Açlık ve yoksulluk sınırında yaşayanlar için en kara haber; zam. Zam haberleri ne zaman açıklansa ver medyaya düşse tansiyonlar yükseliyor ve eğer geride yaşama sevinci ve umudundan bir şeyler daha uçup gidiyor.
Geçen ay 1 Temmuzdan geçerli olmak üzere elektriğe %38’lik zammın hayatlarına nasıl yansıyacağını anlayamadan bu kez de BOTAŞ tarafından 1 Ağustostan geçerli olmak üzere yapacağı zammı açıkladı. Sabah kahvaltısında diğer kullanımların yanında konutlarda % 38’lik zam haberlerini duyanların yedikleri boğazlarında düğümlendi. Bu fiyat artışları sadece elektrik ve doğalgazla sınırlı olmayacağını herkes biliyor. Bütün üretim ve tüketim mallarında da maliyet artışları olacağı için seri olarak her şeye yansıyacak. Enerjideki bu artışlar zorunlu olarak iğneden ipliğe dedikleri gibi bir önceki zamanda aldığımız fiyatı bir daha bulamayacağız. Hayat pahalılığından dolayı zaten birçok tükettiklerimizden ya feragat etmiştik ya da daha aza indirmiştik. Kemerleri son deliğine kadar sıkmıştık. Bu durumda ne yapacağız? Kemerde bir delik daha açtırarak son kertesine kadar sıkacağız. Bu durumda nasıl nefes alacağımızı da yaşayarak göreceğiz.
Asgari ücretli ve günlük kazancıyla yaşayanların en büyük korkusu kışın nasıl geçireceğidir. Ev kirası, faturalar, beslenme giderlerine ısınma sorunu da eklenince nasıl bir hesap tutacaktır. Çoğu kombinin yanına bile yaklaşmaya korkacaktır. Yetişkinler için şimdiden battaniyeleri hazırlamak bir çözüm de küçük çocuklar da varsa bahar nasıl gelecek.
Bizi bunaltan, kaygılandıran sadece hayat pahalığı değil ki. Bir de, yanı başımızda devam eden savaş var. Savaş, Ortadoğu’da her geçen gün derinleşerek yayılıyor. Bölgesel savaşın barometresi her geçen gün yükseliyor. İzlenen politikalar ve gelişmeler; Ortadoğu coğrafyası kıyametini yaşamaya doğru yol aldığıdır.