"Talepleri dikkate almazsanız halk başka yöntemlere başvurur"
İlyas AKENGİN
6-8 Ekim olaylarından hükümeti sorumlu tutan Yüksek, "Kamu düzeni çıkarttığınız bu kanunlarla sağlanmaz. Kamu düzeni daha fazla demokratikleşmeyle sağlanır. Siz halkın demokratik tepkilerini ortaya koymasının olanaklarını sağlamazsanız halk başka yöntemlere başvurur. O tepki ve irade ortaya konulacak" dedi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından düzenlenen Merkezi Yerel Yönetimler Konferansı başladı. Diyarbakır'da 3 gün boyunca devam edecek olan konferansta, yerel yönetimler deneyimi ele alınarak, yerel yönetimleri ilgilendiren birçok konuda tartışmalar yürütülecek. Büyükşehir Belediyesi Tiyatro Salonunda yapılan Konferansa HDP Eş Genel Başkanı Ertuğrul Kürkçü, DBP'li belediye başkanları, DBP Eş Genel Başkanları Kamuran Yüksek ve Emine Ayna'nın yanı sıra Rojava'nın üç kantonunda da bakanlık düzeyinde temsilciler de katıldı
Konferans, DBP Diyarbakır İl Eş Başkanı Ali Şimşek'in açılış konuşması ile başladı. Şimşek, tarihi süreçte gerçekleşen bu konferansın yaşamın tüm alanlarda başarıya ulaşması açısından önemine dikkat çekti. Şimşek'in konuşmasının ardından divan üyeleri belirlendi. Divan üyeliğine Fırat Anlı, Nevin Taşdemir, Çimen Işık, Adalet Fidan ve Turan Genç oy birliğiyle kabul edildi.
Konferansta konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, 15 yıldan bu yana yerel yönetimlerde birçok yerde iktidar olduklarını belirterek, şunları söyledi: "Köklü bir dönüşümü gerçekleştirmek istiyorsak bu süreci masaya yatırmak, belediyecilik anlayışımızı ne kadar hayata geçirdiğimizi tartışmak ve köklü sorgulamalar yaparak köklü özeleştiler yapılarak bu konferanstan çıkılması gerekir. Bu inançla başlarken, bütün delege arkadaşlara başarılar diliyorum. Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Bir yüzyılın kapandığı yeni bir yüz yılın şekillendiği süreçteyiz. Geçen yüz yılın tekçi, ulus devletçi tiran yapılanmaları Ortadoğu'da birçok halkı ve inancı sistem dışı bıraktı. Yine kapitalizm ve milliyetçilik ekseninde örgütlenen sistem ezilenleri, kadınları bu sistemin dışında bıraktı. Şimdi bu yüzyılın başında bizim gibi halklar başta olmak üzere ezilenlerin mücadelesiyle bu sistem aşılmak üzerededir. Bu halkların mücadelesiyle gelinen bir aşamadır. Ortadoğu yeniden şekilleniyor. Bizim gibi Kürdistan halkları için ezilenler için toplumun bütün dinamikleri işçin yeniden özgürleşme imkanı doğmuş bulunmaktadır."
ÖCALAN'IN ÖZGÜRLEŞMESİ SAĞLANMALI
Yüksek, tarihi sürece denk bir yaklaşım içerisinde olunması gerektiğini ifade ederek, "Bir toplum önderliksiz hareket edemez, bir halk önderliksiz yolunu bulamaz. Ortadoğu gibi çatışmaların had safhada olduğu bir ortamda bütün halkların bir arada kardeşçe yaşayacağı bir paradigmayı yaratan Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünün konferansı kararlaşmalarının en başında gelmelidir. Özgürlüğü içinde çalışmak ve mücadele etmek gerekir" diyerek, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için başlatılan kampanyanın geliştirilip etkili olunması gerektiğini söyledi.
PKK LİSTEDEN ÇIKARILMALI
"Düne kadar mücadelemizi terörizmle yaftalanan bir halk bugün Ortadoğu'daki halkların özgürlüğü için öncü bir halk olmuştur" diyen Yüksek, gelinen bu noktada PKK'nin hem Avrupa hem Amerika'da "terör örgütü" listesinden çıkarılması gerektiğini belirtti. Yüksek, "Bir terör örgütü görmek istiyorsanız DAİŞ'e bakacaksınız" diyerek, insanlık değerlerini başat haline getiren PKK'nin terör örgütü olarak görülemeyeceğini belirtti.
KÜRT KADINI ORTADOĞUYU ÖZGÜRLEŞTİRİYOR
Yüksek, Rojava'nın Ortadoğu halklarının geleceği açısından bir laboratuar olduğunu ifade ederek, "Rojava Kürtlerin umudu. Yüz yıllık Kürdistan hayalidir. Bütün insanlığın umududur. Bugün dünya insanlığın gözü Rojava ve Kobanê'dedir. Bu değerleri üreten, bu noktaya taşıyan Kürt kadın gerillalarını Arin Mirkan şahsında anıyoruz. Bu değeri yaratan Kürt kadınıdır. Kürt kadının özgürlük mücadelesi hem Kürt toplumunun hem de Ortadoğu'nun demokratikleşmesinde çok büyük roller oynuyor. Bugün Arin Mirkan bütün dünyada özgürlüğün sembolü haline gelmiştir" diye konuştu.
