Bence dönüp hiç geriye bakmaya gerek yok, çünkü ne olup bittiğini, neler olduğunu, nasıl bir girdap içinde olduğumuzu zaten biliyoruz. Boşu boşuna neden ve ne için diye düşmeye, tartışmaya, analiz etmeye hiç gerek yok.
Ne yapmalı?
İleriye, engin ufuklara bakmak lazım azizim.
İleride ne yapılır, ne yapılmalı, nasıl kararlar alınmalı, bizden sonraki nesillere nasıl bir gelecek miras bırakılmalı diye kafa yormak en doğrusu.
Kısa-orta-uzun vadeli 3’e ayırmalı yapılacakları, sonra da düğmeye basılmalı.
Kısa vade, ilk düğme;
Yani seçime odaklanılmalı, iktidar ve aparatları süratle bulundukları alanlardan gönderilmeli.
Orta vade, ikinci düğme;
Topluma huzur, güven garantisi verilmeli, kolları sıvanmalı, ekonomik, sosyal, siyasal, kurumsal tahribatlar konusunda ciddi ve süratli tedbirler alınmalı. Güçlü parlamenter sistem dedikleri, bana göre yarı başkanlık sisteminin temelleri oluşturulmalı.
Uzun vade, üçüncü düğme; Elbette ki, gelecek nesiller için yeni bir gelecek tesisi sağlanmalı, bunun güvencesi verilmeli. Ve sonrası… Bu süreç, aynı zamanda tahrip olan devlet-millet kurumlarının yeniden onarılarak çağdaş, demokrat bir yapıya yeniden kavuşturulması süreci olmalıdır.
*
Seçimlere kadar demokrasi, insan hak ve hürriyetleri, birey haklarından giderek yoksunlaştığımız bir dönemin içinden nasıl çıkacağımızı konuşmanın, tartışmanın, bu konuda neler yapılması gerektiğini sürekli gündemde tutmamız gerekiyor.
O nedenle; Ev-araba gibi insani gereksinimleri karşılayıp karşılamama gibi bir durumu hiç tartışma konusu yapmıyorum. Bunlar, insani değerlerimizin yanında öncelikli konular değil artık.
Her şeyi o kadar çok karıştırdılar ki, ‘kimse içinden çıkamasın, bize kalsın’ diye düşünüyorlar.
İşte buna izin vermemek lazım.
Yeni yıla yeni bir başlangıç yapalım.