Adalet kıldan ince kılıçdan keskin olma sözü, tutuklu vekillere ilişkin alınan iki ayrı kararla bertaraf edildi. Adalete olan güven duyguları bir kez daha yara aldı. Eşit uygulanmayan adalete, kimse inanmaz. O adalete güvenilmez ve hiç kimse kendini güvende hissedemez. Bütün sözler anlamını yitirir.
Çözüm süreciyle birlikte toplumda bir heyecan dalgası oluştu.Süreç kadim halkların yaşadığı bu topraklara; barış , demokrasi ve adaletin geleceği ümitlerini yeşertmişti. Edirne’den Şırnak’a kadar bahar rüzgarı estirmişti. Ancak, sevinçler uzun süremiyor, sert bir lokma gibi boğazda düğümleniyor. Sanki karanlı bir el bu büyüyü bozuyor. Topluma sevinci çok görüyor. Bir gerilip bir rehavete kapılıyoruz. Son tutuklu vekillere ilişkin karar ; insanları ‘umutlanmakla yanlış mı yaptık’ düşüncelerine götürmüştür.
Demokratikleşecek miyiz?
Kaygılar yeniden hakim duygu. Söylemlerin gücü kaygıları gidermeye yetmemektedir. Deyim yerindeyse sürecin git -gelli seyri insanların zihnini karıştırmaktadır.
Adalet vatandaşın etnik, dinsel, siyasal düşüncelerine bakılmadan eşit uygulandığında güven gelişir, yönetimler daha güçlü olur. Vatandaşın kendini güvende hissetmediği, adaletine inanamadığı bir yönetime nasıl bir aidiyet duygusuyla bağlı olacağı iktidarların kendisi tarafından sorgulanmalıdır.
Şüphesiz bu durumun yansımaları kuvvetli dalgalar şeklinde devam edecektir . Önümüzdeki süreç bunu göstermektedir.