TÜRKİYE OYALAMAKTAN VAZGEÇSİN
Devam eden Demokratik Müzakere ve Diyalog Süreci'ne de değinen Yüksek, "Bizim isteğimiz demokratik yol yöntemlerle Türkiye'nin dönüşümünün tamamlamasıdır. Bu noktada Önderlik, halkımız ve partimiz irade sahibidir. Burada iradeleşmesi gereken, yaklaşımını netleştirmesi gereken AKP hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti devletidir. Bugüne kadar sürekli olarak taktiksel olarak iktidarının sürdürme yaklaşımı içerisinde oluşturdu. Artık bu oyalamanın kabul edilme şansı yoktur. Bir an önce stratejik manada kararını vermek ve gerekli adımları atmak zorundadır. Türkiye bu politikalarını sürdürmeye devam ederse Suriye gibi Irak gibi zorunlu bir dönüşüme tabi kalabilir. Bunun görülmesi gerekir. O nedenle bugüne kadar sürdürülen oyalama taktiklerinin bir yana bırakılması gerekir. Bu yüzden köklü bir politika değişikliğine gidilmesi gerekir" dedi.
KÜRTLER ÖZGÜRLÜKLERİNDEN VAZGEÇMEZ
"Kürtler artık özgürlüklerinden vazgeçmez" diyen Yüksek, "Bundan önce tarihsel olarak üç büyük ittifak yaptık ve Ortadoğu'nun kaderini değiştirdik. Bu süreçlerin tamamında da Kürtler tercihlerini Anadolu halklarından yana tercih kullanmıştır. Bugün yine kararlığımız budur. Ama bu kez kati bir şekilde olmazsa olmaz temelinde bir inkara rağmen dahi bu ittifakı sürdürme zorunda da değiliz" şeklinde konuştu. Seçimlere bırakılmadan seçimlerden önce adımların atılması gerektiğini söyleyen Yüksek, "Ortadoğu'daki güçler bu süreci sabote etmek için çabalıyor. Bunu boşa çıkartmak hükümetin elindedir. Hükümet bunun bilmelidir" dedi.
6-8 EKİM OLAYLARI MEŞRU
6-8 Ekim'de halkın AKP hükümetini uyardığını kaydeden Yüksek, hükümetin bunu doğru anlaması gerektiğini belirterek, buna karşı hayata geçirilen baskı politikalarının karşısında şiddeti doğuracağını söyledi. Yüksek, "Kamu düzeni çıkarttığınız bu kanunlarla sağlanmaz. Gözaltı ve tutuklamalarla sağlanmaz. Kamu düzeni daha fazla demokratikleşmeyle sağlanır. Siz halkın demokratik tepkilerini ortaya koymasının olanaklarını sağlamazsanız halk başka yöntemlere başvurur. O tepki ve irade ortaya konulacak. Eğer demokratikleşirseniz buna imkan tanırsanız demokratik temelde ancak baskı uygularsanız şiddet olarak çıkar. Bunu herkes bilir. Sayın Davuoğlu o kadar okul okumuş biri ama bu denklemi bilemezse bu ülkeyi kaosa götürür" şeklinde konuştu.
KOBANİ MECLİS BAŞKANIDA KATILDI
Yüksek'in ardından Kobanê Kantonu Yasama Meclisi Eş Başkanı Fevziye Ebdî, konuştu. Ebdî, Rojava'da hayata geçirilen modelin bir dönem El-Nusra şimdi de DAİŞ çetecilerinin saldırılarıyla boşa çıkartılmak istendiğini belirterek, ancak buna karşı halkların direniş içerisinde olduğunu ve kanlarının son damlasına kadar da bu modeli savunacaklarını kaydetti.
'Kobanê direnişin en önemli sonucu Kürt birlikteliğidir'
Ebdî, Kobanêli kadınların ve YPJ'lilerin bütün dünyanın dikkatini çektiğini belirterek, şunları söyledi: "Kobanê direnişinin açığa çıkardığın en önemli sonuç Kürt halkı arasındaki birliktelik oldu. Yıllardır Kürt halkı arasına örülen sınırlar kaldırıldı. Bu direnişle Kürt halkının birliğinde önemli bir aşama kaydedildi. Kobanê şehitliğine dönüp bakalım her parçadan her yerden şehitlerimiz var. Dünyanın dört bir yanından da katılanların olduğu bir direniştir. Kimse bizi tanımak istemiyordu. Ama şimdi kim düşman kim dost Kobanê'de ortaya çıktı."
Ebdî, Kobanê direnişiyle ortaya çıkan birlikteliğin Kürt Ulusal Kongresi'nin toplanmasıyla taçlandırılması gerektiğini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.