Bu Sur içinin o özel bölgesini özellikle yazıp, çiziyorum.
Ortada bir rant meselesi olduğundan dolayı sürekli gündemde tutuyorum.
*İhalesi nasıl gerçekleşti?
*Kim/Kimler aldı?
*Alanların tamamı gerçek kişiler mi?
*Arka planında bürokrat var mı, yok mu?
*İhaleyi aldığı halde vazgeçip teminat yakan var mı?
*Hiç ihaleye dâhil edilmeyen 10-15 arası dükkân ne olacak?
*Diyanet vakfına ihalesiz verilen dükkân var mı?
Bu konular sürekli gündemimizde olacak.
Bir de resmi organizasyon dışında yetkiler kullanılarak gerçekleşen organizasyonlara bakmak lazım ki, duyduğum kadarıyla üstü kapalı bir paylaşım söz konusu. Şimdi bulmasak da, öğrenemesek de ileriki zaman diliminde olan-biteni, dönen dolapları, hile-hurdayı öğreneceğimizden kimsenin şüphesi olmasın.
Daha şimdiden bildiklerimizin olduğunu da muhataplarının bilmesini isteriz.
Hiç Kimse, ‘Nasıl olsa görev sürem bittikten sonra çeker giderim, üstü kapalı hallettiğim işleri kimse öğrenmez’ demesin, mutlaka ortaya çıkıyor. Daha önce ortaya çıkanlar olduğu gibi mesela.
Yerin kulağı olmasa da, ilahi adaletin tecelli ettiğine tanıklığımız var.
Valla yapılacak bir şey yok, sürekli gündemde tutacağız, başka işimiz yok.
Bize de kent ‘bekçiliği’ nasip oldu bu ‘çorbacı’ takımı yüzünden.
Hırsız olmayanın dövüldüğü bir ülkedeyiz, bir de bostanı bekçisiz bir kentte yaşayınca böyle ben ve benim gibi işgüzarlar kendilerine ‘Görev’ yazıyorlar.
Yapılacak bir şey yok.
Hırsız takip edilmek içindir.
Güvenlik birimleri halkın malını korumak için takiptedir, bu konuda kısmen aksaklık olunca da, zorunlu olarak halk kendi malını koruyacaktır.
*
Diyanet vakfını duyunca şaşırdım doğrusu.
İhalesiz, anlaşmalı verildi mutlaka.
Vilayetteki, eski Mado’nun yerini zaten kapmışlardı, yetmez mi?
Bu ne hırs?
Niye, neden?
Bakın bir kez daha söylüyorum;
‘Ağlayanın malı gülene yar olmaz’
Buralardan rant edinen geçici bürokratlar için de geçerlidir bu sözüm.
Nerede olursanız olun, yakalarınıza yapışacağız!