Şeytan mı suçlu?
Adana'nın bir ilçesinde, 9 yaşındaki bir kız çocuğu, tüfeğin ateş alması sonucu, silahtan çıkan saçmalarla hayatını kaybetti.
İddiaya göre, evde, sedirin altındaki av tüfeğini almaya çalışan çocuk, silahın ateş alması sonucu, karnından vurularak ağır yaralandı.
Olay yerine gelen sağlık ekiplerince, ilk müdahalesi yapılarak Devlet Hastanesi'ne kaldırılan 9 yaşındaki kız çocuğu, Doktorların tüm müdahalelerine rağmen, hayatını kaybetti.
Bu olaydan sonra, yine bir kısım insanlarımız, silah kazalarından sonraki yerli ve milli söylemimizle “Silahı Şeytan doldurur” demiş midir?
Ne kadar basit değil mi?
Şeytanın doldurduğu ve sedirin altına gizlediği bir silah, çocuğun yaramazlığı sonucu, ateşlenmiş ve çocuk ölmüştü.
Yaklaşık bir ay önce gerçekleşen bu olayı, inanıyorum ki birçok insanımız sıradanlaştırarak, ”çocuğun kaderi böyleymiş” diyerek, kendince bir sebep yaratıp, suçu da Şeytan’a yükleyerek, çabucak unutmuştur.
Hâlbuki benzeri bir olayı, bizim çocuğumuz da yaşamasın deyip, kendimize şu basit soruları sormamız gerekmez miydi?
- Silahın, çocuğun erişebileceği yerde ne işi vardı?
- Harpte olmadığımıza göre, namluda fişeğin ne işi vardı?
- Her an düşman beklemediğimize göre, silahın emniyeti neden açıktı?
Dokuz yaşındaki çocuğun ölümüne sebep olan olayda, her ne kadar kötülüklerin kaynağı olsa da, günahı Şeytana yüklemenin haksızlık olacağını, bu kadar hatayı ancak insanın yapacağını, aklıselim her insan evladı bilir.
Onun içindir ki, evlerinde ateşli veya her nevi silah bulunduranların, silahın her an bir kazaya sebep olabileceği bilinci ile hareket etmesi önemlidir!
Aksi halde silah; öfkeli bir insanın, bir çocuğun, düğün ortamında bir magandanın, bir uyuşturucu bağımlısının, karısından boşanmayı hazmedemeyen cani bir kocanın, kiracısına kızan ev sahibinin vb. dizginsiz kişilerin ellerinde, birilerinin yaşamına son verirken, sizin de yaşamınızı zindana çevirebilir.
Tarımsal ürünlerin ve hayvanların satılıp paraya çevrildiği, mevsimlik işçilerin memleketlerine döndüğü ve hanelerin paralandığı bu günlerde, doğal olan şey, evlilik çağındaki gençlerin evlendirilmesidir.
Bu vesile ile yapılan düğünlerin, özellikle köylerde olanlarında, “bakın benim silahım var, benimle hesabı olanlara duyurulur” mesajı vermek ya da güç gösterisi yapanların silahlarını sorumsuzca ateşlediğine şahit olunmuştur.
Düğünlerde veya muhtelif kutlama sebebi ile ateşlenen silahların, zaman zaman gelin ve damat ile davetlilere zarar verdiği veya ölümlerine sebep olduğu, mutluluğumuzu acıya çevirdiği, günlük haber bültenlerinde defalarca duyulmuş ve görülmüş olsa da alışkanlıklarımızdan vazgeçmiyoruz!
Herhangi bir sebeple, cahilce havaya ateşlenen silahlardan, kimsenin şikâyetçi olmadığı gibi, şimdiye kadar uzaylıların da şikâyetçi oldukları görülmemiştir.
Çünkü silah havaya ateşlendikten sonra, en fazla 15 saniye içinde; tabanca mermisi en fazla 1500 metre yüksekliğe çıkıp saatte 160 km, tüfek mermisi en fazla 2500 metre yüksekliğe çıkıp saatte 200 km hızla, yeryüzüne geri döner.
Uzaya çıkmadan geri dönen bu mermilere yorgun mermi denir ve bir insana çarptığında da, yaralanması veya ölümüne sebep olabilir.
İçişleri Bakanlığı’nın, 2023 yılında kamuoyuna açıkladığı verilere göre, son beş yılda, yorgun merminin çarpmasından dolayı, 120 kişinin hayatını kaybettiği, 6 bin 571 kişi hakkında da yasal işlem yapıldığı paylaşılmıştır.
Ülkemizdeki insanların üzerinde, 4 milyonu ruhsatlı ve tahmini 36 milyonu da ruhsatsız olduğu ifade edilen, toplamda 40 milyona yakın ateşli silah mevcut olup, Anadolu kültüründe silah namustur.
Toplum içinde; ahlaki ve toplumsal değerlere uyumluluk, iffetlilik, doğruluk ve dürüstlük anlamına gelen namusumuzu, bir demir parçasına emanet etmemeniz, önerimizdir!
Yine de zorunlu bir sebeple, üzerinizde, evinizde veya iş yerinizde silah bulundurmanız gerekiyorsa, onu yasal yollardan edinmeniz (yasanın denetiminde olması, tedbirli olmaya zorlar), çocukların erişemeyeceği yerlerde muhafaza etmeniz, dolu bulundurmamanız(!) ve onunla ilgili diğer emniyet kurallarına riayet etmeniz, hayati önemdedir!
Aksi halde, bir gün, silah kazası sebebi ile ailenizden biri hayatını kaybederse, bilin ki buna sebep sizsiniz.
Çünkü adına silah kazası dediğimiz felaketlerin sebebi olarak, tarih boyunca, hiçbir mahkeme, şeytanı suçlu bulmamıştır!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.