Kim ne derse desin 2023’e kadar tek parça halinde seçime gidilebileceğini sanmıyorum. Halk arasında her zaman kullanılan ‘At izi it izine karıştı’ atasözünün birkaç günden beri güncel olarak bütün kesimlerde konuşuluyor olması da ülke yönetimindeki krize işaret ediyor.
Uzun zamandır birbirine karışmış olan ‘at ve it izi’, ülkenin, yurttaşların yoksullaşmasının nedenleri arasında önemli bir yer işgal ediyor. Damat, yeni farkına varmış.
Ülkenin manşeti;
Merkez bankası,
Peki değişen bir şey olur mu?
Sanmıyorum.
Para politikasının geldiği noktaya baktığımızda, merkez bankası, bu saatten sonra yeni bir politika üretebilecek reflekse sahip değil. Ülkenin kasası tam-takır. Bir umutla, ufak-tefek düzenlemeler olabilir, ancak o da ülkenin yoksulluğunun önlenmesi için yeterli değil.
*
Yoksulluk yoksulluktur.
Yoksulluk diz boyunu aşmış, yurttaş boğulma aşamasında, aile bakanı, yoksulluğu kategorilere ayırıp, bizimle dalga geçiyor. Aşırı yoksulluk, göreceli yoksulluk, öznel, mutlak, nesnel yoksulluk tanımları ile tercih sunuyor.
Ülkedeki yoksulluğu kabul ettiler, ancak kategorilere ayırarak, bizlerin tercihine sunuyorlar.
Seç, beğen, al.
Hangisini seçsek acaba?
Kavgaya neden olur mu?
Vergiye tabi olur mu?
*Kirasını, elektrik, doğalgaz, su faturalarını, çocuklarının okul taksitlerini ödeyemeyenler hangi kategorinin yoksulu?
*Bunlardan hangisi bizim yoksulluk durumumuza uyuyor.
Hadi hep birlikte kategori seçimi yapalım, bakanın gönlü kalmasın!
*
Yoksulluk kategorilerine tabi olmayan Galaksinin ‘gazetecileri’ yine sınıfta kaldı. Maliye Bakanının istifa duyumunu haberleştiremediler, tartışmaya açamadılar. 27 saat sonra görevden affedildiği açıklanan eski bakan Albayrak, medya sayesinde 27 saat ‘askıda’ kaldı.
Sabahlara kadar TV ekranlarında CHP ve HDP’yi tartışan, hainlikle, vatana ihanetle suçlayan galaksinin ‘Aslan gazetecileri’ istifayı tartışmak, haberleştirmek bir yana, sosyal medyada ‘Bırakma, gitme’ gibi yalvarma seanslarıyla transa geçtiler. Hükümetten, yönetici kadrosundan kopan her taş bu ‘gazetecilerin’ yüreklerini burkuyor, dizlerini kırıyor, bu imkânları bir daha ele geçiremeyecekleri korkusu içlerini kemiriyor.
Korkunun ecele faydası yok, ecelin de önüne geçilmiyor!
NACİ SAPAN