~~CHP lideri yerel seçimlere geniş bir yelpazede kurduğu ittifak ilişkileriyle giriyor. Yıllardır yürüttüğü rolanti siyasetiyle bir gelişme kaydedemedi. Daha önce ittifak yaptığı ulusalcı ve MHP ilişkilerine şimdi cemaati de dahil etti. Eski iktidar ortağıyla köprüleri atan cemaatle iktidara yürüyen CHP'yi neler bekliyecek, nasıl bir sonuç alacak. 30 Mart akşamı akla kara belli olacak, ancak, o köy şimdiden görülüyor. Tek başına iktidar olmayı göze alamayan CHP'yi cemaat kurtarabilecek mi?
CHP daha önce aldığı yerel yönetimlere bir yenisini ekleme gibi bir hedefinin olduğunu sanmıyorum. Mevcutları korumak kendisi için yeterli olacaktır. Bu durum; onun için bir başarı olacaktır.
CHP yıllardan beri kamuoyunda yaratmaya çalıştığı laiklik söylemlerinin halktaki karşılığı gittikçe kaybolmaktadır.
Kılıçdaroğlu, kaset skandalı sonucu CHP'nin başına geldiğinde, yeni bir imaj çizmeye çalıştı. Özellikle Alevi ve Türk demokrat kamuoyunda acaba farklı bir şey ortaya çıkar mı? diye bir beklenti yarattı. Bu beklentinin yerinde yeller estiğini, şimdi bir çok kesimin anladığını sanıyorum. Kılıçdaroğlu’nun en çok kullanmak istediği Dersim’liliği ve Aleviliği nerdeyse başına bela oldu. Beklenen imajından eser kalmadı. Siyasette, iktidarla girdiği polemikler de sadece ağız dalaşının ötesine gidemedi. Sürekli savunma içerisinde esip gürledi. İktidar olmayı hedefleyen bir siyaset izlemedi. Muhalefette kalmayı bir kader olarak kabul etti. Çünkü, İktidarın önünde duran dağ gibi sorunları çözmeye kendini aday olarak görmedi. Belli sayıda milletvekiline ve yerel yönetimlere sahip olmayı yeterli gördü. Sürekli muhalefette kalmak, sınırlı bir güçle varlığını devam ettirmeyi yeterli kabul etti. Zaten iktidar olma gibi bir amacının olmadığını görüyoruz. Genelde partiler iktidar olmak için vardırlar. Ancak; CHPnin tarihine baktığımız da tek parti döneminden sonra CHPnin- ara iktidar,o da çoğu koalisyon iktidarının dışında- iktidar olma süreci yok. Hep umut olma adına ortaya çıkmış, ama umutları bir mum gibi eritmiştir. Umut sloganları sadece dağlara taşlara yazılı olarak kalmıştır.
Şimdi seçim yaklaşırken cemaatle yakınlaşmasını, laikliğiyle övünüp durduğu kitlesine ne diyecek.Temel oy potansiyeli olan alevi kesimlerinin karşısına nasıl çıkacak.Onları nasıl ikna edecek.Her şeyden önce alevi yurttaşlar bunu hazmedecek mi?
Ulusalcı çizgi temelinde dirsek teması yaptığı MHP’den şimdi de aday devşirmesine özellikle ANKARA’daki aleviler,sola yatkın gözüken kitle, sandığa gidip oyunu gönül rahatlığıyla mı verecek; yoksa, seni yıllardır taşıdığım yeter mi? Diyecek.
Özellikle Alevi sol kimliğiyle öne çıkan, 12 Mart dönemi ve 12 Eylül öncesi bir çok devrici ve demokrat örgütün lider ve kadrosuna yataklık etmiş olan başta Tuzluçayır,Dikmen ve Mamak mahalle halkından nasıl oy talebinde bulunacak. CHP oy deposu olarak gördüğü Ankara'nın varoşlarından artık oy alabilecek mi? Oy verecek olanlar geçmişin anılarına daha ne kadar ihanet edecekler?