‘İthal bürokrat’ deyince kızıyorlar, ‘Gelmişiz memleketinize hizmet veriyoruz’ diyorlar.
Sanki sıkıntısı çekilen, bulunmaz ‘Hint kumaşı’ mübarekler!
Duygusal gelişlerini hizmet aşkı ile yoğurup sunuyorlar.
Görevden alınmalarına rağmen kenti terk etmiyorlar.
Kimlerden mi söz ediyorum?
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesine Kocaeli, Antalya, şimdi de Ordu’dan ithal edilen ‘bürokrat’lardan söz ediyorum.
İkidir, Ordu’ya dadandılar.
Boşlukları ve kalan süreyi de bunlarla tamamlayacaklar.
Yazık oldu, ülkeye de kentlerimize de.
Har vurup harman savurdular.
Son virajı da dönüp, çekip gidecekler.
Onlar hizmet ettik düşüncesiyle gidecekler, ama çok uzun sürmez, geri çağrılıp burada, buralarda yaptıklarının hesabını verecekler.
Yapılan iyilikler de kötülüklerde kaybolmaz.
Söz uçar yazı kalır derler ya.
Belgeler de kalıcıdır.
Hiçbir şey buharlaşıp yok olmayacak.
Seçilmişlerin cezaevlerine atıldığı ülkede atanmışlar kendilerini ayrıcalıklı, dokunulmaz gibi görmeye başladığındandır bu aymazlık.
Kayyumların rant için atandıklarını, iktidar partisi yandaşlarına ihale, iş, imkan yaratmak için görevlendirildiklerini elbette biliyoruz. Ancak, bu kadar da vurdumduymaz, adaletsiz olunacağını düşünmedik. Süreç ilerledikçe ortaya koydukları yönetim anlayışı ile ne kadar planlı geldiklerini de gördük. Bir kesimi ötekileştirip, hiç hak etmeyen kesimleri de palazlandıracaklarına ihtimal vermiyor muyduk?
Bunun bir tarz olduğunu elbette biliyorduk, ancak, bu kadar da göze sokacaklarını da gerçekten tahmin edememiştik.
*
İthale devam!
Yetmedi, iş başına geldikleri günden bu yana bürokratlarını başka kentlerden getirdiler.
Kimsenin de gıkı çıkmadı.
Hala da çıkmıyor.
AK Parti Diyarbakır yönetimi, Milletvekilleri ve dahi Diyarbakır’ın STK’ları, soygun, talan ve ithal bürokrat konusunda tek laf etmediler, etmeme konusunda da kararlılıklarını sürdürüyorlar.
Basın yayın organları da öyle.
Sessiz film izliyor gibiler.