Mahsum Kara
TİGRİS HABER - 78’liler Araştırma ve Dayanışma Derneği Diyarbakır Şubesi, 12 Eylül darbesinin yıl dönümüne ilişkin o dönem insanlık dışı işkencelerin yaşandığı Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, son günlerde Türkiye’nin ve partisinin gündeminde olan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
Ortak basın açıklamasının Kürtçesini 78’liler Derneği yöneticisi Hüseyin Barış, Türkçesini ise İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz okudu.
Yüzleşme ve hesaplaşma sağlanmadı
12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbenin üzerinden 43 yıl geçtiğine dikkat çeken Yılmaz, "Bu askeri darbe neticesinde idamlar gerçekleştirildi, işkence ve kötü muamele yasağını ihlal eden politika ve uygulamalar yaşandı, sendikalar, siyasi partiler, sivil toplum örgütleri kapatıldı, ifade özgürlüğü ihlal edildi. Yurttaşlar ülkeyi terk ederek sürgüne gitmek zorunda kaldı. Sonraki süreçte 12 Eylül darbesinde aktif olarak yer alanlar hakkında yargılama süreci başlatıldıysa da adaleti tesis etme çabasından uzak bu yargılama sonucunda herhangi bir neticeye ulaşılamadı. Aradan geçen 43 yıla rağmen darbe ile gerçek bir yüzleşme ve hesaplaşma sağlanmadığından dolayı ne yazık ki 12 Eylül rejimi, tüm kurumlarıyla beraber halen kendini var etmeye devam etmektedir" diye konuştu.
Özgürlük ve temel haklar baskı altına alındı
İnsan hakları ihlali toplumsal barışa engel oluyor
"Tüm bunlarla bağlantılı olarak Kürt meselesinin demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözümünden uzaklaşılmış ve mevcut sorunları daha da derinleştiren 'Güvenlikçi Politikalarda ısrar yöntemi seçilmiştir" diyen Yılmaz, "Her geçen gün yeni ağır insan hakları ihlallerine yol açmakta ve ülkeyi arzulanan toplumsal barıştan gittikçe uzaklaştırmaktadır. Ülkenin bu baskıcı ve antidemokratik yöntemlerle daha fazla yönetilemeyeceği ortadadır. Bu nedenle hukukun evrensel ilkelerine bağlı, demokratik, eşitlikçi ve çoğulcu bir yönetim anlayışının benimsenmesi; bu darbe zihniyetinin tüm kurumlarıyla bir bütün olarak yüzleşme, hesaplaşmanın sağlanmasını ve nihayet yeni, sivil, demokratik ve çoğulcu bir anayasa yapımına başlanılması gerekmektedir" ifadelerine yer verdi.
5 Nolu Cezaevi, İnsan hakları müzesine dönüşsün
Yılmaz, Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi için taleplerini şu taleplerde bulundu: "12 Eylül Askeri Darbesi sonrası Kürt halkının hafızından asla silinmeyecek ağır insan hakları ihlallerine konu suçların işlendiği bir merkez haline gelen Diyarbakır 5 No.lu Askeri Cezaevi’nin her karesinde yaşanan gerçekliğe bağlı kalınarak, büyük insanlık ve ülke için İnsan Hakları Müzesi’ne dönüştürülmesini talep ediyoruz."
Ölüm kokusunu iliklerime kadar hissettim
Açıklamanın ardından söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Bu cezaevi hepimizin hafızasında travma yaratmış, iz bırakmış bir cezaevi. Buraya ne zaman gelsem annemi hatırlarım. Abim bu cezaevinde kaldı. Ben çocukken annemi hiç koşarken görmedim. Tamda bu kapıdan içeri girerken düdük çalardı, o koşarak gider bir an evvel oğlunu görmek isterdi. Abimi ziyarete geldiğimizde bizimle hiç konuşmazdı. Birçok işkenceye, zalimliğe bu cezaevi tanıklık etti. 1984 yılından sonra avukat olarak da bu cezaevine geldim. 86 yılında büyük ölüm oruçları vardı. Hiç bir zaman ölüm kokusunun bu kadar yakın olduğunu görmemiştim. Cezaevi koşullarından ölüm kokusunu maalesef iliklerime kadar hissettim. Geçmişle hesaplaşmadan ve yüzleşmeden bu travmaları aşamayız. 12 Eylül darbesi Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komuta zinciri içinde gerçekleştirildiği bir faşist darbeydi. Maalesef hesabı sorulmadı, ama biz hafızalarımızda unutmayacağız. Mutlaka ama mutlaka bu faşist darbeyi gerçekleştirenlerden gerçek anlamda adil bir şekilde hesabını soracağız" diye kaydetti.
Utanç müzesine dönüştürülmeli
1994 yılında Diyarbakır 5 Nolu cezaevinde kalan Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Kamaç ise şunları dile getirdi: "Bu cezaevinin bir utanç müzesine dönüştürülmesini, gerçekten geçmişteki kirliliklerle yüzleşmesinin en büyük adımı olacağını düşünüyorum. Bu ülkede darbecilik bir zihniyet meselesidir. Bu ülkede zihniyet değişmediği sürece darbecilik sürekli devam eder."