"Benim o toplantıda anlatmaya çalıştığım şey tam olarak şudur; kısa zaman içerisinde müzakerelerin başlatılması ve hükümetin bu konuda yaptığı hazırlıkları hızlandırarak müzakerelere startını vermesini istedik" dedi. Yüksekdağ ayrıca, İç Güvenlik Paketi'nin süreç için dezavantaj oluşturacağı uyarısında bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, “Artık müzakerelerin başlatılması, gerek yöntemsel gerekse de hazırlık kapsamında geliştirilen sürecin tamamlanması gerekir” dedi.
Figen Yüksekdağ, Demokratik Öğrenci Dernekleri Federasyonu (DÖDEF) üyelerinin 7 Haziran’daki seçimlerde HDP’yi destekleyeceğini açıkladığı basın toplantısına katıldı. DÖDEF’in Aksaray’daki merkezinde gerçekleşen toplantıda Yüksekdağ, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Bir basın mensubunun, dün Mecliste gerçekleştirdiği basın-sohbet toplantısından sonra kendi ağzından basına yansıyan, ‘2 hafta içinde müzakere sürecine geçilebilir’ açıklamalarını hatırlatması üzerine Yüksekdağ, açıklamanın yanlış olduğunu ve tam olarak söylediklerini yansıtmadığını ifade etti.
“MÜZAKEREYE BAŞLANMASI GEREKİR”
Yüksekdağ, “Bir basın sohbetinde yaptığım bir konuşmadan yola çıkılarak basına böyle bir bilgi yansımıştı. Bu bilginin yanlış ve tam olarak söylediklerimi yansıtmadığını ifade ettik. Benim o toplantıda anlatmaya çalıştığım şey tam olarak şudur; kısa zaman içerisinde müzakerelerin başlatılması ve hükümetin bu konuda yaptığı hazırlıkları hızlandırarak müzakerelere startını vermesini istedik. Bugün de aynı şeyi söylüyorum, artık müzakerelerin başlatılması, gerek yöntemsel gerekse de hazırlık kapsamında geliştirilen sürecin tamamlanması gerekir. Türkiye ’nin demokratikleştirilmesi ve barışın tesis edilmesi taslağının somut başlıklar altında müzakere edilmeye başlanması gerekir. Türkiye toplumunun ve bizim beklentimiz budur” dedi.
Yüksekdağ, “Müzakerelerin başlatılması için seçim öncesi ya da sonrası olarak bir takvim var mı?” şeklindeki soruya “Biz, zaman sınırlaması üzerinden bir tartışmayı çok anlamlı görmüyoruz. Bu iş ne kadar erken, hızlı ve seri adımlarla ilerlerse o kadar iyi olur. Seçimden önceki süreçte kamuoyunun daha rahat, siyasi barış ve iklimini tesis ederek sağlanması, geliştirilmesi elbetteki çok daha yararlı olur. Dün yapmış olduğum sohbette bunu da söyledim ancak yansımadı, karşılığını bulmadı. Çözüm ve müzakere süreci bakımından bizim için en önemli şey artık zamandan harcamaması, zamanı kazanması gerekir. İki yıl boyunca zamandan çok harcadık, İlerlemeler olmadı mı, elbetteki oldu. Ancak artık zamandan kazanarak ilerlemeyi başarmamız gerekir” diye yanıt verdi.
“İÇ GÜVENLİK PAKETİ DEZAVANTAJLI BİR ZEMİN”
Figen Yüksekdağ, “Müzakerede atılacak somut adımlar nelerdir?” şeklindeki bir soruya ise, “Bir taslak tartışması var. Eğer müzakereye başlanacaksa oluşturulan bir taslak çerçeve üzerinden konuşmaya başlanması gerekir. Bu zamana kadar yürütülen süreç, diyalog, müzakerenin çerçevesini oluşturma yöntemini belirleme koşulların müzakereye uygun hale getirilmesini sağlamak biçiminde gelişmiştir. Biz siyasi koşulları müzakereye hazır hale getirmek için elimizden gelen bütün çabayı ortaya koyduk ve görevimizi yaptık. Şuan HDP açısından bu sorumluluk yerine getirilmiştir. Hükümetin siyasi zemini rahatlatmak konusunda atması gereken bazı adımlar vardır. Örneğin iç güvenlik paketi tartışmaları müzakereyi daha sağlıklı bir zemin üzerinde yürütebilmemiz bakımından dezavantajlı bir zemin oluşturmuştur. Ayrıca müzakerelerin başlayabilmesi için aynı zamanda müzakereye eşlik edebilecek yapıların gerçek anlamda oluşturulması gerekir” şeklinde yanıtladı.
“İÇ GÜVENLİK PAKETİ MÜZAKERE SÜRECİ AÇISINDAN SORUN TEŞKİL EDİYOR”
Öte yandan ‘iç güvenlik paketi’nin müzakere sürecinin geliştirilmesi ve ileriye taşınması bakımından sorun teşkil ettiğini de ifade eden Figen Yüksekdağ, “Biz iç güvenlik paketinin bu haliyle getirilmesinin yanlış olduğun en başından beri söylüyoruz. Çünkü iç güvenlik paketi demokratikleşme beklentisi taşıyan çok önemli bir toplumsal yapıyı ve kesimi daha fazla gerilime sürüklüyor. Barışı konuştuğumuz bir süreçte gerilimlere yol açabilecek tutum ve yaklaşımlardan sakınılması gerekir. Bu nedenle iç güvenlik paketi, barış sürecinin ruhunu yansıtan ve anlatan bir tutum değildir. Bu açıdan bakıldığında sürecin sağlıklı bir şekilde geliştirilmesi bakımından bir sorundur, sıkıntıdır, engeldir. Huzur bozan bu paketi hükümet geri çekerek, daha fazla gündemde tutmamalıdır” diye konuştu.