Batı’da çokça örneğini gördüğümüz festivaller; yapıldıkları kentlerle, sanat dallarıyla, yöre ürünlerinin tanıtımı vs amacı ile adlandırılır ve öyle tanınırlar.
Festivallerden ve yarışmalardan beklenen o kenti, o ürünü, o iş kolunu öne çıkarmak tanıtımını yapmaktır.
Diyarbakır’da her sonbahar aylarında düzenlenen ‘Karpuz Festivali/Yarışması’ bu etkinliklere bir örnektir.
Geçtiğimiz bir, iki yıl içerisinde her ne olduysa oldu İl Valilikleri birbiri ardına Belediyelerin düzenlediği, destek olduğu bir çok festivali, festival bünyesinde düzenlenen kimi konserleri şu veya bu nedenlerle yasakladılar.
Dolayısı ile, bir anlamda o festivallerden beklenen olumlu etkilerin oluşmasını engellediler.
Antalya’da her yıl düzenlenen ‘Altın Portakal Film Yarışması tabiri caizse bizim sinema sektörümüzün “Oscar”ı, Adana Altın Koza Film Festivali de Cannes Film Festivalimizdir.
Bu yıl; bahsedilen bütün bu etkinliklerin en tanınanı, en bilineni ‘Altın Portakal Film Festivali’ 43 yıllık tarihinde 12 Eylül Askeri Darbesi’nden sonra, ikinci kez olmak üzere iptal edilerek yapılamadı.
Önce Festival komitesi ‘KANUN HÜKMÜ’ adlı belgeseli seçkiden çıkardı. Sonra filmin yönetmeni Necla DEMİRCİ, filmle ilgili hiç bir adli kısıtlama olmadığını ve filmin tekrar, yarışacak filmler arasına alınmasını talep etti.
Önce jüri başkanı Demet AKBAĞ başta olmak üzere jüri üyelerinin bu şartlarla görev yapamayacaklarını açıklamaları sonrasında, yarışmaya katılım hakkı kazanmış 11 film yöneticilerinin 8’inin de filmlerini yarışmadan çekecekleri duyuruları neticesinde Festival komitesi ‘KANUN HÜKMÜ’ belgeselini tekrar yarışacak filmler arasına aldı.
Tam sorun çözüldü derken; Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Spor Bakanlıkları ‘festivalin terör propagandasına alet olmasına izin vermeyecekleri’ açıklamalarının ardından THY gibi bir kaç büyük sponsor, sponsorluktan çekildiklerini ilan ettiler.
Ve nihayet festivale ev sahipliği yapan Antalya BB Başkanı Muhittin BÖCEK Antalya Altın Portakal Film Festivalinin iptal edildiğini resmen açıklayarak noktayı koydu.
Tam bu arada muhittin BÖCEK Başkanın yardımcısı BB Başkan Vekili Oktay BAŞARAN ‘öyle nokta koymakla nokta konulmaz’ın veciz bir örneğini verircesine ilginç bir şekilde CHP’yi suçlayarak ‘bırakın şu FETÖ’nün peşine takılmayı’ diye bir suçlamada bulundu.
Başkan Muhittin BÖCEK muhtemelen parti içerisinde ‘başkan, bu yardımcını çok aradın mı?’ sorusuyla muhatap kalabileceği öngörüsüyle, başkan yardımcısı Oktay BAŞARAN’ı kastederek ‘herhalde iktidar partisine transfer olacak’ diye bir tespitte bulundu.
Ve Antalya Altın Portakal Film Festivalinin afişleri kentin panolarından sökülürken.
Antalya BB Başkanı Muhittin BÖCEK, bu yıl bitmeden ve hiç bir yerden destek almadan Antalya Altın Portakal Film Festivalinin mutlaka düzenleneceğini açıklıyordu.
Bu arada dinlediğim Ahmet Kaya parçasına eşlik ediyor olmam tamamen tesadüf idi.
‘Başım belada, tabancamı unutmuşum helâda, nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan tutarsızlık,
nerden baksan ahmakça’ Film bu, sinema filmi. Senaryolar gerçek hayattan da üretilebilir, kurgulanarak da.
Filmlerde suç veya suçu övme, özendirme gibi sahneler olma iddiaları ile ‘bakanlar’ değil, ilgili savcılar görev yapmalı.
Savcılar filmi her yönden izler, değerlendirir ve gerektiğinde adli kovuşturma başlatırlar.
Bir kaçakçının başından geçenlerin anlatıldığı bir senaryoda kaçakçılığı övmüş olmazsınız, sadece bir kaçakçının başından geçenleri anlatmış olursunuz!
Aynı şekilde bir hayat kadınının hikâyesi ile hayat kadınlığını, bir katilin hikâyesi ile katilliği, bir eşcinselin hikayesi ile de eşcinselliği övmüş olmazsınız!
Sadece birinin hikâyesini anlatmış olursunuz!
1989 yılında daha 9 aylık iken annesiyle beraber mahpusta kalmak zorunda kalan Barış’ın hikayesini anlatan ‘UÇURTMALARI VURMASINLAR’ filmini anımsarsınız, aldığı en iyi senaryo, en iyi kadın oyuncu ödüllerini,Nur SÜRER’i, ‘Akdeniz ülkeleri film Yarışması’ndaki ikinciliğini.
Kimsenin aklına o filmle ilgili bir çocuğun hayallerini anlatırken annesinin, diğer oyuncuların suçlarının övüldüğü gelmemişti.