Yaşlandıkça daha çok konuşalım

Mustafa Nesim Sevinç

Unesco’nun yaşlılık tanımı:“Bir insan konfor alanının dışına çıkamıyorsa, yeni şeyler öğrenemiyorsa, şaşırmıyorsa ve çoğu şeyi bildiğini düşünüyorsa, merak etmiyorsa, keşfetmiyorsa; geçmişte, anılarında yaşıyor ve sürekli eskiyi tekrar ediyorsa yaşlıdır.”

Tabipler, bu güne kadar hafıza kaybını önlemenin çaresi olmadığını ve yaşını alanların tek ilacı konuşmak, daha fazla konuşmak olduğunu söylüyorlar.

Tabiplerin söylediklerine göre yaşını alanların daha fazla konuşmasının en az üç faydası olduğunu şöyle söylüyorlar.

1) Konuşmak beyni harekete geçirir ve beyni aktif tutar. Çünkü dil ve düşünce birbirleriyle iletişim kurar, özellikle hızlı konuşurken, daha hızlı düşünme yansımasıyla sonuçlanır ve hafızayı geliştirir. Konuşmayanların hafızasını kaybetme olasılığı daha yüksektir.

2) Konuşmadığımızda her şeyi içimize gömer ve kendi kendimizi boğarız. Konuşmak, akıl hastalığını önler ve stresi azaltır.

3) Konuşma, aktif yüz kaslarını çalıştırır ve akciğerlerin kapasitesini artırır, gözlerin ve kulakların bozulma riskini azaltır, baş dönmesi gibi gizli riskleri azaltır. Kısaca yaşını alanlarda Alzheimer'ı önlemenin tek yolu insanlarla mümkün olduğunca çok konuşmak ve aktif iletişim kurmaktır. Bunun başka bir tedavisi yoktur. Diyorlar.

O zaman biz yaşını alanlar tabipleri dinleyelim daha fazla konuşalım.

Konuşalım ama gerçekleri konuşalım, bildiğimiz gerçekleri mezara götürmenin ne faydası olacak.

Bu günlerde “konuşmak mı?” dediniz.

Evet, bugün konuşmayacağız da ne zaman konuşacağız.

Gerçeği öğrenmek isteyenlerin sayısı artıyor.

Şeyhler ve oligarklar, birbirini ağırlarken, bu cahiller hangi dünyada yaşadıklarını sanıyor?

Halden anlamayan tok siyasilerin mağdurları oynamak hoşlarına gidiyor ama çoğunluk olan biteni hala bilmiyor, susmaya devam ediyor, şimdilik günü kurtarmaya bakıyorlar öfkeli olan seçmeni blok olarak görmemeliler. Ekonomik gerçekçilik galip geliyor.

AK Parti Genel Başkanı için giderek daha karanlık bir hal alıyor. Seçmenler hâlâ bir kıymet taşıyorsa eğer, danışmanlarının bavullarını toplamaya başlaması gerektiğini ona söylemiş olmalılar, üstelik bunu diyen yalnızca sokaktaki seçmen söylemiyor, stadyumlarda, büyük futbol takımlarının maçlarında artık taraftarlar takımları lehine ya da rakipleri aleyhine değil, hep birlikte hükümete karşı tezahüratta bulunuyor.

AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, seçim öncesi bir adayın bulunabileceği en kötü durumda.

Tiyatro bitti!

Haydi, size güle güle!

Ne mi yazıyorum, konumuzla ilgisi yok mu?

Neyse konuşmak için konuştum diye kabul ediniz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.