"Olayların gidişatı netleşinceye kadar ortalıkta görünmeyip seyirci kalmayı tercih edenler, darbenin başarısız olduğu anlaşıldıktan sonra milletin yaptığı devrimi çalmaya ve milletin darbeyi engelleyen evlatları aleyhine kullanmaya kalkıştılar." dedi.
Yapıcıoğlu, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminin birinci yılı dolaysıyla partisinin il başkanlığında düzenlenen basın toplantısında, ihanet şebekesinin namlularını millete çevirerek 250 cana kıymasının üzerinden bir yıl geçtiğini anımsattı.
15 Temmuz kalkışmasını "ülkeyi işgale hazır hale getirme" veya "iç savaşa sürükleme" teşebbüsü olarak nitelendiren Yapıcıoğlu, o meşum teşebbüsün sahiplerinin, 40 yıl boyunca hazırlık yaptıklarını, servet biriktirdiklerini, adam devşirdiklerini ve tuzaklar kurduklarını söyledi.
Yapıcıoğlu, "15 Temmuz'da darbe teşebbüsünde bulunanlar devletle ve hükümetle içli dışlı oldukları dönemlerde kendilerine rakip veya önlerinde engel olarak gördükleri kişi ve kurumları bertaraf etmek için türlü entrika ve kumpaslar kurmaktan bir an bile geri durmadılar." diyerek, bunun için sahip oldukları medya organlarını da ellerinde bulundurdukları resmi makamları ve kamusal yetkileri de sonuna kadar kullandıklarını belirtti.
"Kırk yıl boyunca her dönem güç kimin elinde ise onunla iş birliği halinde biriktirdikleri güç, takdiri ezeli ve lütfu ilahi ile 15 Temmuz gecesi dört saatte tuzla buz oldu, eridi ve dağıldı." ifadelerini kullanan Yapıcıoğlu, milletin önceki darbe teşebbüslerinde olduğu gibi seyirci kalmadığını ve ilk andan itibaren alanlara çıkıp darbe teşebbüsünü püskürttüğünü vurguladı.
Yapıcıoğlu, "Bu bir halk devrimiydi. Olayların gidişatı netleşinceye kadar ortalıkta görünmeyip seyirci kalmayı tercih edenler, darbenin başarısız olduğu anlaşıldıktan sonra milletin yaptığı devrimi çalmaya ve milletin darbeyi engelleyen evlatları aleyhine kullanmaya kalkıştılar. Darbecilere karşı en ön safta göğüslerini siper eden dindar halkı ve mensup oldukları cemaatleri FETÖ ihanet şebekesi ile aynı kefeye koyanlar, FETÖ'nün iplerini elinde tutan odakların amaçlarına hizmet etmektedirler." diye konuştu.
FETÖ'nün, hain planlarını perdelemek ve gerçek niyetinin fark edilmesini geciktirmek maksadıyla cemaat adı altında çalışmalarını yürüttüğü için en büyük zararı da dini kurum ve kavramlara verdiğini aktaran Yapıcıoğlu, "FETÖ, en büyük zararı dini kurum ve kavramlara verdi." ifadelerini kullandı.
Yapıcıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nasıl ki asker üniformasıyla darbeye teşebbüs ettikleri için bütün askerlerin veya bizatihi askerlik kurumunun kötülenmesi mümkün değil ise melanetlerini gizlemek için kendilerine cemaat ismi vermiş olmaları nedeniyle İslami bir kavram olan cemaat mefhumunun kötü görülmesi ve İslami cemaatleri FETÖ ile aynı kefeye koymak da mümkün değildir. Aksine davranış zulümdür, işi daha da ileriye götürüp İslam’a cephe açılması ise cinayettir."
Yapıcıoğlu, 15 Temmuz gecesi sokağa çıkıp darbe teşebbüsüne direnenlerin başında İslami cemaatlerin geldiğini ifade ederek, FETÖ mensuplarının sızdıkları devlet kadrolarından temizlenmesi için bir yıldır çalışmaların yoğun bir şekilde devam ettiğini, yıllarca FETÖ'nün zulmüne maruz kalmış ve bu zulmün sona ermesini bekleyenlerin FETÖ'nün zulmünü çekmeye devam ettiklerini dile getirdi.
FETÖ'cü kolluğun kumpasları ve FETÖ yargısının kararları ile mağdur edilmiş insanların cezaevlerinde ömür tükettiklerini belirten Yapıcıoğlu, FETÖ mensuplarını devlet kadrolarından temizlerken terazinin hassas tutulması gerektiğini sözlerini ekledi.