Yol hakları da mühim kul haklarıdır.
Yayalara öncelik yok, kırmızı ışıkta geçmeler, kurallar çiğnemeler, süratler, aile taşıyıp kontrollü giden araçlara tacizler, ürkütmeler, yüksek sesle rahatsızlık vermeler, boş yere kornalar, park edecek arabanın hızla yerini kapmalar, takip mesafesiz öndeki arabalara yapışmalar, sürekli makaslar, neler neler...
Ve hiç bedel ödememekler... Duruşmaların çoğu mahşere kalıyor. Kameralar, memurlar ancak güçleri yettiğince kontrol edebiliyor. Yakalanmayan kendini kurtulmuş sayıyor. Oysa onu gören bir Hakim Rab var.
Ne az Allah korkusu var. Şu cihanda nice merhametli görünen, nice normal görünen insan, trafikte canavara dönüşebiliyor. Lüks, tank gibi arabalarında kibir üstüne kibir... Yüz yüze sergileyenmeyecek tavırlar araba maskelerinin arkasına sığınarak yapılıyor, yayalar korkutuluyor.
Oysa kim bilir ne ahlar, ne beddualar alıyorlar farkında değiller. Elbette mühim bir mesele daha var. Üniversite mezunu olmayana, ruh sağlığı iyi olmayana ehliyet verilmemeli. Yaban hayatında yetişmiş cahil karakterlerin, vahşi kişiliklerin çoğu kasıtlı olarak yapıyor bu hak ihlallerini.
İnsan başkasının ahını almamaya özen göstermeli, işin ahret boyutu dışında ah, insandan çıkmasa bazen evladından çıkar, er ya da geçer bedel öder ah alan, hak alan, unutmamalı.
Allah sonunu hayretsin şu ahir zaman çağımızın, her şey herş eye karışmış, şüphe her yerde, güven ve huzurun soyu tükenmiş, Hakk kurtarsın hak edenleri.