Kimi insanlar evinize, mekânınıza, yerinize-yurdunuza, şehrinize gel(e)mese de bilirsiniz ki aslında hep sizinle birliktedir.
Yaşar Kemal böyle bir adamdı. Mehmed Uzun’un hastalığı (2017) ve ölümü (2108) dönemlerindeki gelişlerini saymazsak! Şehre, iki kez gelir / geldi usta.
İlkinde bizzat kendisi gelir şehre, tarih 1950’lilerin hemen başıdır. Cumhuriyet gazetesinde çalışıyordur. Röportajlar yapıyordur. Diyarbakır ve Van başta olmak üzere bölgede peşpeşe röportajları yayınlanıyordur. İlk kez Diyarbakır röportajında kullanır sonrasında artık yazarlık adı da olacak Yaşar Kemal adını.
“Diyarbakır eski, çok eski bir demir kadar paslı… İlk bakışta böyle ya, insan aldanıyor. Sonra yavaşça ayılıp ısınıyor Diyarbakır’a, anlıyor ki böyle değil. Bu şehir kılıf içinde, kendisini öylesine gizlemiş ki, tadına varabilmek, onu sevebilmek için emek istiyor, terlemek istiyor. Bu şehri kılıfından soyup mahremiyetine girmeli. Bu iş zor iş ya, değer. Bunu yapabildin mi büyülendin demektir. Diyarbakır seni büyülemiştir, kurtuluş yok.
“Damların üstünü papatya, ot ve diz boyu kır çiçekleri bürümüş. Bu sebepten pek az ağaç olmasına rağmen, bütün şehir tepeden tırnağa yemyeşil. En genişi dört adım gelen sokaklardan geçerken efkâr basacaktır. Ama durunuz. Bu erken. Korkmadan, önünüze gelen herhangi bir kapıyı çalmalısınız. Kapı, hemen açılır. Kapıyı açan, çoğu, kara gözlü esmer bir kadındır. İlkin afallar. Yabancı olduğunuzu anlayınca buyur eder. Diyarbakır artık kılıfından çıkmıştır. Diyarbakır, bütün sıcaklığı, samimiyeti, güzelliği ile gözünüzün önündedir… Nereye gitsen gül, her yan gül, göz alabildiğine gül, bütün şehir gül kokuyor.”
Böyle anlatır durur şehri...
İkincisinde o devasa heybetli gövdesi ile gelip oturdu şehrin kültür ve kongre merkezinin perdesine iki saat süreyle.
Van’dan başlayıp Hemite’ye, sonra oradan İstanbul’a ve dünyaya açılan nerdeyse bir koca asra sığan serüveni...
Yaşar Kemal Efsanesinin Yönetmeni Aydın Orak’ın yurt içi ve yurt dışında bir çok mekân ve şehirde izleyicisiyle buluşmuş filmi bu kez Yaşar Kemal’in 70 yıl önce ilk röportajlarının yazılıp yayınlandığı şehir Diyarbakır sahnesinde gösterildi.
Diyarbakır Yenişehir Belediyesinin evsahipliğinde; şehrin kültür ve kongre merkezinin 288 kişilik sinema salonu merdiven boşlukları da dolarak 350 Yaşar Kemal dostunun katılımıyla yoğun bir ilgiyle izlendi, üstelik temmuz sıcağında.
Öyle ki; sade Yaşar Kemal yoktu filmde! Evet usta hikâyenin başaktörüydü. Ve etrafında geçtiğimiz asrın son elli yılında ülkenin şeceresinden gelmiş geçmiş aktörler.
Yaşar Kemal’in bir yazar olarak portresinin yanında; aktivistliği, aile hayatı, dostlukları, hayata değen nesi varsa süzülerek derlenip toplanmış.
İyi ki buluştu Yaşar Kemal Efsanesi şehirle...