Tanrıkulu: Barışın, huzurun takipçisi olacağız

Tanrıkulu: Barışın, huzurun takipçisi olacağız
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle mesaj yayınladı.

Naci Sapan

TİGRİS HABER - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle mesaj yayınladı.Tanrıkulu, “Bugün 1 Eylül Dünya Barış Gününde toplumun, ülkemizin barış, huzur ve refah içerisinde yaşamasını desteklemek amacıyla üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğimizi bir kere daha ifade etmek istiyorum” dedi.

Sezgin Tanrıkulu, yayınladığı yazılı mesajında şu görüşlere yer verdi;

“Dünya Barış Günü, geçmiş deneyimlerin ışığında bugüne kadar sıcak savaş karşıtlığı üzerinden ele alındı. Günümüzde ise ağır çevre sorunları, ekonomik kriz nedeniyle “barış” kavramı çok daha geniş bir perspektiften ele alınmalıdır.

23 yıllık AKP iktidarının küreselleşme iddialarına karşı Türkiye’yi giderek yalnızlaşan bir ülke konumuna getirdiği ortadadır. Uluslararası ve bölgesel çatışmaların yoğunlaştığı günümüzde iktidarın uluslararası ilişkilerdeki yaklaşımı Türkiye’nin yalnızlaşmasına, izolasyonuna neden olmaktadır. Bu içe kapanma aynı zamanda barış için istikrarlı bir zemini de yok etmektedir.

İçerde ise kısa vadeli, gerçekçi olmayan büyüme hedefleriyle gelir adaletsizliğini derinleştiren ekonomi politikaları Türkiye’yi üreten değil tüketen/sermayeye pazar olan, dışa bağımlı bir ülke haline getirdi.

Tüm bu politikalar, barışın en büyük tehdidi olan gelir adaletsizliğini kalıcılaştırdı ve derinleştirdi.

Ekonomi politikaları nedeniyle köşeye sıkışan iktidar, bloğunu bir arada tutabilmek için toplumsal çatışmaları, şiddeti körükleme yoluna gitmektedir.

Toplumu şiddet sarmalına sürüklemek için ırkçılığın, hayvan düşmanlığının, kadına yönelik şiddetin, düşünce ifade özgürlüğüne tahammülsüzlüğün, yaşam tarzına her türden müdahalenin kullanıldığını görüyoruz…”

Yılın ilk 7 ayı

“Sadece bu yılın ilk 7 ayında haberleri ya da sosyal medya paylaşımları nedeniyle 34 gazeteci fiziksel saldırıya uğradı, tehdit edildi ya da zor kullanılarak engellendi” diyen Sezgin Tanrıkulu, şu ifadeleri kullandı;

“Aynı dönemde, (trans cinayetleri, yabancılara saldırılar, seçim dönemlerindeki çatışmalar gibi) adli olay olarak görülse de siyasi, toplumsal zeminden kaynaklanan olaylarda 15 kişi siviller tarafından öldürüldü…

İktidarın erkek egemen dilinden güç alan cezasızlık politikalarıyla da desteklenen kadına yönelik şiddet olaylarında ise 218 kadın ve 25 çocuk öldürüldü. Bu dönemde, 45 kadın taciz edildi, 91 çocuk istismar edildi, 335 kadına şiddet uygulandı, sekiz kadına tecavüz edildi. Erkekler en az 230 kadını seks işçiliğine zorladı. 177 kadının ölümü ise basına “şüpheli” olarak yansıdı.

Öte yandan da iktidar kanadında “Türkiye’nin çok özgür bir ülke olduğu” nakaratı sürekli tekrarlanıyor. Hukuk sistemini yok eden, cezasızlığı kalıcılaştıran, sadece kendileri için güvenli, korunaklı refah alanları yaratan mutlu azınlığın sorumsuzluğunu özgürlük olarak kabul eden bir anlayış.”

Kavala, Atalay ve Demirtaş

Tanrıkulu sözlerini şöyle tamamladı; “İktidarın özgürlük anlayışına Can Atalay’ın, Osman Kavala’nın, Selahattin Demirtaş’ın ulusal ve uluslararası Yargı kararlarına rağmen cezaevinde tutulması yeterli örnek olacaktır…

Bir örnek daha;

Uluslararası Demokrasi ve Seçim Yardımı Enstitüsünün 2023 Raporuna göre Türkiye, hukukun üstünlüğü açısından 173 ülke arasında 148. sırada yer aldı. Rapora göre, Türkiye, Avrupa’da Rusya’nın gerisinde, demokratik olmayan dört ülkeden biri:

* Hukukun üstünlüğü kategorisinde Türkiye dünya genelinde 148. sırada, Avrupa’da 45 ülke içerisinde sondan ikinci sırada.

* Haklar kategorisinde dünya genelinde 129, Avrupa’da ise 42. sırada.

* Temsil kategorisinde dünya genelinde 112, Avrupa’da ise 42. sırada.

* Katılım kategorisinde Türkiye dünya genelinde 139, Avrupa’da ise 42. sırada.

Ekonomi ve Barış Enstitüsü’nün 2007 yılından beri her sene yayınladığı“Küresel Barış Endeksi 2023”raporunda Türkiye 163 ülke arasında İran’la birlikte 147.sırada yer aldı. Türkiye, 36 ülkenin bulunduğu Avrupa kategorisinde ise son sırada…

İktidarı tehlikeye giren otoriter rejimlerin hep başvurduğu, toplumu kamplara bölme, şiddeti tabana yayma, kalıcılaştırma politikaları aynı zamanda ülkenin geleceğini, barış umudunu da tehlikeye atmaktadır.

Ama her şeye rağmen bugün 1 Eylül Dünya Barış Gününde toplumun, ülkemizin barış, huzur ve refah içerisinde yaşamasını desteklemek amacıyla üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğimizi bir kere daha ifade etmek istiyorum.”

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum