Yılanlı, akrepli şehirden enkazlı şehire

NACİ SAPAN
Eskiden yılanlı, akrepli şehir denirdi, hatta bu konuda şiirleri, öyküleri vardır, okunur.
Şimdi, enkazlı şehir diyorlar Diyarbakır’a…
Depremden en az zarar gören iller arasında olmasına rağmen, enkazı bol bir kent olmanın unvanı ile övünebiliriz. Maraş’ta, Adıyaman’da, Malatya’da, Hatay’da enkazlar kaldırıldı, yeni binalar yapıldı, vatandaşlar taşınıp, oturdu. Diyarbakır’da 6 bina tamamen yıkıldı, biz kent olarak enkaz izliyoruz, ya da enkazdan dolayı kapalı yollardan geçemiyoruz, depreme ait görüntülerle yüz yüze bırakılıyoruz.
Bunlardan biri Diyar Galeria’nın enkazı. Uzun zaman yollar tamamen kapalıydı, daha sonra tek şeritten yol verildi. Bu nedenle trafik sürekli sıkışık vaziyette, enkazın tamamı da hala kaldırılmış değil.
Bu bölge sadece deprem enkazına da denk gelmedi, turistik otel ve orduevi binasının yıkımından kaynaklı enkazların ve çalışmaların ana caddeyi etkilemesinden dolayı da bir sıkışıklık söz konusu. Özel ya da tüzel, her ne ise, sonuçta sur içine girişin ana kumanda merkezlerinden olan Dağ kapı meydanına ulaşıncaya kadar ciddi araç slalomu yapmak gerekiyor.
Bu arada, yıkılmaması gereken Turistik otelin, yıkımdan sonraki uzun metrajlı hikâyesini hala anlamış değiliz. Çok derin kazıldı, yandaki iletişim başkanlığına ve Anadolu ajansına ait tarihi binada ufak çaplı da olsa sıkıntı yaşandı. İnşaat ile ilgili çalışmaların izleri ana caddeye taştı.
*
Bunlar bir yana, kentin diğer bölgelerinde hasarlı, az hasarlı binalarla ilgili de henüz sağlıklı bir çalışma yok. Bu bölgelerde enkaz olmasa da enkaza yakın bir durum var. Hasarlı binaların bulunduğu cadde ya da sokaklar iptal edilmiş, geçişler sıkıntılı. Örneğin Tesisler diye tabir ettiğimiz bölgede Şanlıurfa istikametinden gelen yan yol kapalı olduğu için Emniyet Müdürlüğünün olduğu caddeye dönüş yok. Araçlar bu bölgeye kadar gelip tekrar geri dönüyor, cezaevi köşesinden manevra yaparak güzergâh buluyor.
Normale dönmek için ne yapmak lazım?
Hasarlı binaları bir an önce yıkıp, hem tehlikeyi ortadan kaldırmak lazım hem de hayatın normal akışına katkıda bulunmak gerekiyor.
6 Şubatın üzerinden çok zaman geçti.
Hava da çok sıcak, bunalımlara da yol açmamak lazım.
Yılanlı, akrepli şehirden enkazlı şehre terfi ettik, farelerde enkazlardan firar etmiş dün, sıcaktan bunalmış, su ihtiyaçlarını gidermek için açığa çıkmışlar.
Neyse, bu enkazlar kaldırılırda, önemli olan ‘Beyin enkazı’!
Sıcaklarda altında ezilmemek lazım.
Ekonomik enkaz mı?
Bilmem ki, ekonomist değilim!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.