Diyarbakır OSB Başkanı Aziz Odabaşı Tigris Habere konuştu.
Yerli üretime yerel halkın sahip çıkması çağrısı yapan Odabaşı, “Üreticiler ürettiğini önce bu kente satacak. Bu kent satın almadan dışarı almaz. Önce bu kentteki insanlar o ürünü satın alıp kullanacak.” diye konuştu.
Diyarbakır Organize Sanayi Başkanı Aziz Odabaşı ile OSB’nin sorunları, yerli üretimin yerelde tüketilmemesi ve istihdam üzerine konuştuk.
‘Ürünümüzü Diyarbakır’da satamıyoruz’
Diyarbakır’da üretilen ürünlere yerel halkın sahip çıkmadığını vurgulayan OSB Başkanı Odabaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üç ay önce evimin mutfağını yaptırırken Diyarbakırlı bir firma olan Besan Yapı Kimyasallarından ürünlerimi aldım, ustaya götürdüm. Bu ürünleri kullansın diye. Usta; ‘Abi bunu niye kullanıyorsun’ dedi. Bana marka isimleri verdi. Bunları kullanalım dedi. Benin aldığım ürünler Diyarbakır’da üretilen ürünlerdi. Bunları kullan dedim. Kullandıktan sonra usta; ‘Çok güzel, öbürleriyle aynısıdır’ dedi. Bu ürünleri üreten Sefer Beye gittim. Üretiminiz ne kadardır diye sordum. Sefer Bey; ‘ 150 ton üretme kapasitemiz var ancak biz günlük 14 ton üretim yapıyoruz. Çünkü ürünümüzü Diyarbakır’da satamıyoruz. Sadece Diyarbakırlı müteahhitler ürünlerimizi alırsa biz Diyarbakır OSB’de ürün yetiştiremeyiz’ dedi. 150 ton üretim kapasitesi var ancak 14 ton üretiyor.”
‘İnsanlarımızı kendi ürettiğimiz ürünlerimizi kullanmaya alıştıracağız’
Diyarbakır’da üretilen ürünlere yerelin rağbet göstermemesini OSB yönetimiyle değerlendirdiklerini belirten Odabaşı, şöyle konuştu: “Ürünlerimizi öncelikle kentte nasıl tanıtabiliriz diye aramızda konuştuk. Bunun için şubat ayında, inşaat malzemelerinden seramiğe, yapı kimyasallarına kadar hatta mermerinden alüminyumuna kadar, burada üretim yapan 40’ın üzerinde firmayla Diyarbakır’da bir otelimizde tanıtım yapacağız. Diyarbakır’daki müteahhitler burada üretim yapan firmaları tanıyacak, neler ürettiklerini bilecek. Müteahhitlerle üreticilerimizi bir araya getireceğiz. Müteahhitlere bizim burada üretilen ürünlerimizi niye kullanmıyorsun diye soracağız. Kalite ve fiyatla ilgili bir sorun varsa söyleyin düzeltelim diyeceğiz. Öncelikle Diyarbakır’da üretilen ürünleri tercih etmeleri isteyeceğiz. Yine aynı şekilde, gıdadan diğer üretilen ürünlerimizde de aynı sorun ve taleplerimizi tekrarlayacağız. Şehrimizin kalkınması için, üretenlerimizin daha fazla üretmeleri için teşvikçi olacağız. Hatta bunda da ısrarcı olacağız. İnsanlarımızı kendi ürettiğimiz ürünlerimizi kullanmaya alıştıracağız. Başka çaremiz yok. Üreticimiz; Avrupa’daki, Asya’daki, Afrika’daki bir ülkeye ürününü satıyor ama Diyarbakır’daki bir esnafımıza satamıyor. Bunu başarmamız lazım. Organize yönetimi olarak bunu geliştirmeye açığız.”
