınacak alanların özelliklerinin belirlenip buna göre bir planlama yapılması gerektiğini anlattı.

Planlama yapıldıktan sonra alanın toprak yapısından su yapısına, ağaçlandırılmasından yeşillendirilmesine kadar tüm teknik özellikleri içerecek şekilde havzada koruma yapılabileceğine işaret eden Adızel, "Bunun için mutlaka sulak alan koruma altyapısını geliştirip devamında ise avcılık ve diğer problemleri çözmemiz gerekiyor" diye konuştu.