Zana’dan BM’ye mektup
Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin yarın yapacağı bağımsızlık referandumu için BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e mektup yazan HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, dünyanın statüsüz bıraktığı devletsiz, ender halklardan olan Kürtlerin, geçtiğimiz yüzyılı katliamlar, enfaller, sürgünler, inkar ve asimilasyon politikalarıyla geçirdiğini söyledi. Mektubunda, Kürtlerin her hak arayışında, devletlerin zalim yüzüyle karşılaşıldığı, farklı bir tanımlamayla etiketlendiği ve hedef haline getirildiğini söyleyen Zana, "Kürtler pek çok farklı kültürel, etnik ve dini çeşitliliklere ev sahipliği yapmış ve hiçbir zaman, hiç kimseye konuştuğu dilden, etnik kimliğinden veya inancından dolayı zulüm etmemiştir. Yaşadığı tüm haksızlıklara rağmen sabrını, olgunluğunu ve mazlum duruşunu korumuştur. Kürtler, IŞİD barbarlığına karşı binbir bedel ödeyerek hem kendi varlıkları hem de tüm insanlık için onurlu bir mücadele vermiş ve hâlâ bu mücadeleyi sürdürmektedir. Bugün Güney Kürdistan halkları, meşru haklarını talep etmek için referanduma gidiyor. Referandum, halkların taleplerini, nasıl yaşamak istediklerini belirlemek için başvurdukları demokratik ve barışçıl bir araçtır. Bu demokratik talep, sadece Kürdistan halklarının iradesine, onayına bırakılmalı, haklı ve meşru bir adım olarak ele alınmalıdır"dedi. HDP'li Zana, mektubunda devamla şöyle dedi:
"ÖZGÜRLÜK VE HAK TALEPLERİ GÜVENLİK SORUNU OLARAK GÖRÜLEMEZ"
"Konu Kürtler ve hakları olunca aralarındaki sorunları bir tarafa iterek tarihsel ittifaklarını sürdüren devletler için 'Seni sevmem ama senden de olmam' sözü miadını doldurmuştur. Onurlu her toplum, her birey, köleliği reddederken komşu onayı beklemez. Güney Kürdistan halklarının özgürlük ve hak talepleri komşu devletlerin ve halklarının hak gaspı olarak görülemez, hiçbir ülkenin milli güvenlik sorunu olarak da görülemez. Komşular haddini aşmadan, sağduyuyla hareket etmeli, tehditlerden uzak durmalı ve sorumlu bir dil kullanarak Kürdistan halklarının demokratik kararına saygı duymalı.Kimse Kürtlerden en temel hak ve özgürlüklerini talep ettikleri için bedel ödemelerini beklememeli! Kimyasal silahlarla bombalanan, sistematik bir şekilde toplu katliamlara maruz kalan, köyleri, şehirleri yakılan, sürgünlere yollanan, dili, kültürü, kimliği yasaklanan, binlerce Kürt Ezidi kadını kaçırılarak köle pazarlarında satılan bir halk daha ne kadar bedel ödeyebilir? Dünya devletleri, Kürdistan halklarının meşru taleplerini demokratik ve barışçıl yöntemlerle arama iradesine engel değil, aksine var gücüyle destek olmalı.Halkların kendi kaderlerini tayin etme hakkı vardır. Kürdistan halkları da bu haktan muaf değildir. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Koalisyon güçleri ve bölge devletleri; Kürdistan halklarına, en çok da Kürt halkına karşı olan sorumluluklarını yerine getirmeli ve tarihsel borçlarına sahip çıkmalılar. Şimdi değilse ne zaman?"
"REFERANDUM YENİ BİR UMUTTUR"
HDP Ağrı Milletvekili Leyla Zana, BM Genel Sekreteri Guterres'e yazdığı mektubun sonunda ise, "Artık Kürdün yeter dediği, 21. Yüzyıl Kürdistan'ında, halkların haklarına ve özgürlüklerine kavuştuğu, tüm diğer halklar gibi eşit ve özgür bir biçimde yaşadığı, yeni bir demokratik sistemin temelleri atılmalı. Bu referandum yeni bir umuttur. İnkara, yok oluşa, asimilasyona, ötekileştirmeye ve hak gaspına karşı bir çıkıştır. Egemen zihniyetlerin, zorba iktidarların kıyımlarına uğrayan; farklı kültürlere, etnik kimliklere, dini inançlara sahip Kürdistan halkları ve özellikle kadınları için bir fırsat doğmakta. Kürdistan halkları son bir haftadır sandığını meydanlarda kurdu ve özgürlük taleplerini tüm dünyaya haykırdı. Hiçbir şey özgürlükten daha değerli olamaz."dedi. (DHA)