Yaşam ve nefes almanın harika bir şey olduğunu biliriz. Aldığımız her nefes bizlere bir şey anlatır. Yaşamsal güzellikler alınan nefesle keşfedilir. Keşfetmek nefestir. Nefes; dokunabilmektir, canlı olmanın en güzel tezahürüdür. Nefes, gülümsemek, paylaşmak ve görmektir.
Nefes ve Duruş
Nefes ve duruşu keşfedenler, hakikate yakın duran insanlardır. Nefes ve duruşu keşfedemeyenler farkındalığın ne olduğunu bilmeyen ve hakikatin ne olduğunu görmeyendir. Tüm yanlışlar, görmeme ile başlar. Yanlışa yanlışla karşılık veren de görmeyendir. Yanlışa, yanlışla karşılık verdiğinizde veya yanlışa karşı durduğunuzda onu beslersiniz, büyütürsünüz ve onu hep canlı tutarsınız.
Yanlış Olan Nasıl Bir Cazibedir?
Yanlış nedir? Yanlış nerede durur, nasıl ve neyle eyleme geçer? Yanlış bir algıdan, yanlış bir davranıştan, yanlış bir yaklaşımdan ortaya çıkan enerji dalgaları, düzensiz ve olumsuzdur. Düzensiz ve olumsuz olan enerji dalgaları kendi kapsamında bir koridor açar. Bu koridorda yer alan her kim olursa olsun yanlışa doğru ilerler ve akar. Yanlışa, aynı dille karşılık verenler yanlışı besler, büyütür ve güçlendirirler. Doğru olanın yanlışla işi olmaz. Oluyorsa da aynı seviye, kapsam ve konumdadır.
Yanlışı Besleme
Yanlış yaşamlar, hatalı davranış ve duruşların beslendiği kaynaklardan feyz alır. Bu kaynaklar insanın donanımıyla alakalıdır. Yanlış bir zemin üzerinden kendini donatmış insan, sürekli hata yapar ve yanlış bir zemin üzerinden yürür. Yanlışın beslendiği yer burasıdır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, yanlış duruşun sahibi olan insan ile aynı denklemde bulunmamak ve bu denklemde kalmamaktır. Yanlış olana, aynı seviyede karşılık verildiğinde, bu durum seviyenin düzeyini gösterir. Aynı seviye, aynı düzey, aynı anlayış ve aynı duruş içinde olanlar aynı dili konuşur ve aynı hata silsilesi içinde ilerler.
Paylaşım Bir Seviyedir
Kim olduğumuzu gösteren en önemli gösterge; ilişki ve paylaşımdır. İlişki ve paylaşım, kim olduğumuzun düzeyini gösterir. Hayatı yanlış yaşayanlar, hatalı bir duruş ve kusurlu bir seviye içinde olanlardır. Neysek, onu yaşar, onu çeker, ona dokunur, onunla buluşur, onunla ilerler, onunla paylaşım içinde olur, onunla çatışır ve onunla kendimizi ifade ederiz. Bu nereden beslendiğimizin göstergesidir. Hatta bunun için beslendiğimiz yerin ana kaynağıdır da diyebiliriz.
İçi Kusurlu Olanın Dili de Kusurludur
Bütün kusur ve problemlerin dayandığı, ana eksen, içimizdir. Dışta her ne yaşanırsa yaşansın bu, için yansımasıdır. Dış, için aynasıdır. İç, dışın kaynağıdır. Dışı belirleyen içtir. İçimizde yani zihnimizde ne yaşanıyorsa, dışsal alanda ortaya çıkan da odur. İçimizin nasıl bir şey olduğunu anlamak istiyorsak, dışa bakmalı ve oradan görmeliyiz. İçteki karmaşa, çatışma, huzursuzluk, bölünme ve dengesizlik dışta da bu gerçeği işler ve bunun yaşamını yaratır. Bu, bozulmuş deneyimler kendi sınırında durmaz hep büyür, daha fazla karmaşa ve kabusa yol açar.