‘221 fabrikamızda 7500 insan çalışıyor’
Yerel halkın yerli ürün tüketiminin kentteki istihdama katkısı üzerine konuşan Odabaşı, şunları söyledi: “Kentimizde üretim yapılan o iş yerlerinde birçoğumuzun akrabaları, tanıdıkları, hemşerileri çalışıyor. Birçok insan buralardaki çalışmalarından dolayı yaşamını sürdürüyor. Ailesini geçindiriyor. Sanayicimiz ürününü sattığı zaman, o sanayici buradan ürün aldığı zaman; hem çalışanlar işlerine devam edecek hem de daha fazla insan istihdam edilecektir. Şu an burada üretimde olan 221 fabrikamız var. 7500 insan çalışıyor. Bu kentte yaşayanlar bu ürünleri alırsa çalışanların sayısı 20.000 olur. Ayrıca 287 inşaat ve proje aşamasında olan fabrikamız var. Dolayısıyla; her yönüyle burada üretim yapanı desteklememiz gerekiyor. Bunun için önce kenti sevdireceğiz.”
‘Kent milliyetçiliğini yakalamamız gerekiyor’
Yerel ürünlerin tüketiminde kent milliyetçiliği motivasyonuna dikkat çeken Odabaşı, “Önce yerel olmak önemli yerel olmadan dünyaya açılma olmuyor. Yerelin önce kendisini yerelde ispatlaması gerekiyor. Önce burada ürünlerin tanıtılması gerekiyor. Kent milliyetçiliğini yakalayamıyoruz. Onu yakalamamız gerekiyor. Burada tükettiğimiz salçamızdan bulgurumuza, mermerimizden, seramiğimize, alüminyuma kadar çok kaliteli üretimler yapıyoruz.” İfadelerini kullandı.
Tüketimde öncelik, yerli üretim olmalı
Yerel ürünlerin tüketimi noktasında bir anısını da paylaşan OSB Başkanı Odabaşı, “Çocuklarım markete gittiği zaman kesinlikle Diyarbakır ürünü varsa onu tercih ettiriyorum. Geçen Ergani’ye bir taziyeye gittiğimizde bir marketten alışveriş yapmışlardı, sepeti olduğu yerde bıraktırdım ve yerel marketten aldırdım. Diyarbakır suyu olmayan resturantta oturmuyorum. Bunu aileme ve misafirlerime de söylüyoruz. Gittiği yerlerde Karacadağ, Munzur veya Gap suyu istiyorlar. Önce Diyarbakır’da. Sonra Batman’dan Van’a kadar bu bilinci oluşturmamız lazım. Van’da üretim yoksa önce bizim ürünümüzü kullanmalıdır. Ondan sonra Batı illerinde oralarda da yoksa yurt dışında aranmalıdır.” dedi.
İstihdam artacak
Diyarbakır Tekstil OSB’nin kent ekonomisine katkısını değerlendiren Odabaşı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradaki arıtma tesisinin bitmesiyle şimdi çalışan 7.500 işçi sayımız 15.000’e çıkacaktır. Çünkü tekstil fabrikalarımızın Çorlu’ya götürüyorlar. Orada boyatıp Diyarbakır’a getiriyorlar. Arıtma tesisiyle beş boyahane kurulacaktır. Sanayicimiz tarladan aldığı pamuğu son ürün haline getirip, pazara sunacaktır.”
Enerji maliyetlerini düşürecek projeler hayata geçmeli
OSB’deki enerji maliyetlerine değinen Odabaşı son olarak şunları söyledi: “Organize sanayinde en büyük giderimiz enerjidir. Sanayicilerimizle birlikte her çatıya bir güneş enerjisi paneli yapma projemiz var. Bu projemizi, EPDK ile Enerji Bakanlığıyla görüşüyoruz. Avrupa’dan bir finans bulup her fabrikanın çatısına bir sonar enerji paneli kurmayı planlıyoruz. Bunda başarılı olursak üretim maliyetlerimiz düşecek ve tüketicimize de olumlu yansıyacaktır.”
Mümin Ağcakaya / Özel Haber