Taş: PKK halka hesap vermeli

Taş: PKK halka hesap vermeli
Halk Kürtlüğünden vazgeçmedi, HDP Kürtlük yapamadı

PKK’den ayrılan bir grubun kurduğu Yurtsever Demokrat Parti’nin (Partiya Welatparêzên Demokrat - PWD) lideri Nizamettin Taş (Botan), hendek ve barikatların ardından başlayan süreci “milat” olarak değerlendirerek, şöyle dedi: “PKK tarihinde ilk defa bu kadar kitlesini kaybediyor. Ödenen bedelin faturası önümüzdeki günlerde açığa çıkar.” Taş, “Ortaya çıkan durumda da faturanın HDP’ye değil, Kandil’e kesilmesi gerektiğini” ifade etti.

 PWD lideri, “Kuzey’in (Türkiye Kürdistanı), Rojava’ya (Suriye Kürdistanı) feda edildiğini” dile getirdi.

 Nizamettin Taş Rûdaw’ın sorularını yanıtladı…

 PKK’nin çatışma yaşanan kentlerden çekilmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz? Sizce niye böyle bir karar verdi?

 PKK’nin stratejik ve taktik hattı yanlıştı. Bundan dolayı başarıya ulaşması zor. Bir gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesi gibi. Yanlış taktiğin bir başarıya ulaşması asla mümkün değildir. Nitekim Türk Ordusu son dönemde uçak da kullandı. Yani muaazzam bir güç dengesizliği vardı. Gençler büyük bir kahramanlık örneği gösterdi ama mücadele biçimi yanlıştı. PKK şu anda farklı açıklamalarda bulunuyor; “HDP yeterince direnmedi. Direnen gençler taktik değiştiremedi....”Hatta yöneticilerinden biri “Biz Türk Devleti’nin bu kadar barbar olacağını beklemiyorduk” dedi.

Başarısızlığının ilk nedeni, bir kere başarı için amaç-hedef-taktik bütünlüğüne ihtiyaç var. PKK’nin hedefi “demokratik cumhuriyet”tir. Hatta Güney Kürdistan’da olduğu gibi şiddetle devlet kurmaya karşı çıkıyor. Devlet istemiyor, demokratik cumhuriyet istiyor. Kuzey Kürdistan’da ise “demokratik özerklik” istiyor. TC’yi demokratikleştirmenin yöntemi de hendek savaşı ve silahlı mücadele değil. Bu açıdan asıl suç PKK’nin demokratik cumhuriyeti hedeflerken, hendek savaşına başvurmasıdır.

 İkincisi; özellikle gerilla savaşının sürdürdüğü ülkelerde, ayaklanma savaşın son aşamasıdır. Savunma-denge -saldırı aşamasıdır. Saldırı aşamasının sonunda kırlar kentler kuşatılır. En son kentlerde ayaklanmalar yapılır.

 PKK’nin başlattığı hendek savaşında bir bütünlük yoktur. Birbirinden kopuk, bağımsız, biri düştüğünde diğeri devreye giriyor. Adeta devlete “Gel, şu kasabayı al, tahrip et, yık, orada direnen tüm gençleri öldür, ben diğer şehirlere başlayacağım. Sırayla gel bütün Kürt illerini yık, isyancılarını da öldür” demeye getiren bir pratik izlendi.

 Oralarda HDP % 80’in altında oy almadı. Bölgede memur ve askeri çıkarırsanız bu demek oluyor ki % 100’lük bir kitle olduğu gibi HDP’yi destekledi. Yani PKK’yi desteklediği manası çıkar. Tarihe de bakıldığında sözkonusu yerler gerilla savaşını en çok destekleyen, savaştan dolayı da göç eden kitledir. En çok bedeli ödeyen kesim. Mutlaka herbirinin evinde bir-iki şehidi ve malı yağmalanmış kesim…PKK bunu yaparak zaten bedel ödeyen bu kesime çok daha büyük bir fatura ödetti.

Fatura kime kesilecek?

 Bunun faturası HDP’ye kesilemez. Gençlere de kesilemez. Bu fatura Kandil’deki yönetime kesilir. Onlar hesap vermek zorunda. Onlarca, binlerce yanlış taktiğin yıkım getirmenin sonucunda, yıkılan, göç eden, perişan edilen, binlerce şehit düşen gencin kanı var. Hiç olmazsa saygılı davranılıp, “Hata bizimdir” denilmeli. Halk bunu bekliyor. Bunu gösteremeyen bir yönetimi halk asla affetmez.

 Kandil kendilerine yanlış bilgiler aktarıldığını açıklamıştı…

 Bunu mutlaka belirtmem gerekiyor. Son yıllarda devrimde esas bedel ödeyen kitle, legal çalışmaların dışında kaldı. Değer verilmedi, küstüler. Ya bu çemberin dışında kaldılar ya da evlerinde oturdular. Son yıllarda bedel ödeme ve işkence yoktu. Yani siyaset tam rant kapısına dönüştü. Dolayısıyla, geçmişte mücadeleye karşı ne kadar tavır takınan varsa hepsi HDP’ye çöreklendi, nemalandılar, siyaset yaptılar. Şimdi bir ihtimal bunlar rantçı kesim bu doğru. Kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme, hatta devletin bunlar aracılığıyla mücadeleyi tuzağa düşürme gerçeği vardır. Kaldı ki burada yanılma yoktur. Yanılma olsa dahi dediğim gibi bir şehirde başlar, sonuçlarına bakıldıktan sonra zarar verdiği anlaşıldığı gibi vazgeçilir. Batman, Van, Viranşehir ayaklanmadığı için “hain şehirler” ilan edildi.

