29 Mayıs’la yeni bir güne daha uyandık. Uzun zamandır sürekli gündemde olan seçimler de geride kaldı. Bu gündem de tarih oldu. Günlük yaşamımızı da oldukça meşgul eden bu gündem geride kaldı..
Seçim süreçlerine ilişkin çok tartışıldı. Tarih olan bu süreç yakın gelecekte ve sonrasında da çeşitli değerlendirmelere tabi olacaktır. Tarihte yerini alacak olan bu süreç hakkında tarihçiler de görev süreci enine boyuna değerlendireceklerdir.
Şimdi yaşam koşullarının gerçekliğiyle baş başa kaldık. Başta ekonomik olmak üzere sorun ve sıkıntısını yaşadığımız ve neredeyse büyük çoğunluğun hem fikir olduğu hayat pahalılığı sorunlarına nasıl ve ne zaman bir rahatlama ve çözüm bulunacaktır. Açlık ve yoksulluk sınırlarında yaşayan çoğumuzu başta ilgilendiren budur. Hangi aday kazanırsa kazansın önceliği bu olmak üzere bir dizi sorun çözüm beklemektedir. Şimdiye kadar oluşturulan algılar çoğumuzu yaşamın gerçekliğinden kopararak sanal dünyalar oluşturdu. Gerçeklikle sanal arasında çok bocalayanlar oldu. Sanal dünyaya teslim olanlar yaşamın gerçekliğiyle buluştuğu zaman nasıl bir ruh halinde olacaklar. Tabi ki sanal algı gerçekliğin yerini almışsa, gerçeklerle yüzleşmek çok zordur. Bu süreçlerde medyaya yansıyan o kadar çok şey oldu ki yalan ve gerçekler bazen birbirine karıştı. Yalanla beslenen algıyı yıkmak o kadar kolay olmayacaktır. Ortaya gerçek olmayan çok iddialar saçıldı. Bunların bıraktığı izler çabucak silinmeyecektir. Hatta onunla özdeşleşecektir.
Hayatımızın akışı daha iyiye doğru değişecek, yoksa yaşadıklarımızdan daha aşağı doğru bir seyir mi izleyecek. Bunu biraz da yaşayarak göreceğiz. Zaman yeni günlere doğru evrilirken dileğimiz umutlarımızın hep canlı kalmasıdır. En önemlisi de her zaman yarınlardan umutlu olmaktır.