Görülmeyen koronavirüs covid-19 dünyanın başına ne kadar büyük işler açtı. Öyle ki, sadece aile düzenimizi, kişisel yaşam, ilişki ve alışkanlıklarımızı etkilemekle, bizi değişime zorlamakla kalmadı; şirketlerin, holdinglerin devletlerin hatta küresel dünyanın düzenini, dengelerini de alt üst etti. Bu alt üst oluşlar dünyayı yönetenlerin geri plana düşmesine, güçsüzleşmesine yeni güçlerin ortaya çıkmasına da yol açabilecek bir etkiye yol açma olasılıkları ortaya çıkmaktadır.
Şimdiye kadar yaşadığımız küreselleşmenin öncülüğünü yürüten ABD bu rolü İngiltere’den devir almıştı. Küreselleşme ulusal sınırları önemsizleştirdi. Her alanda tek hâkimiyet ideolojisi oldu. Küreselleşme dünyada birçok değişimin önünü açtı. Ekonomiden siyasete ve kültüre kadar her alanda politikalara hâkim olan küreselleşme Covid-19 salgınıyla adeta bir sınavdan geçti. Küreselleşmenin yarattığı sistem kendini test etti. Bütün ülkeleri etkisi altına alan pandemi, bu kapitalist küresel sistemin sanıldığı kadar güçlü olmadığını ortaya koydu. Koronavirüs sistemin imajını sarstı.
Medyadan da izlediğimiz gibi; ABD’nin devam ettirdiği küreselleşme; Covid-19 yarattığı sarsıntılar nedeniyle ağır darbeler aldı. Özellikle ABD ve İngiltere’nin zamanında yeterli önlemleri almamalarından dolayı sadece sağlık sisteminde değil; üretim, dağıtım, ulaşım ve mali sistem olmak üzere yaşanan sıkıntılar; küresel düzeyde bütün sistemi derinden etkiledi. Ülke ekonomileri şimdiden ciddi kayıplara uğradı. Büyüme hedefleri geriye çekilmek zorunda kalındı.
Birçok strateji uzmanı; ABD öncülüğündeki küresel sistemin darbe almasıyla güç dengelerinde bir değişme yol açabileceğini, dünyadaki dengelerin ve güç ilişkilerinin koronavirüs salgınından önceki gibi olmayacağını dile getirmektedirler. Hatta salgın tehlikesi atlatıldıktan sonra küresel ekonomide dengelerin nasıl değişeceği, küresel ve bölgesel düzeyde hangi güçlerin öne çıkacağına dair öngörüler yapmaya başladılar.
Covid-19’a Çin’de ortaya çıkmasından sonra ABD ve Çin arasında karşılıklı suçlamalar birbirini izledi. Çin’in koronavirüsü kontrol altına almak için verdiği mücadelede kısa sürede sonuç alması ve salgını denetim altına alması, sıkıntı çeken İtalya’ya, İran’a ve Batı ülkelerine tıbbi malzeme ve doktor desteği sunması Çin’i daha ön plana çıkardı.
Çinin ön plana çıkması bu salgından önce ortaya çıkan bir gelişmeydi. Çin ekonomik büyümesiyle, Latin Amerika’dan Ortadoğu’ya kadar birçok ülkeye hem kredi vermesi hem de ticari ilişkileriyle geniş bir coğrafya üzerinde ilişkilerini geliştiriyordu. Küresel düzeyde yeni bir güç olarak, dünya ekonomisinde ağırlığını arttırmaktaydı. 2000’li yılların başında ekonomide %4 olan payını %16’ya yükseltmişti. Ayrıca Çin küresel tedarik zincirinin önemli merkezlerinden biri olmuştu.
Çinin küresel düzeyde pozisyonunu etkileyecek bir gelişme de; petrol piyasalarında Rusya ve Arabistan arasında yaşanan petrolün üretimi üzerine ortaya çıkan anlaşmazlıklar sonucunda; Suudi Arabistan’ın ham petrol fiyatlarını düşürdü. Bu kararın sonucunda ABD olumsuz etkilenirken; petrolün fiyatının düşmesinden Çin ekonomisini toparlayarak, gücünü daha fazla artıracağı düşünülmektedir.
Dolayısıyla sınırlandırılmaya çalışılan Çin’in yeni dönem dünyada önemli bir güç olarak eski konumu ve gücünden daha ileri bir pozisyonda olacağı, küresel ve bölgesel düzeylerde etkisinin daha fazla görüleceği yeni bir dünyaya doğru gidiyoruz.
Mümin Ağcakaya