İlyas AKENGİN
3 kişi'nin KDP'ye ajanlık yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açılan ve müebbet hapis cezasına çarptırılan 3 kişiyle ilgili dosyayı bozdu. Yargıtay, casusluk faaliyetine konu olan anket, form ve siyasi toplantı bilgilerinin gizli bilgi olmadığının anlaşıldığını belirterek, "Sızdırılan belgeler devletin gizli bilgisi mi değil mi araştırılmadan hüküm verilmez, bilgiler yabancı devlet yaranına elde edildiyse, o tarihteki hukuki statüsü araştırılsın" ifadelerine yer verdi.
Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Ortasu ve Gülyazı köyleri, kaçakçılık yapan 34 köylünün hava operasyonuyla öldürülmesinin acısını yaşarken, ölen köylülerin yakınlarına, KDP’ye ‘’ajanlık’’ yaptıkları suçlamasıyla açılan davada yeni bir gelişme yaşandı. Yargıtay, Şırnak'ın Uludere ilçesinde askeri sevkiyatları Kuzey Irak Federe Bölgesi'nin (KDP) istihbarat teşkilatı Parastin'e bildirdiği iddiasıyla 5 yıl tutuklu yargılanan ve özel yetkili Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından geçen yıl Mart ayında müebbet hapis cezasına çarptırılan 3 köy korucusuyla ilgili dosyayı bozma kararı aldı.
SUÇ UNSURLARI ARAŞTIRILSIN
Yargıtay bozma kararında, casusluk suçunun oluşabilmesi için "Bilgilerin devletin gizli kalması gereken bilgilerinden olması", "casusluk için yabancı devletle anlaşmanın yapılmış olması" başlıklı iki temel unsura dikkat çekti ve bu unsurları oluşmadığını kaydetti. Yargıtay gerekçesinde, bilgilerin yabancı devlet yararına temin edilmesi bakımından suç tarihindeki hukuki statüsünün yetkili mercilerden araştırılıp belirlenmesini gösterdi. Yargıtay ikinci olarak da şu görüşlere yer verdi: "Genelkurmay ve MİT, sanık H.E.'nin Parestin görevlilerine ilettiği resmi anket, formlar ve siyasi toplantılara ilişkin bilgilerin gizli kalması gereken bilgilerden olmadığını bildirmiş. Bu konu yetkili mercilerden yeniden araştırılıp belirlenmeli ve sonucuna göre hukuki durumları takdir ve tayin edilmeli"
MÜEBBET CEZA ALMIŞLARDI
Uludere'de öldürülen 34 köylünün de akrabası olduğu belirtilen Ş.E., K.E ve H.E "siyasi ve askeri casusluk" suçlarından yargılandıkları özel yetkili mahkeme tarafından 14 Mart 2013 tarihinde müebbet hapis cezasına mahkum edilmişti. Mahkemede, Genelkurmay'dan gelen raporda, söz konusu belgelerin başka devletlerin eline geçmesi halinde doğabilecek sonuçlar sıralanmıştı.
Raporda, "Barış/gerginlik döneminde askeri birliklere sabotaj, baskın (terörist saldırı) yapılmasına olanak sağlayacak. TSK birliklerinin takip edilmesi neticesinde özellikle gerginlik ve kriz durumunda askeri birliklerin yapacağı hareketin önceden öğrenilerek muhasıp tedbir alınmasına ve askeri gücünün bilgiler doğrultusunda savunma yapmasına neden olabileceği. TSK birliklerinin sınır hattındaki tertiplenmesini açığa çıkarabileceği ve bölgede yaşayan vatandaşların can ve mal güvenliğini tehlikeye atabileceği. TSK'nın bölgede terörle mücadele kapsamında yaptıkları anlık olarak terör örgütüne aktarılması terör saldırısına olanak sağlayabileceği. Bu bilgilerin terör örgütünün hareketini kolaylaştıracağı..." görüşlerine yer verilmişti.
Tutuklu 3 sanık hakkında casusluk suçundan müebbet hapis cezası verilmişti.