PKK’nin kitlesel gücü süreçten etkilenmiş midir

 Halkın PKK’ye duyduğu güven ciddi oranda sarsıldı. Aslında bu bir anlamda bir milattır. PKK tarihinde ilk defa bu kadar kitlesini kaybediyor. PKK’nin tek bir şansı var. Rojava’da savaş sürüyor. Güney Kürdistan’da devletleşmeye dönük çalışmalar var. PKK denediği taktik nedeniyle stratejik bir yenilgiye uğradı. Eğer Güney ve Rojava telafi etmezse, PKK dağa sıkışmış marjinal bir duruma gelirdi. Ödenen bedelin faturası önümüzdeki günlerde açığa çıkar.

 Rojava’da bir statüye doğru gidiliyor

 PKK’nin Kuzey’de alternatifi yok. Kürt cephesinde de PKK’yi dengeleyecek ulusal tüm unsurlar toplayacak yurtsever bir cephe yok. Kuzey’de siyasi demokratik mücadeleyi esas alan bir yapı olsaydı, PKK’nin tarihi değişirdi. Ben inanıyorum ki Kuzey Kürdistan’da PKK tarzı tekçi, demokratik olmayan, Kürtlük’ten de tamamiyle soyutlanmış, Kürdistani hiçbir talebi olmayan bir partinin de artık geleceği yoktur.

 bundan sonra daha çok başaşağı gidecek

 Bundan sonra gelişecek olan Kürt yurtseverliğidir. Belki de tarihte ilk defa Kürtler ulusal kimliğiyle ulusal duygularıyla, ulusal demokratik bir şekilde çıkışlarını yakalıyor. Buna cevap verecek yurtsever bir potansiyel var. Mevcut partilerin dışında yüzlerce birikim sahibi deneyimli kişi var. Bunlar biraraya gelerek ciddi ulusal blok ve güçbirliği yaparlarsa - ki şartlar bunu zorluyor - bence Kuzey Kürdistan’a bir damga vurur.

 PKK Güney Kürdistan’da bağımsızlığa neden karşı?

 Açıkça, “Kursalar da biz yıkarız” diyorlar. Bunun içinde Değişim Hareketi (Goran) epey problem yaratarak, iç çatışma çıkaracak kadar olumsuz bir tavır takındı. KYB - Goran her zaman olumsuzdur demiyorum ama İran’ın kışkırtması var. Böyle bir cephe oluşturarak bağımsız Kürdistan’ın kurulmasını sekteye uğratmak istiyor. KDP’ye karşı görünüp asıl amaç Kürdistan’ın bağımsızlığına engel oluşturmaktır. İnanıyorum ki KYB böyle oyuna gelmez. Kürdistan’da devlet kurulmasını engelleyen güçler var. Bunun için IŞİD’le saldırdılar boşa çıktı. İç problemler çıkartmaya çalıştılar. Daha sonra PKK problem yarattı. Çok olumsuz şeyler oldu.

 Peki Rojava…

 

Bakın PYD “demokratik güçler” adı altında Kürtler dışında Arap, Türkmen, Ermeni, Süryani, herkesle birleşiyor. Bu güçlerin hiçbiri de aslında örgüt de değiller. Allah bilir birçok yerden de para alıyorlar. Esas güç PYD’dir. PYD’nin mantığı önemlidir. Herkesle birleşiyor, peşmergelerle birleşmiyor. Güney Kürdistan’da yetişen binlerce Rojavalı peşmerge var. Savaşta en ön safhada savaşan tecrübeli bir güç. Bunlar Rojava’ya giderse PYD- Rojava Peşmerge ittifakında kısa sürede IŞİD’i yok edebilirler. Kürdistan’ın topraklarını alırlar.

 O zaman diğer oluşumlara gerek kalmayacak…

 Hiçbir şeye gerek kalmayacak, peşmergenin Rojava’ya gitmesi demek Türkler’in bir daha ebediyen müdahale etmemesi anlamına gelir. Türkiye’nin tüm planları PKK’nin “terörist bir örgüt” olduğuna dairdir. Bakın PYD, IŞİD’e karşı savaşan en büyük örgüttür ama Cenevre’de temsil edilemedi. PKK, PYD için de artık yüktür. YPG\PYD- Peşmerge ittifakında Türkiye dahil, dünyada hiçbir güç Kürtler’in statü kazanmasına karşı çıkamaz.

Halk Kürtlüğünden vazgeçmedi, HDP Kürtlük yapamadı

Bazı milletvekillerini yargılanıp tutuklanmaları mümkün. Bu kararı Demokles’in Kılıcı gibi bunların başında sallayacaklar. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde HDP için siyaset giderek anlamsız hale gelecek. Vazgeçmeyecekler ama anlamsızlaşacak. Hiçbir insiyatifleri olmayacak. İşler daha çok çığrında çıkarsa, AK Parti kendi geleceğini tehlikede görürse, şehir çatışmalarında herşeyi PKK’nin üstüne yükler, sonradan bir seçimlede başkanlık sistemini garantiye alır. Dikkat edin, dokunulmazlıklara karşı halkın kılı kıpırdamıyor. Güya milyonlarca insanı ayağa kaldıracaktı. Bu millet yutmaz bunu. Çok sorumsuz bir şekilde o emaneti ve desteği harcadılar. Halk Kürtlüğü’nden vazgeçtiği için değil, HDP Kürtlük yapmadığı için tepki yok.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.