Cuma günleri telefonuma/telefonlarımıza gelen mesajlardan yola çıkarak bir yazı olsun bakalım dedik. Zulme/zulümlere bakış açısı ile ilgili birkaç kelam olsun.
Uzun zamandır Diyarbakır’daki STK’lardan, Ulu camide Cuma namazı sonrası, Mısır’daki idam kararlarının protestosu için Dağ kapı Şeyh Sait meydanına doğru yapılacak yürüyüşe çağrı mesajları geliyor.
Dün de geldi.
İdama ve idam kararlarına temelden karşı olan bir anlayışa sahip olduğumuz için bu tür çabalara anlam biçiyoruz elbette. Zulmün adresini sormuyoruz. Nerede zulüm varsa karşı durulmalıdır, diyoruz.
İslami değerlerde bunu gerektiriyor zaten.
Eylem biçiminin içinde siyaset yok ise tabiî ki.
Dikkatimi çeken; bu çağrıların ve protestoların hedefinde sadece Mısır var ve çağrılar da Kürt coğrafyasından geliyor. İran’la ilgili bir tek kelime, bir tek protesto eylemi yâda çağrısı yok.
İran’da Kürtlerle ilgili verilen ve gerçekleştirilen idam kararlarının bu zulüm hanesinde bir geçerliliği yok mu acaba Diyarbakır’daki İslami STK’lar için.
Belki de Mısırdan dolayı gündemleri yoğun olabilir, biz hatırlatalım.
İran’da periyodik idamlar devam ediyor.
Son olarak 59 Kürt için verilen idam kararlarının uygulanması söz konusu.
Kürt coğrafyasından yapılan çağrı ve protestolara anlam kazandırmanın bir yolu da, Kürtlere yönelik idam kararları ve uygulamalarına da karşı çıkmaktır.
Zulme sessiz kalmakla, kalmamak arasındaki ince çizgi, Mısır ve İran’ın yaptıklarının gerçekliğini ortadan kaldırmıyor.
Zulümse, zulme sessiz kal(ma)!
**
Ankara-İstanbul-Diyarbakır
1 Mayıs-2014 çifte standartlıydı.
Ankara ve İstanbul’daki tabloyla Diyarbakır’daki tablo çifte standart için iyi bir örnek. Diyarbakır’da iki ayrı meydanda iki ayrı kutlama yapıldı. İzne tabi bir kutlama biçimini demokrasiyle bağdaştırmak mümkün olmamakla birlikte, Ankara ve İstanbul’da alanlara girişler polis engeli olmasaydı, büyük ihtimalle savaş ortamını çağrıştıran o görüntülerde olmayacaktı.
İktidar, polisiyle alan savunması yaptı.
İktidar hazırlıklarını çatışma ortamına göre yapmıştı.
Ankara’da özel hazırlanmış demirden bariyerlerle yollar kesildi,
Çatışma ortamına zemin hazırlandı.
Sonuç; Demokrasi sınıfta kaldı.