Yendikleri hastalıkla mücadele eden çocuklara umut oldular

Diyarbakır'da çocuk yaşta yakalandıkları lösemi hastalığını yenen iki genç kız, aynı hastalıkla mücadele eden çocuklara moral vermek için çaba harcıyor.
  •  

Lösemi hastalığını yenmelerinde ailelerinin de büyük desteği olan 19 yaşındaki Dicle Çoban ve Fidan İçli'nin yolu, kazandıkları Dicle Üniversitesinde kesişti.

Üniversite eğitimi görürken Dicle Üniversitesi Kültür Merkezi (DÜKM) tiyatro grubunda gönüllü olarak tiyatro faaliyetine katılan Çoban ve İçli, hayallerine kavuşmanın mutluluğunu yaşıyor.

Kendileri ile aynı kaderi paylaşan çocukların hastalık psikolojisi ile umudunu yitirmesini istemeyen Çoban ve İçli, DÜ Çocuk Hastanesinde lösemi tedavisi gören küçükleri ziyaret ederek onlara destek sunuyor. 

Üniversite hastanesinde düzenlenen moral etkinliklerine katılarak sahnelenen oyunlarda rol alan iki genç, sohbet ettikleri çocuk hastalara kendi yaşamlarından örnekler anlatarak, hastalığı yenebileceklerine dair moral veriyor.

 

- "İnşallah onlar da benim gibi iyileşir"

Çoban, , lösemi hastalığına 12 yaşında yakalandığını, 2 yıl süren tedavinin ardından sağlığına kavuştuğunu söyledi.

Hastalığı yendikten sonra hayali olan üniversiteyi kazandığını belirten Çoban, "Uzun bir süre hastalığıma teşhis konulmadı. Sonra yapılan tetkikler sonucunda lösemi hastası olduğumu öğrendim. Bir yıl kemoterapi gördüm. Normalde ilik nakli olmam gerekiyordu fakat kemoterapiyle iyileştim. Tedavim biteli 5 yıl oldu. Bittikten sonra üniversite sınavına girdim. Dicle Üniversitesi Bilgisayar Bölümünü kazandım. Aynı zamanda tiyatro grubundayım." diye konuştu.

Çoban, hastalık sürecinde psikolojisinin bozulduğunu, saçlarının döküldüğünü, okula gidemediği için üzüldüğünü dile getirdi.

"Hastalığı yenip hayalime kavuştum. O süreçte insan, çocuk olduğu için psikolojisi çöküyor. En önemli şey moral. Onlara moral ve destek verdiğimi düşünüyorum. İnşallah onlar da benim gibi iyileşir." diyen Çoban, ailesinin ve arkadaşlarının desteğiyle mutlu olduğunu bildirdi.

Çoban, bu süreçte ailenin yaşadığı üzüntüyü hastaya yansıtmamasının önemine değinerek, bu hastalıkla mücadele edenleri ziyaret ederek onlara moral vermek istediklerini aktardı.

"Hasta olan arkadaşlarımın, kardeşlerimin yanına geldim. Onlara moral ve destek vermeye çalıştık elimizden geldiği kadar." ifadelerini kullanan Çoban, bu desteklerinin süreceğini kaydetti.

- "Lösemili hastalara yönelik çalışmalar yapmak istiyorum"

Fidan İçli de 9 yaşında yüksek ateş ve burun kanaması şikayeti ile gittiği hastanede lösemi teşhisi konulduğunu belirtti.

Tedavi için Ankara'ya gittiklerini, 1,5 ay hastanede kaldığını anlatan İçli, kemoterapinin ardından tedavisinin 3 yıl sürdüğünü söyledi.

İçli, o dönemde moralin ne kadar önemli olduğunu anladığını vurgulayarak, yaşadıklarını şu sözlerle aktardı:

"Hemşirelik bölümünde okuyorum. Tiyatro merakım küçük yaşlardan geliyor. İnsan tiyatroyla uğraşınca kendisini iyi hissediyor. Özellikle lösemili hastalara yönelik çalışmalar yapmak istiyorum. Çocukları eğlendirmeyi seviyorum. Çocukları eğlendirmek için tiyatro yapabilirim. Aileler çocuklarının ne kadar güçlü olduğunu bilmiyorlar. Çocuklar güçlüdür. O dönemde anneme moral verdiğimi hatırlıyorum. Ailelere tavsiyem mutsuzluğu çocuklarına yansıtmasınlar. Tedavi olanlara hastalığı hatırlatmasınlar."

- "Biz de hastalığı yenebiliriz"

DÜ Çocuk Hastanesinde tedavi gören lösemi hastası çocuklar da Çoban ve İçli ile görüşmekten duydukları mutluluğu dile getirdi.

Hasta çocuklardan 12 yaşındaki Berivan Polat, tedavi ile iyileşebileceğine inancını ifade ederek, oyun oynamayı, okula gitmeyi özlediğini ve öğretmen olma hayali kurduğunu anlattı.

Bir zamanlar kendileriyle aynı hastalığa yakalanan ablalarının kendilerine mutluluk verdiğini vurgulayan Polat, desteklerinden dolayı Çoban ve İçli'ye teşekkür etti.

Lösemili 15 yaşındaki Mehmet Sait Tarcan ise moralini yüksek tutmaya çalıştığını kaydederek, "Bize bu hastalığı Allah verdi, o temize çıkarır. Hastalık gelip geçici. Hastaların Allah'tan umutlarını kesmemelerini istiyorum." diye konuştu.

Ali İhsan Tokak (13) da önce iyileşmeye inanmak gerektiğini belirterek, moralin önemli olduğunu aktardı.

"Bize moral verdiler. Biz de bu hastalığı yenebiliriz." diyen Tokak, tedavi ile hastalığın geçebileceğine inancını vurguladı. 

13 yaşındaki Zeynep Ildır da 8 aydır tedavi gördüğünü, hemşire olup, hastaları iyileştirmek istediğini anlattı. Ildır, hastaların mutlu olup kendilerini üzmemesi gerektiğine işaret etti.(AA)

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Toplum-yaşam Haberleri