YKS sınavları ve özel sektörde eğitim
YKS sınavları yapıldı öncelikle tüm veli ve öğrencilerimize geçmiş olsun. YKS sınavları başta matematik olmak üzere ciddi tartışmalara neden oldu. Haklı haksız birçok eleştiri yapıldı. Ancak bu sınav tartışmaları bize gösterdi ki eğitim sistemimizde tartışmamız ve çözmemiz gereken birçok sorun var.
Türkiye’de yaşamın birçok alanında oturmuş ve hayatımızda ciddi zorlanmalar yaratan bir anlayış var: Resmiyet ve icraat farkı. Ne demek bu? Anayasa , yasalar ve bunlara dayalı oluşturulan yönetmelik ve mevzuatlar çerçevesinde her kurum ve yapı çalışır. Ama uygulama yapılırken mevzuat ve yönetmelikler sadece yasal zorunluluk gerektirdiği kadar dikkate alınır , uygulanır. Uygulama genellikle herkesin kendi işine geldiği gibi yapılır. Bu durum ülkemizde birçok alanda böyle yapılıyor. Tabi ki eğitimde de. Örneğin yıllarca öğretmenlik için akademik ve formasyon eğitimleri alırız. Ancak üniversitede ki öğretim görevlisi de bu eğitimi alan biz öğretmen adayları da eğitim sürecini kendini geliştirme, işini doğru uygulama modellerini öğrenmek için değil ; işi yapmış olmak için, mezun olmak için değerlendirir. Mesela yüzlerce yıl kafa yorularak deneyler yapılarak biriktirilmiş bilgilerden oluşan formasyon eğitimlerini çoğumuz sadece dersi vermek için dinlemişizdir. Oysa ki öğretim teknik yöntemleri , ölçme değerlendirme…vs bu bilgiler öğretmenlik mesleğinin temel taşlarıdır. Bunun sonuçları olarak yıllarca verilen İngilizce eğitimine rağmen İngilizce konuşamayan , yıllarca gördüğü matematik eğitimine rağmen matematiksel düşünme becerisi gelişmemiş öğrenciler yetişiyor. Sonrasında bütün uluslararası yarışmalarda geriye düşülüyor.
YKS yeni bitti. Sadece test çözülerek başarıya ulaşacağına inanan okullar, dershaneler, öğretmenler ve veliler büyük hayal kırıklığı yaşadılar. Sorular ve ÖSYM uygulamaları da tabi ki tartışılabilir ancak bir gerçek var kendimizi de görmemiz gerekiyor. Ülkemiz eğitim modeli olarak yapılandırmacı sisteme geçtiğinden bu yana sistemi anlama , anlatma ve uygulamada sorunlar yaşanıyor. Dershaneler , özel okullar ve devlet okullarında eğitim yaşama hazırlayan tarz da değil sadece sınava hazırlama tarzında yürüyor . Sınav hazırlığında sadece test çözme tekniği uygulanıyor. Oysa ki yeni dijital yaşam yeni bir çağı yeni becerileri ve yeni meslekleri beraberinde getirecek. Bizim gençliğimiz kendini düşünme ve uygulama becerileri olarak güçlendirdikçe var edecek. Sadece Matematik öğreten değil matematiksel düşünme becerisini geliştiren, paragraf sorusu çözdüren değil kitap okumayı kültür haline getiren öğretmen veya okul öğrencisini hem sınavda hem yaşamda bir yerlere getirebilir. Biz bunu formasyon eğitimi olarak biliyoruz ama uygulamada velinin ,okulun dayattığı tek şey test. Çünkü formasyon uygulanabilir bulunmuyor. Bilgi kitaplarda tutuluyor. Saha çalışması olmayanın bilgisi anlamlı değildir. Ama bilgisini uygulamayanın da saha çalışması anlamlı sonuçlar oluşturmaz. Kısaca Bilgi ve uygulama buluşmak zorundadır.
Aynı anlayış biz özel sektör öğretmenlerini de farklı zorluyor. Özel okul veya dershaneler açılıyor.Bunun bir yasası ve mevzuatı var bir de uygulaması var. İkisi birbirinden farklı . özel sektör öğretmenleri veya okulları ile ilgili mevzuatlar (ki çok sınırlı haklarına rağmen) neden uygulanmıyor. Mesela Mevzuat ve uygulama farkları:
- Mevzuat diyor ki 1 yıldan az süre için anlaşma yapılamaz ama neredeyse bütün kurumlarda, yaz tatilinde maaş vermemek için, anlaşmalar 10 ay sürüyor.
- Mevzuatta her öğretmen devlet katkısı olarak AGİ VE KIRTASİYE yardımı alır. Diyarbakır da bunu veren özel okul yok gibi.
- Mevzuat diyor ki 1 yıl çalıştıktan sonra herkesin tazminat hakkı vardır. Biz de ayrılan öğretmenine neredeyse tazminat ödeyen eğitim kurumu yoktur.
- Mevzuat diyor ki asgari ücret altında kimse çalıştırılamaz uygulamada birçok öğretmen çalıştırılıyor.
vs…..
Bu örnekler artırılabilir. Benim de içinde yer aldığım yeni kurulan Özel Sektör Öğretmenleri Birlikteliği Derneğinin (ÖSÖBDER) hem özel sektördeki eğitimin daha kaliteli olması hem öğretmen sorunlarının çözümü için çaba harcayacağına inanıyorum. Biz toplum olarak neyi nasıl yapmamız konusunda daha olgun ve yapıcı tartışmalar yapmak zorundayız. Yetersiz veya eksik yasalar varsa oluşması için çabalamalı ama var olan yasaların da uygulanmasının ve denetiminin takibinde olmalıyız.
Mevzuat ve uygulama arasında ki uçurumun kapanması eğitimde başarı yaratacağı gibi özel sektörde de daha mutlu ve verimli çalışan öğretmenlerin olduğu kurumların oluşmasını sağlayacaktır.