Simgeler ve Tapma
Gelişen sistemin hileli olduğu çok açıktır. Her ne kadar hile ve yalan bir karakter haline gelmişse de, bunu fark etmek için konuya yönelmemiştir. Bunu görmenin yolunu aramaya başlasa da, tüm eğilimler ve girişimler hatalı olmuştur. Bu durum sistemin zayıf kalmasını sağladığı gibi çökmesini de getirecektir. Öyle bir çözüm bulunmalı ki sistemden eser kalmamalıdır. Aslında bunu da yaşadığı deneyimlerle anlamıştır. O da simge ve tapma halleridir.
Simgelerin Önemi
Kurulan sistemler için simgeler önemlidir. Simgeler kutsallığın yapı taşlarıdır. Bu bilindiğinden, oluşan her sistem kendi simgelerini geliştirir. Bunun sağ veya sol olması hiç önemli değildir. Hangi ideoloji ve inancı taşırlarsa taşısınlar, her gelen inanç ve ideoloji sistemin kendi simgelerini oluşturmak durumundadır. Simgeler içsel özgürlüğün bütünlüğüne dönük olmadığından dolayı her simge kendi inancına göre oluşturulur. Hileyle donalı olduğu çok açıktır. Teolojik veya ideolojik cilayla boyanmış, insan ve toplum için kalıcılaştırılmıştır. Her ideolojik ve inançsal çıkış tanrı inşası boyutunda yapılmıştır. Buna simgelerin inşası, devlet inşası ve devlete ait olan nesnelerin inşası diyebiliriz. Çalışanların konumu da bunlarla bağlantılıdır. Herkes buna bağlı ve bağımlıdır. Bunun dışına çıkmak günah sayılır ve bu yönde propagandalar yapılır. Eğitimler verilir. Okullar bunun için açılır ve öğrenciler bu formata uygun yetiştirilir. Toplum bu algı içinde eritilir.
Mimari
Mimarideki gelişim de bu eksenlidir. Uygarlık toplumunda mimarinin şekli kurulan sisteme uygun olarak yapılır. Ziggurat, Babil Kulesi veya Bahçeleri, Hint Tapınakları, Çin’in yeraltı şehri, Mısır piramitleri ve benzeri bir çok dev yapı vardır. Tüm bunlar bu dev uygarlıkların maddi kültür yapılanmalarıdır. Kısacası uygarlık yansımalarıdır.
Can
Her canlı var olmanın gereği, yaşama can verirken, insan eliyle oluşmuş olan sistemler can alırlar. Örgütlenme sistemi bu can almaları arttıkça artırır. Öyle ki temel bir kültür haline gelir. Bu bir toplum ve doğa kıyımıdır. Bu kıyımı ortadan kaldırmanın yolu, bu gerçeği görmek ve aşmaktır. Bu gerçek görülüp aşılmadan, gerçek anlamıyla hayata dokunmak mümkün olmaz. Hayatı bilmek, tanımak, anlamak istiyorsak, simgesel yapıları aşmak ve özgürlük alanları oluşturmak durumundayız. Özgürlüğe giden en gerçek eylem, bunu tanımaktan ve anlamaktan geçer.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.